TÜRKİYE BİRDEN ÇOK CEPHEDEN KUŞATILMAK İSTENİYOR .! 

TÜRKİYE son yıllarda birden çok cephede sıkıştırılıyor. 

Bir yandan en büyük kara sınırı olan ve 2013 yılında iç savaşa sürüklenerek yaklaşık 4 milyon mültecinin Türkiye’ye geldiği Suriye üzerinden, diğer taraftan yıllardan beridir ABD ve İsrail'in desteklediği terör örgütü PKK üzerinden Irak cephesinde köşeye sıkıştırılıyor. 

Şüphesiz ki en önemli cephe ise Doğu Akdeniz.! 

Türkiye'ye Doğu Akdeniz cephesinde ise en büyük sıkıştırmaya KKTC üzerinden yürüterek Kıbrıs'ı tek devletli bir yapıya dönüştürmek suretiyle by-pass edilmek istenmesi Türkiye’nin güvenliğini ve bağımsızlığını tehlikeye atıyor. 

Şüphesiz ki bunda en büyük pay 2022'den beridir iktidarda olan  Ak Parti Hükümetinin son yıllarda birden çok yaptığı hata ve özellikle merhum Rauf Denktaş döneminde ABD ve AB'nin planlarını içeren 'Annan Planının' bizatihi Erdoğan eliyle dayatılmasındsn kaynaklanmaktadır.! 

Ak Parti iktidarının dış politikadaki bu yanlışlarını Milli Görüş lideri merhum Necmettin Erbakan hoca kendine has ferasetiyle yıllar önce uyararak dikkatli olunmasının altını çizmişti. 

Özellikle Ortadoğu'da Suriye, Irak ve İran üzerinden asıl hedefin Türkiye olduğunun altını çizdiği ve tarihe not düşülecek şu tespiti ne kadar feraset sahibi olduğunu ortaya koyuyor. 

Erbakan "Siz meseleyi Suriye mi sanıyorsunuz? Suriye'yi istemelerinin tek bir nedeni vardır. O da Türkiye'yi işgal etmek için zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye'dir. Bu söylediklerimi bir gün anlayacaksınız."
ikazı son günlerde Ayan beyan ortaya çıkmaya başladı. 

2020 yılında İngiltere, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE istihbarat şeflerinin yaptığı gizli toplantıda, MOSSAD Başkanı’nın  “Asıl tehlike İran değil, Türkiye’dir” şeklindeki açıklaması merhum Erbakan hocanın ne kadar büyük bir ferasete sahip olduğunu ortaya koyuyor. 

Türkiye  özellikle Doğu Akdeniz'de Kıbrıs üzerinden çok büyük bir oyunun içerisine çekiliyor. 

Suriye'nin ve Libya'nın Doğu Akdeniz ülkesi olması ve şuana kadar ABD ve İsrail'in planlarına ortak olmaması aslında Türkiye için bir avantaj.! 

Türkiye'nin yapması gereken 2013'yen beridir yanlış yaptığı ve inatlaştığı Suriye politikasından vazgeçerek Beşar Esad ile masaya oturarak ABD ve İsrail'in BOP/BİP Projesi kapsamında Suriye'nin 4 parçalı bir yapıya dönüştürülmesini içeren planına set vurmasından geçmektedir. 

Bu yollada PKK ve PYD'nin de planlarını akamete uğratarakTürkiye’nin bağımsızlığını korumuş olur.!!! 

Türkiye'nin Libya ile anlaşma yapmasıda önemli bir adımdır. Ancak Suriye konusunda atacağı adım çok daha önem arz etmektedir. 

Türkiye’nin  'Garantör ülke' konumunda olması ve MEB'den doğan hakkını kullanarak KKTC açıklarına doğalgaz ve petrol sondaj arama gemisi göndermesinden sonra ABD ve 2013 yılından buyana Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ta doğalgaz enerji koridorun kontrol ederek  sözsahibi olan İsrail'i rahatsız etmesi Doğu Akdeniz'in stratejik ve jeopolitik olarak ne kadar öneme haiz olduğunu ortaya koyuyor. 

ABD, Türkiye’nin bu hamlesini görünce Nato'yu da arkasına alınca onbinlerce kilometreden gelerek Türkiye sınırına 400 kilometre mesafede Yunanistan'da bulunan Dedeağaç'ta üs kurarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz'deki hamlesini boşa çıkartmaya çabalıyor. 

Bu sebeple Yunanistan, ABD ve NATO için özellikle son dönemde stratejik anlamda değer kazanan Dedeağaç Limanı’nın özelleştirilmesi sürecini başlatarak burayı tamamen ABD’nin kontrolüne bırakıyor. 

Dedeağaç Limanının özelleştirilmesine talip olan şirketler 22 Eylül Perşembe günü tekliflerini sundu. 
İhaleyi ABD firması Black Summit’in almasına kesin gözüyle bakılıyor. Özelleştirmenin tamamlanmasının ardından büyük ihtimalle burada ABD'ye bağlı çeşitli deniz güçleri/askeri gemilerin konuşlanması hedefleniyor.

Amerikalılar 22 Eylül itibarıyla Dedeağaç Limanı'nın bir deniz üssüne çevirme çalışmalarına başladı.

Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı :"Bazıları KKTC'de yok ABD'ye üs verelim yok Rusya'ya üs verelim teklifleri yapmaktadır. Ben ise sadece ve sadece Türkiye'nin KKTC'de üs sahibi olmasını ve üssünde egemen üs olmasını isterim! İşte aramızdaki fark budur. Gerçek Türk Milliyetçiliği de budur!" açıklaması altının çizilmesi gereken çok önemli bir tespittir. 
Çünkü ABD ve Rusya'ya KKTC'de üs verilirse Annan Planının yeni versiyonu hız kazanır ve Kıbrıs Tek Devletli bir yapıya dönüştürülerek Türkiye'nin garantörlüğü de tehlikeye girer.!

Kısacası Türkiye, müttefik ve stratejik dost dediği ve üyesi olduğu NATO tarafından ateş çemberine alınıyor kuşatılıyor ve çatışmaya çekilmek isteniyor !

Kronolojik olarak ABD'nin 31 Ağustos 2022 tarihinde Irak'ın kuzeyindeki Peşmerge yapılanmasına silah ve teçhizat yardımı yaptığını duyurması da bu planın bir parçası.

Yine 8 Eylül 2022 tarihinde Suriye'de ABD ile PKK/YPG terör örgütü Türkiye'ye 10 km uzaklıktaki Dirk bölgesinde ilk ortak tatbikatlarını gerçekleştirmesi ve 12 Eylül 2022'de Suriye'de ABD'li General Michael “Erik” Kurilla, Suriye'de PKK-YPG kontrolündeki Hol Kampını ziyaret etmesi emperyalist ABD'nin bölgedeki planlarını net olarak ortaya koyuyor.

Türkiye Ortadoğu ve Doğu Akdeniz cephesinden köşeye sıkıştırılmak istenirken Karadeniz üzerinden de Ermenistan üzerinden bir çatışmanın içerisine çekilmek isteniyor.!

Ermenistan, 12 Eylül 2022 'den itibaren Azerbaycan ordusuna saldırarak büyük provokasyonlara imza atarken ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi' nin 18 Eylül 2022'de Ermenistan'a giderek sözde Ermeni soykırımı müzesini ziyaret ederek burada duygusal konuşma yaparak Ermenistan'a arka çıkması yine bir planın parçası. 

Yunan basını Ermenistan'ın bu tavrı karşısında "Türkiye Azerbaycan ile birlikte hareket ederek Ermenistan'a saldıracak" şeklindeki provakasyona yönelik haberleri Türkiye’nin bu cephede de bir savaşın içerisine çekilmesine yönelik bir çalışmayı içeriyor. 

ABD'nin GKRY'nin 35 yıllık silah ambargosunu kaldırıp Rumları silahlandırması akla 1970'li yılları Eoka ve Makarios planlarını hatırlattı.! 

Yunanistan'ın 24 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Adalar Denizi'nde gayri askeri statüdeki adalar çevresinde askeri tatbikatlar yapacak olması ise tamamen Türkiye’nin kuşatılmasına yönelik Amerikan aklı ile alınmış bir planın bir parçası olduğunun bir izdüşümü adeta.! 

Ez cümle birden fazla cephede At koşturmaya çalışan ve kâh ABD ve NATO'dan medet uman, kâh Rusya ve ŞİÖ'ye göz kırpan, kâh AB' yi bir medeniyet projesi gören akabinde ise "Ey AB ya siz kimsiniz ya" diyerek hamasete dayalı bir dış politika izleyerek bugüne kadar gelen Türkiye'yi yönetenler şimdi mızrağın çuvala sığmadığını gördüler. 

Ancak buna rağmen hala izzeti İslam'da değil, kendisini siyasi akabinde ise ekonomik ve ahlaki olarak çökertmeye çalışan Emperyalist 7 düvelde arıyor. 

Allah sonumuzu hayreylesin inşallah.