Yeni Dünya Düzeni İsmail Heniye Cinayetinin Neresinde?

Fransız düşünür Roger Garaudy "Yahudi soykırımı efsanesi herkesin işine geliyordu. Çünkü bundan "tarihin en büyük soykırımı"  diye bahsetmek, Batılı sömürgeciler için ( Amerika yerlilerinin toplu kırımı ve Afrikalı kölelerin ticareti gibi ) kendi cinayetlerini unutturmak; Stalin içinse, vahşi zulümlerinin üzerine sünger çekmek demekti." diyor

FİLİSTİN HALKININ MEVCUT OLMAYIŞI İNANCI SİYONİZMİN TEMEL DAYANAKLARINDAN BİRİDİR.

Golda Meir 15 Haziran 1969 tarihinde «Sunday Times» gazetesine şunları söylemiştir: "Filistinliler yoktur. Yani Filistin’de kendilerini Filistinli sayan ve bizim gelerek onları kapı dışarı atıp ülkelerini ellerin­den alacağımız bir Filistin halkı yoktur..."

Bu insanlar "yok" ama direniyorlar... Garip bir iş... Bu "var-yok" arası kişiler direnmeye devam ederlerse ya kovulacaklar yahut da kılıçtan geçirilecek­ler... Aynen Amerika’da Kızılderililerin başlarına gel­diği gibi...

İşte Siyonizm budur ve varlığını kan dökerek hissettiren "mutlak kötülük" saçan hastalıklı bir düşünce tarzıdır.

Siyonizm tarihten bu yana yahudilerin "vaat edilmiş topraklar" düşüncesini diri tutarak bu günlere gelmiştir.

Nato, BM, Dünya Ekonomik Forumu, Bilderberg, İMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlar da 'Birleşmiş tek bir dünya devleti' için yani Siyonizme hizmet etmek için kurduruldu.!

Filistin'de bir Yahudi Devleti kurulması fikriyle birlikte Kuruluş tarihi olan 1948 yılından buyana Filistin'de yüzlerce katliama imza atan ve Filistin topraklarının yüzde 82'sini işgal etmesine rağmen durmayan Siyonist terör rejimi İsrail 7 Ekim 2023'te başlattığı insanlık dışı katliamlarına son olarak Hamas Lideri ve eski Başbakanı İsmail Haniye suikastını gerçekleştirerek Dünyanın en büyük belası olduklarını ortaya koydu..

Olayın üzücü olan kısmı ise 7 Ekim’den buyana devam eden katliamlarda yüzbinler kahpe İsrail'in kurşun ve bombaları ile öldürülmelerine rağmen başta Müslüman devletler olmak üzere dünyanın pekçok ülke liderlerinin bu vahşet karşısında suskunluklarını sürdürmeleri.

İstisnalar kaideyi bozmaz bir kaç ülkenin bu katliama tepki göstermesi sonrası İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 13 Kasım 2023 tarihinde ABD, CNN televizyonuna demeç vererek Arap liderlerine "Çıkarınızı korumak istiyorsanız, sessiz kalın" tehdidinde bulunmuştu.

Netanyahu'nun bu küstah tehdidine Siyonizmin ruh ikizi olan ve Siyonizmin Amentüsünü iman etmiş olan Büyük Şeytan ABD'den İsrail'e destek, Hamas'a ise tehdidler gelmişti.

ABD BAŞKANI JOE BİDEN,

"Ne yazık ki Yahudi halkı için bu yeni değil.Bu hayatta, kelimenin tam anlamıyla, saf, katıksız bir kötülüğün dünyada ortaya çıktığı anlar vardır. İsrail halkı bu hafta sonu böyle bir anı yaşadı.İsrail’in yanındayız, kendini savunacak her şeye sahip olduğundan emin olacağız." diyerek konuşmasının sonunda tıpkı Netenyahu'nun Arap ülke liderlerini tehdit ettiği üslupla tıpa tıp uyuşan " Bir kez daha söyleyeyim, hangi ülke olursa olsun, hangi kuruluş olursa olsun, bu durumdan yararlanmayı düşünen herkese tek bir sözüm var: Yapmayın. Kalbimiz kırık olabilir ama kararlılığımız belli"  açıklaması yapmıştı.

Elbetteki Netenyahu'nun 7 Ekim’de başlayan katliamlarına ABD ile birlikte hareket eden  İngiltere ve Almanya'dan da peş peşe destek açıklaması gelmişti. Ancak bütün bunlara rağmen  eli kanlı Netenyahu'ya İsrail içerisinde etkili bir konumda olan savaş kabinesi üyesi Benny Gantz, Başbakan Netanyahu'yu pasiflikle suçlamış ve daha çok kan dökmesi konusunda

" Kazanabilecek bir hükümet kurarız." tehdidi ile İsrailli esirlerin geri getirilmesi, Gazze'deki Hamas yönetiminin devrilerek buranın askerden arındırılması, "Gazze'de ortak bir ABD, Avrupa, Arap ve Filistin yönetiminin kurulması, tahliye edilen kuzeydeki İsraillilerin evlerine geri getirilmesi" ve "Suudi Arabistan ile normalleşmenin desteklenmesi" taleplerinde bulunmuştu.

Yine 7 Ekim’de başlayan İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların ortalarında hükümetin aşırı sağcı ortakları Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu Refah bölgesine yönelik saldırı olmadığı takdirde hükümeti düşürmekle tehdit etmişti.

İsrail İç Politikasında tüm bunlar yaşanırken Netenyahu'nun 7 Ekim’de başlayan katliamlarına ABD'nin yanında İngiltere ve Almanya'dan da destek açıklaması gelmişti. Ancak bütün bunların yanında eli kanlı Netenyahu'ya İsrail içerisinde etkili bir konumda olan savaş kabinesi üyesi Benny Gantz, Başbakan Netanyahu'yu kabineden çekilmekle tehdit ederek

" Kazanabilecek bir hükümet kurarız." diyerek "İsrailli esirlerin geri getirilmesi, Gazze'deki Hamas yönetiminin devrilerek buranın askerden arındırılması, "Gazze'de ortak bir ABD, Avrupa, Arap ve Filistin yönetiminin kurulması, tahliye edilen kuzeydeki İsraillilerin evlerine geri getirilmesi" ve "Suudi Arabistan ile normalleşmenin desteklenmesi" taleplerinde bulunmuştu.

Yine 7 Ekim’de başlayan İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların ortalarında hükümetin aşırı sağcı ortakları Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu Refah bölgesine yönelik saldırı olmadığı takdirde hükümeti düşürmekle tehdit etmişti.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken ve Netenyahu İsrail içerisinde büyük tehdidler alırken katliamlarına daha da hız vermiş ama kana doymayan aşırı sağcı Siyonist parti liderleri ve Savaş Bakanlığı Netenyahu'nun daha da çok kan dökmesini salık vererek tehditlerine devam etmişlerdi. Bu durum karşısında bunalan Netenyahu Haziran 2024 tarihinde  Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısı sonrası kurulan altı üyeli savaş kabinesini feshettiğini açıklamıştı.

İsrail'de aşırı sağcı partiler ve savaş kabinesi içerisinde bulunan bazı kişiler dışında Partisi içerisinde de tepki toplayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz milletvekili, Hamas'la yapılacak herhangi bir ateşkes ve esir değişimi anlaşmasının tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılmasını içermemesi, tam bir ateşkes içermesi ya da İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesine yol açması halinde ret oyu verecekleri tehdidinde bulunmuştu. İsrail iç siyasetinde bunlar olurken ABD, Netenyahu'yu ülkelerine davet ederek tüm dünyada şok etkisi yapan Kongre konuşması yaptırdı.

ABD Kongresinde alkışlanan (aslında alkışlattırılan) eli kanlı Netenyahu 7 Ekim’den buyana devam eden katliamlarda yüzbinlerce Filistinliyi katletmesi vekaketler savaşını yürüttüğü yeni dünya düzeni saiklerinin "Tek Din, Tek Devlet" anlayışına hizmet ettiği içindir.

ABD Kongresinde alkışlayanlar arasında Elon Musk'ın bulunması bir tesadüf değil ve o da Rothschild Ailesinin "Tek Din, Tek Devlet" anlayışını içeren ve  Yahudi "ırkının" yükselişi için tüm servetini bu uğurda harcamaya yemin etmiş bir kişidir. Tıpkı Mayer Amschel Rothschild gibi.

Rothschild Vakfının asıl görevi tüm dünyayı kapsayan bir Yahudi devletinin inşasıdır.

Yeni Dünya Düzeni sisteminin en önemli aktörlerinden ve Dünyanın en zengin ailerinden olan Siyonist  David Rockefeller ise yıllar önce şu ilginç açıklamayı yapıyordu.

"Yeni dünya düzeni, ancak küresel bir finans krizinden sonra insanlar tarafından kabul görür. Bunun için ihtiyacımız olan tek şey dünyada doğru kriz ve ardından herkesin yeni Dünya Düzenini kabul etmesi" diyordu. Bunun yolu ise savaşlardan geçiyor.!

Yani Yeni Dünya Düzeni kavramı David Rockefeller'a ait ve bir Amerikan dolarının arka yüzündeki piramidin altında yazan o Latince yazı olan 'Novus Ordo Seclorum' sloganı Tek dünya devleti projesine giden, yolun ilk adımı olarak bu motto ile atıldı.

Rusya eski Devlet Başkanı Medvedev'in  "Ortadoğu'da barışın tek yolu topyekûn savaş" şeklindeki açıklaması Siyonist düşünce etrafında birleşen Trump'ın Gazze'de savaşı kazanamazsak 3.Dünya savaşı kaçınılmaz " söylemi ile aynı ve küresel ırkçı emperyalizmin niyetini ortaya koyuyor..!

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın "Savaşın yaygınlaşmasını isteyen üst akıl devrede" sözü  yeni dünya düzeni saiklerini işaret etmesi ve aynı zamanda da "Gazze’deki savaşı kazanamazsak 3.Dünya savaşı kaçınılmaz olur"  diyen ABD eski Başkanı Donald Trump'ın kimler adına konuştuğunun subminal mesajını veriyor olması çok önemli.

İsmail Haniye’nin İran'da kahpe bir plan ile katledilmesinden hemen akabinde İran kaynaklarından yayılan bir fotoğraf ile "Netanyahu Tel Aviv'de İran tarafından gözetleniyor." denilerek tehdid içeren haberin yayılması ve son dakika haber olarak Hizbullah'ın İsrail topraklarına füze saldırısı başlatması elbette Siyonizme verilen bir mesajı içeriyor ancak bu haberin servis edilmesine ihtiyatla yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum.

Zira İran kaynaklarına dayandırılan bu haberi İran içerisinde kök salmış derin yapılar tarafından kasıtlı sızdırılarak Netenyahu'ya yapılacak bir suikastte İran'ı direkt hedef göstererek Savaşın içerisine çekilmek isteniyor olabilir.

Zira İsrail'in bizatihi içerisinde ve Siyonist Devlet içerisindeki bazı derin yapılar, Savaş Bakanlığı, Mossad ve bazı muhalif guruplar Netenyahu'ya karşı büyük bir nefret var ve Netenyahu'yu devirmek için her türlü planları yapıyorlar.!

Dolayısıyla İsmail Haniye'nin İran'da öldürülmesinin arkasındaki sis perdesinin aydınlatması çok önemli. Çünkü bu suikast ile Netenyahu'ya ve tüm dünya liderlerinin tamamına gözdağı verilmek istendi ve bu gözdağını bizatihi Siyonist İsrail'in içerisindeki derin yapılar tarafından verilmek isteniyor.!

DIŞİŞLERİ BAKANI HAKAN FİDAN'IN "SAVAŞIN YAYGINLAŞMASINI İSTEYEN ÜST AKIL DEVREDE" SÖZÜNÜ İYİ İRDELEMEK LAZIM.

İran Genelkurmay Başkanı Muhammed BAKIRİ "Haniye'nin kanını yerde bırakmayacağız.

İsrail'e vereceğimiz cevap üzerinde çalışıyoruz ve İsrail'i pişman edeceğiz…” açıklaması İsmail Heniye cinayetinin aslında ABD'nin ve Siyonist İsrail'in "3.Dünya savaşı çıkartılması için tüm Ortadoğu ve bazı İslam ülkelerinde siyasi cinayetleri başlatacağım" tehdidine karşı tehdid içeren bir açıklama olup bazı riskleride beraberinde getiren tehdidi içeriyor. Zira İsrail'in Beyrut ve Tahran'daki saldırılarının tek amacı Ortadoğu'da karşılıklı nefretin artmasını sağlayarak bu yolla 3.Dünya savaşının fitillini areşlemek.! .

Dün akşam Twitter ve bazı haber sitelerinde

İran kaynaklarına dayandırılarak  "Netanyahu Tel Aviv'de İran tarafından gözetleniyor." şeklinde bir fotoğraflı haber servis edilerek eli kanlı Netenyahu'ya gözdağı verilmek istendi.

İran kaynaklarının bu haberi İran içerisinde çok güçlü olan ve Mossad ile de yakın ilişkiler içerisinde bulunan derin bir yapı tarafından kasıtlı sızdırılarak Netenyahu'ya yapılacak bir suikastte İran'ı direkt hedef göstererek Savaşın içerisine çekilmek isteniyor olabilir.

Zira İsrail'in bizatihi karmaşık yapısı içerisinde ve gerekse Siyonist kanat içerisindeki bazı derin yapılar, Savaş Bakanlığı, Mossad ve bazı muhalif guruplar Netenyahu'ya karşı büyük bir nefret var ve Netenyahu'yu devirmek için her türlü planları yapıyorlar ve bu plan içerisinde suikast seçeneği de var.!!!

Dolayısıyla İsmail Haniye'nin İran'da öldürülmesinin arkasındaki sis perdesinin aydınlatması çok önemli. Çünkü bu suikast ile en başta Netenyahu'ya ve tüm dünya liderlerinin tamamına gözdağı verilmek istendi ve bu gözdağını bizatihi Siyonist İsrail'in içerisindeki derin yapılar tarafından verilmek isteniyor.!

İsrail'de önümüzdeki süreçte seçim var ve Netenyahu rüşvet suçlamasıyla karşı karşıya ve oyları gittikçe düşüyor. 7 Ekim’de Hamas'a karşı başlattığı Katliam kendi halkı içerisinde bile tartışılmaya başlandı ve istifa etmesi konusunda büyük bir baskı var. Ancak Siyonizmin amentüsünde Müslüman kanı dökmek ve hatta Hristiyan dünyasında da kan dökmek onların değişmez kuralıdır. Tüm insanlar Yahudilere hizmet için (Goyım) yaratılmışlar akldesi Devlet Başkanları, Asker, sivil ve Hahamlar için aynıdır. Ez cümle katil Netenyahu gider başka bir katil Başbakan veya Cumhurbaşkanı gelir. Siyonizm "Mutlak Kötülüktür"

Dolayısıyla Dışişlerin Bakanı Hakan Fidan'ın "Savaşın yaygınlaşmasını isteyen üst akıl devrede" sözü çok çok önemlidir.!