TEMİZ SİYASET İÇİN TEMİZ TOPLUM ŞART

İktidar Partisi Ak Parti'de içerisinde son yıllarda güç çatışması ve Erdoğan sonrası liderlik hesapları iyice su yüzüne çıkmaya başladı ve öteden beri var olan parti içerisindeki Numancı, Soylucu, Beratçı ve biatçı diye kategorize edilen güç savaşları artık toplumun ve kameraların önünde cereyan etmeye başladı.

Hatırlanacağı üzere daha önce Berat Albayrak’ın Süleyman Soylu ’ya omuz atması ve İstanbul seçimlerinde Binali Yıldırım’ın 2. Kez seçimi kaybettiği gece seçim karargâh binasında Binali Yıldırım ile Berat Albayrak’ın ayrı ayrı odalarda oturduğu ve gecenin geç saatlerinde Berat Albayrak’ın Binali Yıldırım’a ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğu kulislerde dillendirilmişti.

Yine aynı şekilde daha önceleri de Berat Albayrak’a yakın Sabah Gazetesi yazarlarından bazı köşe yazarlarının Süleyman Abdülhamit Gül’e karşı başlattıkları açık savaş gün yüzüne çıkmış ve Adalet Bakanı Gül  "Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar; bugün çıkıp da 'FETÖ mücadelesi' dersi vermeye kalkmasınlar, Türk yargısına hesap sormaya, töhmette bulunmaya kalkmasınlar. Türk yargısı, bu mücadelesini büyük kararlılıkla sürdürmektedir" açıklamasında bulunmuştu.

Bakalım tüm bu süreçlerden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tıpkı geçmişte olduğu gibi ‘Metal Yorgunu’  gerekçesiyle görevden istifasını istediği ve daha sonra istifa ettirdiği 40 yıllık siyasetin duayeni ve ruhunda liderlik olan Melih Gökçek gibi bir ismi tasfiye etmesinden sonra Sedat Peker’in ifşaatlarında adları geçenleri de tasfiye edecek mi?  Şahsi fikrimce bu şuan için çok zor gözüküyor. Zira herkesin herkes hakkında elinde koz olarak belge bulundurduğu bir ortamda bu tasfiyeler zor yapılır.

Malumu üzere Süleyman Soylu, bundan bir süre önce  parti içerisinde birilerince Twitter’dan görüntüleri paylaşılan Kürşat Ayvatoğlu (pudra şekeri denilerek tiye alınan parti çalışanı) hakkında bir televizyonda konuşan Süleyman Soylu “ Görevim icabıyla birçok mahrem bilgiye sahibim, doğru mu? Bu meseleyi milletvekili olup da paylaşanlarla ilgili sadece üzülüyorum. Allah muhafaza, en yakınlarında böyle bir şey çıkarsa ne diyeceğiz? O kişiyi mi sorgulayacağız? Diyerek partisi içerisindeki kavgayı gün yüzüne çıkartırken aynı zamanda da Aba altından sopa gösteriyordu.

Yani toplumun beklenti içerisine girdiği ve biraz umutlandığı  “Temiz siyaset, temiz iş dünyası” rüyası yine başka bahara kalacak gibi görünüyor. Zira “Türkiye’yi Anonim Şirket gibi yöneteceğiz” denilen ve ‘Adalet’ ve ‘Liyakat’ın arka plana atıldığı bir siyasi anlayış ile bu beklenti zor gerçekleşir. Ayrıca sadece iktidar partisi de değil muhalefet partisi CHP ve İYİ Parti ve daha önceleri Ak Parti içerisinde bulunup daha sonra ayrılarak parti kuran DEVA ve GELECEK Partisi kadroları içerisinde bulunan birçok kişinin de geçmişi de şaibelerle ve akçeli işlerle dolu.

Yüce Allah  “Bir kavim (toplum), kendinde olanı (iman esaslarını ve İslam ahlâkını) değiştirip (küfre ve zulme yönelmedikçe) Allah, onlara nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir. Allah şüphesiz işitendir, Bilendir.” Buyuruyor.

Kısacası Siyasete ‘Ahlak’ egemen olmadıktan sonra ve toplum olarak kendimizi hesaba çekmedikten sonra gelecek için ümit var olmak şuan için zor gözüküyor vesselam…