Mevlid bir diriliştir.

Evet bugün mevlidi şerif.Resulullah (s.a.v) efendimiz yeryüzüne teşrif ettiği doğum gecesi ve aynı zamanda Hicrî Rebiülevvel ayının onikinci gecesidir. Mevlid, "doğum zamanı" demektir. Peygamberimizin (asm) doğumundan önce ve doğumu esnasında, dünyaya gelişiyle birçok mucizeler gerçekleşmiştir.
Peygamberimizin (asm) doğduğu gece, hem annesi, hem annesinin yanında bulunan Osman ibni Âs’ın annesi, hem Abdurrahman ibni Avf’ın annesinin gördüklerini şu şekilde anlatırlar. “Doğumu esnasında biz öyle bir nur gördük ki, o nur doğuyu ve batıyı bize aydınlattı.”
Ve yine o gece Kâbe’deki putlar baş aşağı yere düşmüştür.
İran’da Sasanilerin kralı Kisrâ’nın ünlü sarayı, o gece sallanarak tahrip olmuş ve on dört şerefesi düşmüştür.
Mecusiler için kutsal sayılan Sava Gölü, o gece kurumuştur.
Beşincisi: İstahrâbâd’da Mecusîlerin hiç sönmeyen Bin yıllık taptıkları ateş, o gece sönmüştür.
İşte bu hadiselerden sonra Resulullah (s.a.v)efendimize gelen peygamberlikle, ateşperestliği kaldırılacak, Fars saltanatının sarayı parçalanacaktır.
Peygamberimizin (a.s.m) doğumuna 52 gün kala o meşhur Fil hadisesi gerçekleşmiştir. Habeş Krallığına bağlı Ebrehe Kabe’yi yıkmak için Mekke’ye doğru ilerleyecek, Mekke’ye yaklaşınca Mahmut adındaki fillerin lideri yürümekten vazgeçecek, ordu bu fiili kaldırmakla uğraşırken, gökyüzünü saran Ebebil adlı kuş ordusu bu ordunun üzerine mercimekten büyük, nohuttan küçük taşları atarak o ordu hezimete uğrayacaktır.
Bu hadise, tarih kitaplarında detaylarıyla anlatılmakla beraber çok meşhurdur. Yine bu hadise Kuranı Kerimde Fil süresi olarak geçer. Resulullah’ın (s.a.v) efendimizin doğumuna pek yakın bir zamanda, kıblesi ve memleketi ve sevgili vatanı olan Kâbe-i Mükerreme, gaybî ve harika bir şekilde, Ebrehe’nin tahribinden Allah’ın izniyle kurtulmuştur.
Resulullah’ın doğumuyla bu tür mucizeler gerçekleşmiş ama günümüzde Resulullah’ın doğumu Klasik mevlid kandili kutlamalarından öne geçememiştir. Güllerin efendisini yad etmek için güller dağıtılır, mevlidi şerifler okunur, salat’ı Şerifeler getirilir.
Ne yazık ki kimse yürek devletinde, zalim bir hükümdar olmaktan vazgeçmez, beynindeki putları yıkmaz, cehalet ateşini söndürmez, iman nuruyla, küfrün bataklığını kurutmaz, Ebrehelere karşı Ebabil olmaz ve cehalet devri, asrısaadet olmaz. Çünkü cehalet saadet olmuştur.Bundan dolayı mevlit kandilleri Resullah (s.a.v)’in doğduğu günden öteye gitmez. Oysa bu önemli gün gönlümüzde bir diriliş muştusu olarak cehalet sayfasını kapanıp, islam’ın ve resulullah’ın doğuşuyla aslında bizim doğduğumuz gün olması gerekirken klasik mevlit kutlamalarından öteye gitmemiştir. İşte bu sebepledir ki hak gönüllerimizde diriltmediğimiz ve bizlerde Müslümanlar olarak dirilmediğimiz için zalimler üzerimizde muzaffer olur. Ağlayan biz, gözyaşı döken biz, mazlum, mağdur olan, ölen ve öldürülen, ülkeleri tarumar edilen yine bizleriz.
Bizler bu klasik mevlit kutlamaları yerine, İslam ümmeti olarak Peygamber yaşantısının örnek alındığı, kardeşlik hukukunun tesis edildiği, Kuranın ahlakı ile bezenmiş ve ümmetine rahmet olarak gönderilen bu kutlu günün sahibine layık bir ümmet olmak dileğiyle…
Bugününün vesilesiyle İslam’la dirilmek, Resulullah’ın yaşantısıyla bezenmek nasibimiz ve kısmetimiz olsun ve Tüm İslam âleminin, Mevlid’i Şerifi kutlu olsun.
Selam ve dua ile…