kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

Medusa’nın Salı

24 Temmuz 2016, Pazar 09:50

Uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yapmak istedim ve otobüs yolculuğuna karar verdim. Çocukluğumun, gençliğimin, öğrenciliğimin en önemli hatıralarındandır bu yolculuklar. Gurbet vardır, özlem vardır, geleceğe dair endişeler vardır fakat umut barındırır aynı zamanda.

Karaköprü’den otobana girerken güneş yorgun düşmüş uykuya çekildi çekilecek. Karanlık her şeyi örtmeye hazırlanıyor. Suruç ovası koyu kızıllıktan derin karanlığa geçişin arifesinde.  Ova üstündeki insanlarıyla, ağaçlarıyla, taşıyla toprağıyla yavaş yavaş gözden kayboluyor.

Elimde her yolculuğumun olmazsa olmazı bir kitap var. Adı Romantizm.

Romantizm denince aklımıza gelen imge loş ışıkta yanan bir mum ışığı, kırmızı gül veya bilemediniz bir şömine. Fakat Romantizm bundan çok daha fazlasını anlatan bir kavram, bir tepki.

Tam da Fırat’ın karanlık suları üzerinden geçerken okumaya başladım Medusa’nın Salı isimli tablonun hikâyesini. Bundan tam iki yüz yıl önce meydana gelen bir gemi kazası ve onun ardından derme çatma bir sal üstünde yaşama tutunmaya çalışan yüz kırk yedi Fransız’ın trajedisinin konu edildiği resim Fransız ressam Theodore Gericault tarafından yapılmış. Bir salın üstünde kaderlerine terk edilen yüz kırk yedi insan on üç gün süren acı ve ıstırap dolu yolculuğun sonunda ve sadece on beş kişi kalarak kurtuluyorlar.     

Romantik akımın en önemli simgelerinden biri olan bu resim sadece resimdeki insanların trajedisinden yola çıkarak o günkü Fransız siyasi hayatının halk üzerindeki etkilerini anlattığı için bir ikon haline gelmiş. Ressam sal üstündeki insanların yaşam savaşını Fransızların o dönem yaşadıkları iç çekişmeye benzetmiş ve resmin ana teması haline getirmiş.

Kitabı önümdeki sehpaya bırakıyorum. Niyetim molada bir çay içmek biraz temiz hava almak. Aklımda Medusa’nın insanları var. İçeri girip çay alacağım fakat kalabalığın televizyon önündeki endişesi ilgimi çekiyor. Oraya doğru yöneliyorum. Haberler askeri bir kalkışmanın olduğunu köprülerin tutulduğunu, havada savaş uçaklarının alçak uçuş yaparak kontrolü ele geçirmeye çalıştığını anlatıyor. Televizyondaki korku, endişe ekranlardan bize doğru akıyor. Neler olacak? Benim yaşımdakilerin sürekli hikâyesini duyduğu karabasanı andıran 12 Eylül darbesinden sonra bir zulüm daha. Hani hesaplaşmıştık ve bitmişti? Hani bir daha olmazdı? Hani böyle şeyleri arkamızda bırakmıştık. Hani bitirmiştik?  Bitmemiş demek ki!

Endişelerimiz, korkularımız içimizde yola çıkıyoruz. Cep telefonlarımızdan, önümüzdeki ekranlardan olayları takip ediyoruz. TRT spikerinin fal taşı gibi açılmış gözleri ile darbe bildirisi okuyuşuna şahit oluyoruz. Bunlar geçmişte yaşanmıştı ve bitmişti. Demek bitmemiş. İç çekişmelerimiz, hesaplaşmalarımız, tank paletleri, asker postalları yürümeyle aşınmayacak yollara çıkmış, miğferlere ekilen çiçekler yolunmuştu yine. Medusa’nın Salı’nda iki yüzyıl öncesinin Fransızları sıralarını savmışlar da sıra bize gelmiş gibi hissediyorum. Ülke Medusa’nın Salı’nda yalpalıyor.

Ama dakikalar ilerledikçe bu darbenin amacına ulaşamayacağı anlaşılıyor.  Vatandaşın sokağa çıktığı görülüyor. Ellerinde bayraklarıyla tankların, tüfeklerin önüne siper olanları izliyoruz. Meclis bombalanıyor, çatışma sesleri her yerden yükseliyor. Fakat tankın, topun sesini ülkesine sahip çıkanların haykırışları bastırıyor.  Sabaha doğru bu hain girişim amacına ulaşamadan bastırılıyor.

Umarım bu hain girişim hepimize bir ders olur. Ayrışmayı değil birleşmeyi becerebiliriz. Birbirimizin farklılıklarını düşman olmak için bir sebep olarak görmekten vazgeçip farklılıklarımızın zenginliğimiz olduğu ayırdına varırız.  Ve umarım bir daha böyle hain girişimlere şahit olmayız.

muhasebeci maa?lar?-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-