kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

Meal ve Tefsir okumak

06 Eylül 2022, Salı 20:52

Muhterem Kardeşlerim…

Kur’an-ı Kerimin tefsiri veya meali yazılabilir ve yazılmıştır. İslam Âlimleri, bunu yasak etmemişlerdir. Fakat bunlar, Kur’an-ı Kerimin belagatini taşıyamazlar. Murad-i ilahiyi bildiremezler. Kur’an-ı Kerimin manasını ve manalarındaki incelikleri anlamak isteyen ve belagatinin zevkini tatmak dileyen Müslümanlar, bu Kitab-i Mübini kendi lisanı ile okumalı ve manasını ve zevkini bundan almak için gereken bilgileri öğrenmekten üşenmemelidirler!

Efendim;

Şekspir’in, Victor Hugo’nun ve Baki efendinin şiirlerindeki incelikleri anlamak ve bundan zevk almak için, İngilizce, Fransızca ve Arapça dillerini edebiyatı ile birlikte öğrenmek gerektiği gibi, Allah kelamını ve inceliklerini anlayabilmek için de gerekli ilimleri öğrenmek elbette şarttır.

Cebrail aleyhisselamın Peygamber Efendimize indirdiği bu kelimelerden ve sözlerden başka, Arapça da olsa, okunan şeyler Kur’an-ı Kerim okumak olmaz. Mesela, cünüpken, Kur’an-ı Kerim okumak haramdır, büyük günahtır. Fakat, onları okumak, haram olmaz.

Bazı kimseler her kitap yazanı, tefsir yazanı veya Arabi bileni Âlim zannediyor. Her köşe başında Şeyh geçinen yüzlerce kimse vardır. Bu kimseler, Müslümanları şaşırtmış, Kâtı'ı Tarîk-ı İlâhî olmuşlardır. Yani Ehl-i Sünnet yolunu bozan, yol kesiciler vardır.

Âlimler çok azalmıştır

İslam Âlimlerinin en büyüklerinden olan İmam-ı Rabbani hazretleri, dört yüz yıl önce buyurdu ki:

İslam Âlimleri, bugün garip oldu, azaldı. Şimdiki tarikatçıların yoluna bid’at karıştığı ve bu yol bozulduğu için, Resulullah’ın Sünnetine sarılmış olan büyük Âlimleri, bu millet tanımaz oldu. Bu bilgisiz kimseler, milletin kalbini, bu bid’atler ile kazanmaya çalıştılar. Böyle yapmakla, dini yayacaklarını, hatta İslamiyet’i olgunlaştıracaklarını sandılar. Hâşâ öyle değildir. Bunlar dini yıkmaya çalışıyorlar. Allahü Teâlâ bunları doğru yola kavuştursun! Şimdi büyük Âlimlerden pek az kalmıştır. İslamiyet’i sevenlerin, bu Âlimlerin talebelerine yardım etmeleri, onların yolunda gitmeleri gerekir. (2/62)

Hadis-i Şeriflerde, “Kıyamete yakın ilim azalır, cehalet artar”, “İlmin azalması Âlimlerin azalması ile olur. Cahil din adamları, kendi görüşleri ile fetva vererek fitne çıkarırlar, insanları doğru yoldan sapıtırlar” ve “Her asır, önceki asırdan daha bozuk olur. Böylece kıyamete kadar hep bozulur” buyuruldu. İnsanların en iyileri olan Âlimlerin yazdıkları kitapları beğenmeyip, bozuk asırdaki bozuk adamlara ve onların bozuk kitaplarına aldanmaktan sakınmalıdır! (Hadika)

İmam-ı Malik hazretleri buyurdu ki:

Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan bid’at ehli yani sapık olur. Her ikisine kavuşan hakikate varır. (Merec-ül-bahreyn)

Farz-ı Ayn olan Fıkıh kitaplarını okumayıp, tefsir okumak, caiz değildir. Zaten, bizim gibi mukallidlerin, tefsirden Fıkıh bilgisi öğrenmesi imkansızdır. Cehenneme gidecekleri bildirilen 72 fırkanın Âlimleri, tefsirlerden yanlış mana anladıkları için, sapıttılar. Âlimler sapıtınca, bizim gibi cahillerin tefsirden ne anlayabileceğimizi düşünmeliyiz! Doğru yazılmış tefsirleri okuyanlar, böyle felakete düşerse, dinde reformcuların tefsirlerini okuyan acaba ne olur?

Dört işlemi bilmeden yüksek matematiği öğrenmek imkansızdır. Bunun gibi Akaid, Fıkıh ve diğer lüzumlu ilimleri bilmeden tefsir okuyan elbette sapıtır.

Fıkıh ilmini öğrenmeden tefsir ile vakit geçirmek doğru değildir. Çünkü, tefsir ile vaaz, kıssa öğrenilir. Fıkıh ile, helal, haram öğrenilir. (Redd-ül-Muhtar)

Tefsir okumak emrolunmadı. Fıkıh okumak ise, emrolundu. (Berika s. 1297)

Tefsir, Kelam-ı İlahiden Murad-ı İlahiyi anlamak demektir.

Tefsir için gereken 15 ana ilimden biri “Kalb İlmi”dir. Allahü Teâlânın Rasih İlimli Âlimlere vasıtasız olarak ihsan ettiği bu Kalb İlmine Mevhibe de denir. Bir kimse diğer 14 ilmi bilse, mevhibeye sahip olmazsa tefsiri muteber olmaz. Yaptığı tefsir kendi görüşü olduğundan Cehennemde azaba düçar olur. Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:

“Kur’andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!” [Mektubat-ı Rabbani]

Yani kendiliğinden verdiği mana doğru olsa bile meşru yoldan çıkarmadığı için hata olur. Verdiği mana yanlış ise imanı gider.

Kur’an-ı Kerim, hiçbir dile, hatta Arapçaya bile tercüme edilemez. Her hangi bir şiirin kendi diline bile tam olarak tercümesine imkan yoktur. Hadis-i Şeriflerde de durum aynıdır. Hadis kitaplarından Hadis nakletmek için Hadis Âlimlerinden icazet almak gerekir. (Berika c.1)

Hadis-i Şerifleri ve Âyet-i Kerimeleri, Hadis kitaplarından ve Kur’an-ı Kerimden değil, hakiki İslam Âlimlerinin kitaplarından nakletmelidir. Mesela, “İhya’daki Hadis-i Şerifte” veya “Mektubat’ta bildirilen Âyet-i Kerimede buyuruluyor ki...” diyerek nakletmek gerekir.

Peygamber Efendimiz bir gün, bir Âyetin manasını Hazreti Ebu Bekir’e anlatırken, orada bulunan Hazreti Ömer, yapılan izahtan hiçbir şey anlamamıştır. Halbuki Hadis-i Şerifte, “Eğer benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer Peygamber olurdu” buyuruldu. Böyle yüksek olduğu ve arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazreti Ömer Kur’an-ı Kerimi değil, tefsirini bile anlayamadı. Kur’an-ı Kerimin manasını yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve Hadis-i Şerifleri ile bildirmiştir. Hadis-i Şerifler Kur’an-ı Kerimi, mezhep imamları Hadis-i Şerifleri, İslam Âlimleri de Mezhep İmamlarının sözlerini açıklamışlardır. Kur’an-ı Kerimde, Namazların kaç rekat olduğu, Bayram ve Cenaze Namazlarının nasıl kılınacağı, Zekât nisabı, Orucun ve Haccın Farzları ile hukuk bilgileri açıkça bildirilmemiştir.

Fıkıh bilgilerini, İslam Âlimleri, Âyet-i Kerimelerden ve Hadis-i Şeriflerden çıkarmışlardır. Bu bilgiler ancak Fıkıh kitaplarından öğrenilir. Fıkıh kitapları varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye kalkışmak nafile ibadet olur. Farz-ı Ayn olan fıkıh kitaplarını okumayı bırakıp, nafile olan tefsir okumak caiz değildir. Zaten Müctehid olmayanların, tefsirden Fıkıh bilgisi öğrenmesi imkansızdır. Cehenneme gidecekleri bildirilen yetmişiki fırkanın Âlimleri, tefsirlerden yanlış mana çıkardıkları için sapıtmışlardır. Âlimler sapıtınca, Âlim olmayanların tefsir, okuması felaket olur. (Hadika)

Türkiye’de Kur’an tercümesi modası, Misak adında bir Ermeni tarafından başlatılmıştır. Gençlerin önüne Kur’an tercümelerini sürerek, “Öz Türkçe Kur’an okuyunuz, yabancı dil olan Arapça Kur’anı okumayınız!” demesi bu millete ihanetten başka bir şey değildir.

Kur’an-ı Kerim Tercümeleri Sempozyumu’nda 1500’den fazla Kur’an-ı Kerim tercümesi incelenmiş birbirini tutmayan hükümler görülmüştür. Bunun hakiki sebebi, naklin esas alınmayışıdır. Kur’an-ı Kerimin hakiki manasını öğrenmek isteyen bir kimse, din Âlimlerinin kelam, Fıkıh ve Ahlak kitaplarını okumalıdır.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum

muhasebeci maa?lar?-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-