kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

Küçük Prens

26 Ağustos 2016, Cuma 11:03

Diyarbakır’da ki bombalı saldırının ardından eşini ve evladını kaybeden bir kadıncağızın feryadı kulaklarımda çınlıyor: “İkisini bir koyun ne olur, benim yavrum korkar, korkar benim kuzum annesiz."

Bu nasıl bir acı?

Ülkemiz, sadece ülkemiz değil dünyamız böyle acıların yaşanması ve yaşatılması yönünden çok bereketli bir yer maalesef. Gaziantep’te bir düğün bombalı saldırıya uğruyor. Saldırıyı yapanın on iki on dört yaşlarında bir çocuk olduğu söyleniyor. Elli dört insan mutluluğun en görkemli günlerinden birinde hunharca katlediliyor ve bunların yirmi dokuzu çocuk.

Bu kadar acının sebebini ne açıklayabilir? Hangi siyasi, hangi dini amaç bu acılara haklı bir zemin oluşturabilir? Hangi cennet onlarca insanın ölümünden sonra hak edilebilir?

Yaşadığımız dünyanın en büyük dilemması şu olsa gerek; milyonlarca mantıklı gerekçe vahşi ve mantıksız bir dünya meydana getiriyor. Vicdanımızla değil de sırf aklın soğuk yüzüyle değerlendirdiğimiz dünya yaşanacak bir yer olmaktan çıkıyor. Tilkinin Küçük Prens’e verdiği basit sırrı hatırlamakta yarar var: “İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez.”

En sevdiğim kitapların başında gelir Antoıne De Saınt Exupery’nin Küçük Prens adlı kitabı. Aslında her yaştan insanın okuması gereken bir felsefe kitabıdır. Hele bu dehşet günlerinde bir çocuk saflığının biz mantıklı ve her şeyi herkesten daha iyi bilen yetişkinlere nasıl galip geldiğini görmek için okumalıyız onu.

İşte o kitaptaki tilki anlatıyor Küçük Prens’e hayatı. Evcilleştirmenin ne olduğunu anlatırken görüyorum ki birçok hayvanı evcilleştiren insanoğlu kendisini evcilleştirmeyi unutmuş. Evcilleştirmek bağ kurmaktır diyor tilki. Birbirimiz için gerekli olmaktır. Birbirimiz için eşsiz olmaktır diyor. Aslında aşkın tarifini veriyor âşık olmanın ne olduğunu bilmeyen Küçük Prens’e.  Yanlış anlamaların kaynağının sözler olduğunu söyleyen tilki en iyi iletişimin yüreğin ışıltısıyla parlayan gözlerle olduğunu hatırlatıyor.

Siz hatırlıyor musunuz en son ne zaman tanımadığınız bir insanla göz göze geldiniz ve ona gülümseyerek geçip gittiğinizi?

Bizim halimiz hikâyede bahsi geçen içki içtiği içen utanan bu utancını unutmak için tekrar içen ayyaşın haline benziyor. Dünyayı bu kadar berbat bir hale getirmemizin sebebi    daha iyi bir dünya kurmak. Şaka gibi. Kara mizah örneği. Oysaki sadece basit bir durup düşünme ile bile bu dünyanın hali hazırda hepimize rahatlıkla yeteceğini biliyoruz. İstenilirse dünyada açlıktan susuzluktan ölen hiçbir insan olmaz. Her insan dünyanın her köşesine rahatlıkla gidip gelebilir. Bunun için dünyanın her köşesinin birbirinin tıpkısı olmasa da adil bir eşitliğe sahip olması yeterlidir. Her insan kendi inancını rahatlıkla yaşayabilir bir başkası diğerinin inancına saygı duyduğu müddetçe.

 

Bence en yakın kitapçıya gidin bir tane Küçük Prens isteyin. Bu zor günlerde saflığın, sevginin, sorumluluğun ve emeğin değerini anlatan bu küçük kitabı alın ve okuyun. İnanın çok iyi gelecek.

muhasebeci maa?lar?-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-