kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
08 Eylül, 2024, Pazar
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

GÖÇ GÖÇ OLDU GÖÇLER YOLA DİZİLDİ...

05 Nisan 2021, Pazartesi 09:13

Akdeniz'de doğalgaz sondaj arama çalışmalarından dolayı 2019'dan  buyana  GKRY ve Yunanistan'ın menfaatlerini gözeterek Türkiye'ye ambargo uygulayan AB heyeti 6 Nisan Salı günü Türkiye'ye geliyor.!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha önce 19 Mart'ta video konferans ile görüştüğü AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Konsey Başkanı Charles Michel ile bu kez Beştepe'de baş başa bir görüşme gerçekleştirecek.

Mart ayının sonundaki AB zirvesinde çıkan sonuçta Ankara'nın artık Doğu Akdeniz'deki gaz ihtilafında olduğu kadar bölünmüş Kıbrıs konusundaki ihtilafta da görüşmelere hazır olduğuna dair olumlu bir değerlendirme yaparak eğer AB'nin Türkiye ile işbirliği yapma isteği varsa buna Türkiye'nin de hazır olduğu ifade edilmişti.!!!

Salı günü Ankara’ya gelecek olan  AB yetkilileri  Von der Leyen ve Charles Michael'in çantasında  Erdoğan'ı cezbedecek  dosyalar bulunurken diğer yandan da Türkiye’yi  Doğu Akdeniz’de  MEB’den doğan hakları sonucu Kıbrıs açıklarında sondaj gemileri göndererek Doğalgaz arama çalışmalarımıza tamamen son verilmesi istenecek  ve Yunanistan ile yeniden başlayan istişari görüşmelerde Türkiye’den taviz kopartılmak istenecek.!

Buna karşın Türkiye’nin talebi ise  18 Mart mutabakatının yenilenmesi, vize serbestisi, 25 yılı aşkın bir süredir imzalanan ancak bir türlü uygulamaya koyulmayan  Gümrük Birliği Anlaşması'nın uygulamaya sokulması istenecek. Ancak AB üyeleri Gümrük Birliği Anlaşmasını 25 yılan buyana bize havuç olarak kullanıyor ve bu kez de öyle olacak gibi gözüküyor.!

Yine aynı şekilde tam üyelik için müzakere sürecinin başlatılması Ankara'nın bir diğer talebi olacak.

Tüm bunların yanında tam üyelik müzakerelerinin başlatılması içinse AB bizden  23 ve 24'üncü fasılların uygulanması gerektiği talep ediyor.!

Peki nedir bu 23 ve 24. Fasıl.

23. Faslın Kapsamı: Yargı ve temel haklar alanındaki AB politikaları ile Birliğin özgürlük, güvenlik ve adalet alanı olarak korunması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu bağlamda AB üyeliği için aday ülkelerin bağımsız ve etkin çalışan bir yargı tesis etmeleri beklenmekte olup; hukukun üstünlüğü ilkesinin korunması bakımından mahkeme kararlarının tarafsızlığı, bütünlüğü ve yüksek standardı önem arz etmektedir. Adil yargılanma hakkının tesisi için yasal güvenceler ve yolsuzlukla etkin bir şekilde mücadele fasıl kapsamında üyelik için aranan koşullar arasında yer almaktadır. Bununla birlikte aday ülkelerden, müzakere süreci sonunda AB müktesebatı ve Temel Haklar Şartı ile güvence altına alınan hak ve özgürlüklere riayet edilmesini sağlaması beklenmektedir.

24.  Faslın Kapsamı : Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Faslı, Avrupa Birliği’nin dış sınırlar, adli işbirliği, polis işbirliği, vize politikası, uluslararası koruma, göç, örgütlü suçlarla mücadele alanlarındaki müktesebat ve politikalarını kapsamaktadır.  Avrupa Birliği’nin “Özgürlük, Güvenlik ve Adalet Alanı” çerçevesinde, AB içerisinde güvenliğin, kişi haklarının ve kişilerin serbest dolaşımının güvence altına alınması amacıyla oluşturulmuş olan müktesebat ve politikalar, Avrupa Birliği katılım müzakereleri kapsamında 24. Fasıl altında toplanmaktadır.

Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın V. Başlığı kapsamında asli çerçevesi oluşturulan “Özgürlük, Güvenlik ve Adalet Alanı”, katılım müzakereleri çerçevesinde 24. Fasıl altında yer alan hususların da temelidir. Fasıl kapsamında yer alan konular, tarihsel olarak Avrupa Birliği içerisinde giderek daha fazla ön plana çıkan ve Birlik’in düzenleme yetkisinin yıllar içerisinde arttırıldığı mevzuat ve politikalardan müteşekkildir. Maastricht Antlaşması ile ilk defa “Adalet ve İçişleri Sütunu” olarak Kurucu Antlaşmaların içerisine dâhil edilmeye başlanan konular, Amsterdam ve Nice Antlaşmaları ile genişletilmiş, Lizbon Antlaşması ile de günümüzdeki şeklini almıştır. Şeklinde müktesebat’ta altına imza attığımız taahhütleri içeren maddelerdir.

 

Şüphesiz ki Salı günü Ankara’ya gelecek olan AB Komisyonu üyelerinin en önemli gündem maddesi de Suriye’li göçmenler konusudur. 2019’dan beridir kesintiye uğrayan görüşmeler en son 19 Mart 2021 tarihin’de yeniden başlatılmıştı. AB bize geçen yıl belirli programların 2021'de devam edebilmesi için 535 milyon euro daha taahhüt etmiş ancak Türkiye  bu miktarı  az bularak müzakereleri askıya almıştı. Çevirmişti.  Görünen o ki, Salı günü gerçekleşecek olan ziyarette bu kez bu miktar biraz fazlalaştırılacak ve bunun karşılığında Suriye ve Irak'tan yeni göçler konusunda bize taahhüt imzalatacaklar.!

Ayrıca Suriye ve Irak konusunda özellikle Siyasi anlamda da bir taviz kopartmak için Türkiye’ye baskı uygulayabilirler. İşte asıl tehlike ise bu. Zira son yıllarda AB ülkeleri PYD/YPG’ye sürekli destek açıklaması gelmekte ve bu terör örgütlerine hamilik görevi üstlenerek bağımsız bir Kürdistan Devleti konusunda onlara taahhütlerde bulunmaktalar.!

 

Bilindiği üzere Türkiye'ye Suriyeli sığınmacı akını ilk olarak Nisan 2011 tarihinde başlamıştı.  Türkiye, bu tarihten itibaren Suriyelilere yönelik “açık kapı politikası” uygulayacağını ilan ederek 100.000 kişinin kritik eşik olduğunu dile getirmiş, ancak Suriye'den gelen göç dalgası beklentinin ötesinde gerçekleşerek bugüne kadar 3.7 milyon  Suriyeli sığınmacı Türkiye’ye göç etmişti.

Bunun karşılığında ise Avrupa Birliği  (AB) Türkiye'ye 3.7 milyon Suriyeli mültecinin bakımı için bugüne kadar 4.1 Milyar euro ödeme yapmıştı.  Ancak Türkiye ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın ifadesiyle  Suriyeli sığınmacılar için 40 milyar dolar harcandığını açıklamıştı. O tarihte Oktay’ın açıklamasına İYİ Partili Ümit Özdağ ise Suriyelilere harcanan miktarın 80 milyar dolar olduğunu iddia etmişti.!

bugüne kadar göçmenler için 60 milyar dolar civarında para harcandığını  ve AB üyelerinin sözlerini tutması sonucu AB ile arasındaki müzakere görüşmelerini askıya almıştı.

Allah yöneticilerimize feraset nasip etsin zira daha önce defaatle verdikleri sözleri yerine getirmeyen bu münafık AB'nin sözlerine hala güvenmeye devam ediyor olmamız işimizin çok zor olduğunu ortaya koyuyor.

Zira “Müslüman (mümin) aynı yerden iki kere ısırılmaz.!”

muhasebeci maa?lar?-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-