Barış savaştan zordur

            Günümüzde savaşlar çok haşin, zalimane ve yıkıcı oluyor. Şehirler, köyler bombalanıyor ve yüzyıllarca verilen emekler bir anda kaybolup gidiyor, Tarihi doku büyük bir tahribata uğruyor.

       Geçmişte savaşlar daha merdane idi. Şehirler çok azdı, savaşlar ovalarda veya savaşa müsait olan yerlerde yapılırdı. Sivil halk savaştan uzak tutulurdu. Savaşı kazanan taraf o yere valisini tayin eder, sistemini kurar ve çekip giderdi.

      Yıkıcılık dünyanın en kolay işlerinden biridir. Büyük bir binayı belki yıllarca emek vererek, büyük masraflar yaparak, bir çok  işçi, usta çalıştırarak yapabilirsiniz. Ama o binayı bir kaç saniye içersinde bombalarla yerle yeksan edebilirsiniz.

      Onun içindir ki tahrip edenler ve yıkıcı olanlar  güçlü gibi  görünürler. Oysa o yıkıcılığın ses getirmesi onların gücünden değil, yaptıkları işlerin kolaylığındandır. O binayı yıkanları getirip onlara o binayı yaptırmaya kalkarsanız belki yıllarca çalışıp o binayı eski haline getiremezler.

     Bir insanın yaşaması için bütün vücut sisteminin ve bütün kâinatın çalışması lazımdır. Amma bir insanın hayatını tahrip etmek için bir mermi kâfidir.

     Savaşın geride bıraktığı çok acı ve derin yaralar vardır. Günümüzde yüz binlerce hatta milyonlarca insan ölmekte, sakat kalmakta , yurdunu terk etmek zorunda kalmaktadır. Havadan atılan bombalar böylesine bir felaketin yaşanmasına sebebiyet vermektedir.

      Bu kadar vahşi ve zalim bir tahribata karşı barış dahi yapılsa on yılla ca bü tahribatın yaraları sarılamaz.  Amerika Japonya da  Nagazaki ve Horişimo ya attığı bombaların hala izleri vardır. On binlerce insan ölmüş ve sakat kalmıştır. Atılan bombaların yerinde hala ot bitmemektedir.

       Yine aynı Amerika evvela Kızılderilileri adeta yok etmiş ve son yıllarda da  Irakta bir buçuk milyona yakın insan öldürmüştür.  Amerikan askerleri bir çok namuslu kadını insanların gözü önünde kirletmiştir.

       Rusya Evvela Afganistan’a girmiş on binlerce insan öldürmüş, mağlup olunca çekilmiş arkadan Amerika oraya girmekle kalmamış Pakistanı da karıştırıp huzur ve güveni alt üst etmiştir.

       Afrika da yaşananlar da bu yerlerden geri değildir. Dikkat ediniz örgütleri kurduranlar savaş çıkaranlar hep batılılardır.  Elbette bizimde bazı yanlışlarımızdan dolayı İslam alemin de yaşanan olumsuzluklarda payımız vardır. 

      İnsanlığın bu asırda yaşadığı  felaketin bilançosu maddi ve manevi olarak çok ağırdır. Bu vahşetin yaptığı tahribat barışla sonuçlansa bile bunun onarılması için hiç bir devletin bütçesi  bile yetmez. Onun için İslam âleminin yaşadığı bu felaketin en barışçıl yolu araların da problemleri çözerek,  yaralarını sarmak için birlikte hareket etmeye mecburdurlar.

        Her hayırlı işlerin manileri çok olduğu gibi barışın da manileri çoktur. Cinni ve insi şeytanlar hayırlı işlere mani olmaya çalışırlar.

        İslamiyet sulh, barış ve emniyettir İslam ı ortaya koymadan kendi aramızda barışı temin etmemiz mümkün değildir. . Buna uymayanlar Allah katında mesuldur lar.                Barış birbirini affetmek ve aynı yanlışlara bir daha geri dönmemektir. Zordur amma bu zoru başarmak boynumuzun borcudur.

 Geçmişe takılırsanız barış zordur. Geleceğe bakarsanız barışı sağlarsınız.