7 HAZİRAN’DA HAYIRCI, 1 KASIM’DA EVETÇİ BAHÇELİ…

Siyaset arenasında amiyane tabirle ortalık toz-duman olmuş, adeta göz gözü görmüyor. Bu arenada her gün yaşanan yeni bir olay ve gelişme sokakta şaşkınlıkla karşılanırken, siyasetin aktörleri ise bir sonraki hamle için birbirlerine karşı pozisyon almak için çaba harcıyorlar.

Siyaset arenasının en önemli ve etkili aktörlerinden biri de tabii ki Milliyetçi Hareket Partisi; yani MHP’dir. Asker kökenli ve namı diğer Başbuğu olarak adlandırılan Alpaslan Türkeş’in 1969 yılında ‘İslam dininin şekillendirdiği Türk milliyetçiliğini temel alan Dokuz Işık doktrini temsil etmek’ iddiasıyla kurulan parti, ilk girdiği seçimde başarılı olmaza dahi yıllar içinde aldığı yüzde 2.2 oy oranını, 1977’ye gelindiğinde yüzde 6.4’e kadar yükseltmiştir.

Partinin Gençlik Kolları ise Ülkü Ocakları adı altında yapılanmıştır. Ülkü Ocakları gerek solcularla girdiği çatışmalar, gerekse adının birçok karanlık olayla anılması nedeniyle her dönem tartışma konusu yapıldı, halende yapılıyor.

Her dönem siyasetin önemli aktörü olmayı başaran Alpaslan Türkeş ve MHP’si, 1969 ile 1973 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tek milletvekili yani Alpaslan Türkeş ile temsil edildi. 1973 seçimlerinde milletvekili sayısını 3’e yükselten MHP, 1975’de Milliyetçi Cephe Hükümetine girmeyi başardı. 1977’de çıkardığı 16 milletvekili ile 2’nci Milliyetçi Cephe Hükümetine daha güçlü girmeyi başaran MHP, Alpaslan Türkeş’inde Başbakan Yardımcılığı koltuğuna oturmasını sağladı.

Kenan Evren’in 12 Eylül 1980’de gerçekleştirdiği askeri darbe sonrası tüm partiler gibi MHP’de kapatıldı, Alpaslan Türkeş’e de siyaset yasağı getirildi. 1983’de siyasi partilerin yeniden kurulmasına izin verilince, MHP çizgisini temsil eden Muhafazakar Parti kuruldu ve bu parti 1985 yılına gelindiğinde adını Milliyetçi Çalışma Partisi olarak değiştirdi.

1987’de yapılan referandumla yeniden siyaset sahnesine dönen Alpaslan Türkeş, Milliyetçi Çalışma Partisi’nin başına geçti. 1993’de yapılan olağanüstü kongreyle de partinin ismi yeniden Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirildi.

Askeri darbenin getirdiği yüzde 10’luk seçim barajı nedeniyle MHP 1995 genel seçimlerinde yüzde 8.2 oy alarak baraj altında kaldığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giremedi.

Alparslan Türkeş'in vefatından sonra, 1997’de yapılan olağanüstü kurultayda  Alparslan Türkeş'in oğlu Tuğrul Türkeş ile Devlet Bahçeli arasında yapılan seçim yarışını Devlet Bahçeli kazandı ve genel başkanlığa seçildi.

MHP, 1999 Türkiye genel seçimlerinde yüzde 17.98 oy alarak DSP’nin ardından en çok oy alan ikinci parti oldu ve 129 milletvekili çıkardı. Kurulan DSP-ANAP-MHP koalisyonunda, biri başbakan yardımcılığı olmak üzere 12 bakanlık alarak, ikinci büyük koalisyon ortağı oldu. Belki de siyasi hayatında ilk stratejik hatasını yapan Devlet Bahçeli koalisyonu bozarak seçim kararı aldı. 3 Kasım 2002’de yapılan genel seçimde MHP yüzde 8.3 oyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dışında kaldı.

2007’de yüzde 14.29 oy ve 71 milletvekilliği kazanan Bahçeli liderliğindeki MHP, 2011 genel seçiminde yüzde 14,27 oy ve 53 milletvekili, Haziran 2015 genel seçiminde yüzde 16,29 oy ile 80 milletvekili, Kasım 2015 genel seçiminde ise yüzde 11.94 oy alarak 40 milletvekili çıkarabilmişti.

MHP lideri Devlet Bahçeli ikinci stratejik hatasını 7 Haziran 2015 genel seçiminin ardından yaptı. HDP’ye kapılarını taa başından kapatan ve ‘hayır’ diyen Bahçeli, CHP’nin Başbakanlık teklifine de ‘hayır’ cevabı verdi. AK Parti ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da kapıları kapatan ve başta 17-25 Aralık olayına karışan eski bakanların yargılanması olmak üzere birçok ön şart ileri süren Bahçeli, her teklife ‘hayır’ diyerek isminin ‘hayırcı Bahçeli’ olmasına neden oldu. Bahçeli’nin bu tutumu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘yeniden seçim’ söylemine de büyük katkı sundu.

1 Kasım 2015 seçiminde partisi ciddi oranda kan kaybeden MHP ve lideri Devlet Bahçeli, parti içinde her geçen gün büyüyen muhalefete de kulak tıkadı, muhalefete deste olan il ve ilçe yönetimlerini görevden aldı.  Kurultayı mahkemelik olan MHP’de Bahçeli’ye karşı partinin ağır topları Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan, Ümit Özdağ gibi isimler aday oldu.

Parti içi muhalefetin bu kadar güçlendiği ve kurultayı mahkemenin vereceği karara göre belli olacak olan MHP’de, Devlet Bahçeli’nin 5 Haziran’da AK Parti’ye ‘hayırcı’ tutumu, her nedense bu gelişmelere paralel olarak 1 Kasım’dan itibaren ‘evet’e’ dönüştü.

Devlet Bahçeli ‘2018’e kadar kurultay olmayacak’ derken, parti içi muhalifleri ise paralel yapıyla işbirliği yapmakla suçlarken, muhaliflerde çatı aday ve cemaatçi olduğu iddia edilen Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu örnek gösteriyorlar.

Gördüğünüz gibi siyasetin her döneminde etkili olan MHP’deki gelişmeleri baş döndürücü şekilde değişiyor. Ancak sokakta yapılan bir analiz var ki, o da 7 Haziran’da ‘hayırcı’, 1 Kasım’da ise ‘evetçi’ olan Bahçeli’nin yeni ve büyük bir stratejik hata yaparak, baskın bir seçimde MHP’nin baraj altında bırakacağı ve de AK Parti’nin 400 milletvekili ve başkanlık sistemi hedefine ulaşacağı yönündedir. 

Sevgiyle kalın.