kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
19 Mayıs, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.20
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2500.6
  • BIST
    10643.58
  • BTC
    67130.053$
olay köşe yazısı üstü

YEREL YÖNETİMLERDE YENİ BİR ANLAYIŞ

28 Eylül 2018, Cuma 13:32

 

Ülkemizde, eğer son anda bir gelişme olmaz ise 2019 yılında Yerel Yönetim seçimleri yapılacaktır. Türkiye'nin yeni bir yönetim sistemine geçmesinden sonra yapılacak olan Yerel seçimler oldukça önem arz etmektedir. Yerel yöneticilerin seçileceği bu seçimde, kanaatime göre yerel bazda da sistem değişikliği gündeme gelecektir. Mevcut Yerel yönetimlere yönelik olarak gerek Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı bir takım eleştiriler ve bu eleştirilerle birlikte bazı Büyükşehir ve il belediyelerinin belediye başkanlarının istifa ettirilmesi ve gerekse halkın bazı uygulamalardaki memnuniyetsizliği bu kanaatimi güçlendiren işaret fişekleri olarak değerlendirilebilir.

Ülkemizdeki Yerel Yönetimler özellikle 2002'den sonra çıkartılan yasalarla gerek yasal, gerekse mali açıdan oldukça güçlü hale getirilmiştir. Daha önce yasal olarak birçok konuda eli kolu bağlı olarak faaliyetlerini yürüten Yerel Yönetimler, daha sonra çıkartılan yasalarla daha özerk bir yapıya kavuşturulurken, mali olarak ta gelirlerinin artırılması, borçlarının yapılandırılması gibi desteklerle nispeten güçlü hale getirilmişlerdir.

Bu gibi yasal ve mali desteklere rağmen maalesef Yerel Yönetimlerin çoğunluğu elde ettikleri gelirleri gereksiz, günü kurtarmaya yönelik projeler ve yatırımlara harcayarak israf etmişlerdir. Borçları defalarca yapılandırılmalarına rağmen birçoğu borç batağına saplanmış durumdadır. Bunun yanı sıra birçok Kentimizin fiziki dokusu tahrip edildiği gibi sosyal dokusu da zedelenmiştir.

Büyükşehirlerimize olan yoğun göç’ün önlenmesi için en iyi çözüm olan ‘’Yerel Kalkınma’’ modeli terk edildiği için iç göç büyük bir sorun haline gelmiştir. İnsanımızın kendi kimliğini rahatlıkla yaşayabileceği, sosyal ilişkiler ve komşuluk ilişkilerinin sağlıklı bir biçimde işlediği ‘’ Mahalle Kültürü’’ yok edilerek çok katlı, içerisinde yaşayanların birbirlerinden habersiz yaşadığı, sosyal ilişkiler ve komşuluk ilişkilerinin zayıf olduğu sitelerin oluşturduğu dikey yapılaşma teşvik edilip uygulanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu durumdan rahatsız olduğunu açık bir şekilde ifade ederek yerel yönetimleri eleştirme ihtiyacı duymuştur. Yine, halkla ilişkilerde eskiye nazaran büyük bir kopukluk meydana gelmiştir.

Türkiye'de mevcut siyasi sistemde halk yönetime katılmaktan ziyade, yönetime alet edilmektedir. Gerek Genel Seçimler ve gerekse mahalli seçimlerde halk sadece sandığa giderek tercihte bulunmaktadır. Seçimlerden sonra ise seçtiklerini denetleyecek bir mekanizma bulunmadığı için 4-5 yıl bekleyerek ancak sandığa gittiğinde hesap sorabilmektedir. Yönetime katılması ise hemen hemen imkansızkılınmıştır. Bu durumda halk sadece kendisini yönetecek kişileri veya partileri seçen seçmenden öteye gitmemektedir.

O halde yerel yönetim seçimleri ile birlikte, ülkemizde halkın seçtiklerini denetleyip, yönetime katılmasını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesinin zamanı gelmiştir. diye düşünüyorum.Bu sağlandığı taktirde hem halkla yerel yönetimler arasında sağlıklı bir ilişki kurulmuş olacak, hem de kentlerimizde yaşayan insanlarımızın kente aidiyet duyguları güçlendirilerek kentlilik bilinci artırılmış olacaktır. Bence yerel yönetim seçimlerinde partilerin ve adaylarının tartışması gereken en önemli husus, kentleri için uygulayacakları projelerin yanı sıra halkın seçtiklerini denetlemesi ve yönetime katılması olmalıdır.

Yerel Yönetim Seçimlerinde siyasi partilerimizin ve adayların yeni bir yönetim anlayışına ihtiyaç vardır. Mevcut yerel yönetim anlayışı bazı sorunları çözmekle birlikte birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Bu sorunların aşılması ve gerçek manada halka yakın yönetim anlayışının hakim kılınması hususunda aşağıdaki önerilerimi sunmayı bir vatandaşlık görevi olarak addediyorum.

1-Yönetim ve Hizmet alanı Mahalleye indirgenerek ‘’yerinden yönetimi ‘’ ilkesi hakim kılınmalıdır.

2-Hizmet Kalitesini-özellikle temel hizmetleri tüm mahallelerde aynı oranda ve aynı zaman diliminde eşit ve adil bir şekilde yapabilmek için ‘’ Yerinden Tespit ‘’ uygulamasına geçilmelidir.

3-Kentlerimiz/ilçelerimizdeki her mahallenin kendisine özel farklı ihtiyaçları ve sorunları önem ve öncelik sırana göre doğru bir şekilde tespit edip çözümlenmelidir.

3-Belediye bütçesinin hizmet ve imkanlarının, mahallelerin nüfus yoğunluğuna, arazi büyüklüğüne ve ihtiyaçlarına göre dağıtılmasını sağlamak üzere Yerinden Planlama ilkesi uygulanmalıdır.

4-Sosyal doku rehabilitasyonuile; halkın kente aidiyeti güçlendirilmelidir.

5-Tartışma, müzakere, mutabakat ve uzlaşmaya dayalı; karar süreçlerine tam katılım ve katkı odaklı bir yönetim anlayışı ile, kentlerin o şehirde yaşayanlara ekonomik, siyasi ve toplumsal refah sunmasını amaçlayan ‘’Refah kenti’’  modeli egemen kılınmalıdır.

6- Yönetim anlayışında Kamplaşma yerine Diyalogu esas alan ‘’ Barış Ve Huzur ‘’ Siyasetini hakim kılmalıdır.

7- Kentin "Merkezini Oluşturan Kentliler İle "Çevresini Oluşturan Kentin Yeni Sakinleri Arasındaki Uyumu Sağlayacak mekanizmalar oluşturularak  ‘’ Uyumlu Kent Yönetimi ‘’ oluşturulmalıdır.

8-Kentlerimize Entelektüel Sermaye, Yatırım ve Nitelikli İşgücü Akışına İmkan Sağlamak için Kenti; eğitim, meslek, üretim ve başka alanlarda ulusal ve uluslararası düzeydeReferans şehir" haline getirecek projeler üretilmelidir.

9-Kentin tansiyonunu kontrol altında tutmak için hem sosyal sorunlar üzerine teknik çalışmalar yapılması, hem de muhtemel toplumsal olaylar konusunda senaryo çalışması gerçekleştirilmek üzere "sosyal nabız ölçümü" hayata geçirilmelidir.

10- Kentin sanayisinin  yeniden yapılanmaya teşvik edilmesi,. Kentin, katma değeri yüksek üretime yönlendirilmesi,  bu konuda uluslararası tecrübe sahibi uzmanların birikiminden yararlanılması ve bu alana girmek isteyen işletmelere know-how (Teknik Bilgi-Beceri ) desteği verilmek üzere ‘’Endüstriyel Kent" Anlayışı hakim kılınmalıdır.

11-Kentte/İlçe'de yaşayan halkın kültür değerlerini göz önüne alan, yerel kültür değerlerini ve dillerini koruyan  Yerel Yönetim anlayışını benimseyen ‘’ Yerel Kültürlere Saygı’yı hakim kılmalıdır.

Şanlıurfa'mız başta olmak üzere, ülkemizdeki diğer kentlerimizde de halkın yönetime katılması ve seçtiklerini denetlemesi hususunda önemli parametreler içerdiğine inandığım bu önerilerimin dikkate alınmasını temenni ederim. Önümüzdeki günlerde de inşallah Şanlıurfa'mızla ilgili kentsel projelerimi sizlerle paylaşmayı ümit ediyorum. Herşey gönlünüzce olsun....