kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
20 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.21
  • EURO
    35.07
  • ALTIN
    2527.2
  • BIST
    10742.3
  • BTC
    66941.02$
olay köşe yazısı üstü

Yaşamım içinde hepimiz birer yol tutturduk

28 Nisan 2010, Çarşamba 13:55

Yaşamım içinde hepimiz birer yol tutturduk.

Herkesin ortak yönleri, ortak hedefleri vardır. Hayatta ve çabalar da buna varmak içindir.

Koştururuz koşturabildiğimiz kadar, çalışırız çalışabildiğimiz kadar, yoruluruz yorulabildiğimiz kadar. Gün olur ailemizden, eşimizden, çoluk çocuğumuzdan ve sevdiklerimizden hatta kendimizden bile fedakârlık ederiz ve ettiririz, Çünkü hedeflerimiz büyüktür ve amaçlarımıza ulaşmak için bu gereklidir. Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz? Ya ansızın bizi ölüm yakalasa o zaman hedeflerimize ulaşamadığımız için mi üzülürüz.

Ya da sevdiklerimize zaman ayıramadığımız için mi?

Bence en önemlisi de ne biliyor musunuz?

Elbette ki kendi adıma söylüyorum.

Geride bıraktıklarım içimi çok acıtır çok...

Ama Huzuruna götürüleceğim Rabbimle dünya da aramı iyi etmemek en fenası olsa gerek.

Çünkü ölümden sonra neyle karşılaşacağımı az çok bilmekteyim.

Size vaat edilenler muhakkak gelecektir.Siz onun önüne geçemezsiniz. (En’am/134)

O zaman “Bize iman etmemiz için mühlet verilir mi acaba” diyeceklerdir.(Şuara:203)

Bak bizim için ne şefaatçi var.

Ne de yakın bir dost. Ah keşke dünya ya bir daha dönebil sekte, müminlerden olabilseydik.(Şuara:100–102)

O yaşadıkları zevkin kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır.(Şuara: 207)

 İşte Rabbimiz bunu derken hem bizi uyarıyor.

Hem de böyle bir sonu tasavvur edip dünya hayatın da kendi halimize çeki düzen vermemizi istiyor.

Hadisi şerifteki gibi “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya hayatına yarın ölecekmiş gibi ahiret hayatına çalışın”. Anlayacağınız dengeleri iyi kurmamız lazım.

Nefsim adına ateşte hele hele Cehennem ateşinde yanmayı hiç istemem.

Kim ister ki dediğinizi duyar gibiyim. Elimize bir mezüre alıp ölçelim.

Bakalım Cehenneme mi yakınız yoksa Cennete mi?

Bu dediğin nasıl olacak diyorsunuz değil mi?

Kolay! Alın Kuran’ı Kerim’in Türkçe Mealini okuyun.

Cennet, Cehennem, Dünya, İnsan ve Kıssalar her şey var.

Ama birde not tutun. Neyimi? Hem cennetlik vasıfları, hem de cehennemlik vasıfları.

Ve nefsinizi tartın nereye daha yakınsınız diye.

Amannn Vaktim yok. Yapmayın, etmeyin ben size ahretteki kurtuluşun reçetesini sunuyorum.

Hem insanın Rabbine ayıracak hiç mi vakti olmaz.

Hangi düşünceden olursan ol.

Allah’a inanmıyor musun? Tabii ki inanıyorum.  

Öyleyse seni yaratanından uzak tutan şey ne? Yoksa Şeytan mı? Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığın.

Hem bir hasta doktorun rahatsızlığı için yazdığı ilaca hayır der mi?

Düşünün ki bizler de ahiret hastalarıyız. Tedavimizi dünyada yapıp, ahrete bırakmasak ve orda hep birlikte cennete girsek daha güzel değil mi?

Bilmem bilir misiniz Hz.Ebubekir’in duasını.

Şöyle bir duası vardır. Her aklıma geldiğin de göz pınarlarıma sızı verir de yerini gözyaşına bırakır. “Ya Rabbi benim vücudumu cehennem kapısında öyle büyüt öyle büyüt ki hiçbir kulun giremesin” Ya! işte, onlardaki iman öyleydi. Birde bizlerdeki imana bak.

Yinede biz Rabbimizin Rahmetinden umut kesmeyelim ve Rahmanla aramızı dünyada iyi etmeye bakalım. O ki beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir.

Beni yediren ve içirendir. Hastalandığım zaman bana o şifa verir.

O ki benim canımı alacak, sonra diriltecektir. Ve hesap günü hatamı bağışlayacağını umduğumdur.

Ya rab bana hikmet ver ve beni iyiler (zümresin)e kat.

Sonra gelecek içerisinde beni doğrulukla anılanlardan eyle.

Beni nimeti bol cennetin varislerinden eyle.

 İnsanların diriltilecekleri gün beni mahcup etme.

O gün ki ne mal fayda verir, ne oğullar! Ancak Allah’a temiz bir kalple gelenler o günde (kurtuluşa erer)” (Şuara:78–89)

SELAM VE DUA İLE…