kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
18 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.18
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2500.4
  • BIST
    10643.58
  • BTC
    66802.833$
olay köşe yazısı üstü

Türkiye işin ciddiyetinde değil…

31 Mart 2020, Salı 03:13

“İstatistiklere bakınca hazırlıksız yakalanmış İtalya’ya göre, ‘Biz buna hazırlandık’ diyen Türkiye daha ciddi bir sınav veriyor. Vaka sayımız ve ölü sayımız şu ana kadar İtalyanlardan daha ileridedir. Türkiye hala bu işin ciddiyetinde değildir. Çok geç değil ve virüsü kırabiliriz.” Bunu ben demiyorum. Bir bilim insanı diyor. Hem de Dokuz Eylül Üniversitesi Pandemi Servis Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Savran, Youtube hesabından paylaştığı video da söylüyor.

Koronavirüs, dört ay gibi bir sürede, dünya düzenini altüst etti ve etmeye de devam ediyor. Bu baş belası virüs, binlerce insanın ölümüne, yüzbinlerce insanın hastalığa yakalanmasına neden oldu.

Bağımsız bilim insanları tüm olumsuzluklara rağmen, bir yandan hastaları iyi etmek için canlarını hiçe sayarak çalışırken, bir yandan da gecesini-gündüzüne katarak hastalığı yok edebilmek için aşı geliştirme gayretini sürdürüyor. Bu kategorideki bilim insanları her türlü takdiri, alkışı ve her türlü ödülü fazlasıyla hak ediyorlar. Dolayısıyla onları sadece alkışlamak yetmez, hepsinin önünde saygıyla eğilmemiz gerekir.

Ya bağımsız olmayan sözüm ona bilim insanları ne yapıyor, inandıkları şeyleri bile söylemekten aciz bir şekilde istenileni söylemenin ötesine geçemiyorlar. Hatta tek tük de olsa bazıları, büyük holdinglerin ürünlerini el altından pazarlayarak, cebini doldurmanın derdine giriyorlar.

Tüm dünya ülkeleri zor bir süreçten geçiyor. Özellikle bilim insanları ve konunun uzmanlarına, en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Dolayısıyla birbiriyle çelişen açıklamalar yapmamalılar. Baksanıza Beşiktaş’ın golcü futbolcusu Burak Yılmaz bile bu kadar çelişkili açıklamaya isyan etmiş. Yılmaz: Şimdi bütün doktorları dinliyoruz. Şöyle bir şey var. Birisi paketi 3 gün dışarıda, birisi 2 saat tutun diyor. Birisi maske takın, birisi sadece hastalar maske taksın diyor. Birisi virüs havada dolaşmaz, birisi dolaşır diyor.

Vatandaşın durumuna gelince, vahametin büyüklüğü burada… Artık neredeyse bilmeyen yoktur. Koronavirüsten korunmanın en önemli yolu evde kalmak, virüsü yaymamak.

Burada da iki tür vatandaş gurubu bulunuyor. Birinci gruptakiler; işini kaybetmemek için işe gitmek zorunda olanlar ve çalışmadığı taktirde kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyaçlarının karşılayamayacak durumda bulunanlar ki, bunlar büyük çoğunluğu oluşturuyor. Maalesef bunlar risk grubunda olsalar dahi evine ekmek götürme derdindeler.

İkinci gruptakiler ise, tuzu kuru olanlar oluşturuyor. Bunlar aylarca-yıllarca çalışmasalar bile, ekonomik güçleriyle ayakta durabilirler. Bu gruptakiler, şımarıklıklarını öyle üst düzeye çıkartıyorlar ki, sosyal yaşamlarından ödün vermiyor, sporlarını, pikniklerini, gezilerini, eğlencelerini yapıyor, istedikleri yerde Koronavirüs testi gerçekleştirebiliyorlar. Öyle ki, birinci gruptakilerin büyük bölümünü yine onlar, hiçbir tedbir almadan, sağlıksız koşullarda çalıştırıyor.

Bu tablonun içinde yöneticilerimiz ne yapıyor. Uzun uzadıya yazmaya gerek yok. Tek kelimeyle bu tablonun oluşmasına onlar neden oluyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi Pandemi Servis Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Savran, ne diyor, ‘Türkiye hala bu işin ciddiyetinde değildir.’

Çok geç olmadan işin ciddiyetine varalım. Biz dünyanın 17’nci büyük ekonomisine sahip bir ülke değil miyiz? Kanada, İsviçre, Almanya gibi ülke vatandaşlarından ne eksiğimiz var. Bizler de hiçbir kaygı taşımadan evimizde oturabilelim. Yoksa insanlarımızın bir bölümünü evde, bir bölümünü sokakta tutarak, bu salgından kolay ve az hasarsız çıkmamız zorlaşır.

Birde bu bela geçtikten sonra alışveriş yaptığımız ve dürüst bildiğimiz bazı esnaflar ile sahte ürün yapan, satan, fırsatçı, stokçu, karaborsacıları da bir yere not edin, ben ettim. Kötü günler geride kaldığı zaman, bu virüslerin kapısından bir daha girmeyelim, gerekli tavrı gösterelim.

Sevgiyle kalın…