kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
18 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.18
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2500.4
  • BIST
    10643.58
  • BTC
    66738.546$
olay köşe yazısı üstü

Theseus’un Gemisi

30 Aralık 2019, Pazartesi 08:10

Antik Yunan tarihçisi Plutarch tarafından kaleme alındığı tahmin edilen Theseus Paradoksu ya da Theseus’un Gemisi ilginç bir düşünce deneyidir. Bu anlatıya göre Yunan mitoloji kahramanı ve Atina’nın kurucusu olan Theseus, bazı deniz savaşlarını kazanmış ve Girit’te bir labirentin içinde yaşayan boğa başlı insan gövdeli Minotor’u yok etmeyi başarmıştır. Atinalılar bu zaferi unutmamak ve onurlandırmak için Theseus’un Gemisi’ni hatıra olarak saklamak isterler. Fakat her şey gibi gemi de eskimekte ve çürümektedir. Yıllar içinde eskiyen parçaları değişen geminin bir süre sonra eski hiçbir parçası kalmaz.

Paradoks işte burada başlar. Tüm parçaları birbirinin aynı olan parçalar ile değişen gemi hala Theseus’un Gemisi midir yoksa başka bir gemi midir?

Çocuklarla felsefe atölyelerinin en sevilen ve sık sık yapılan çalışmalarından biridir aynı zamanda Theseus’un Gemisi. Bu çalışmayı 2, 3, 4 ve 5. Sınıflar düzeyinde farklı okullarda yaptım. Özellikle 5.sınıflarla yapılan çalışmalarda okulun en başarılı ve en başarısız sınıflarına konuk oldum. Bir de 3. ve 4. sınıf öğrencilerinin karma bir şekilde olduğu özel bir okulda çalıştım.

Bu paradoksta çalıştığımız esas konu “bir şeyi o şey yapan şey nedir?” Tabi buradan yola çıkan tartışma öğrencilerin düşünceleri ile farklı alanlara kayabiliyor. Zaten çocuklarla felsefe yapmanın temel mantığı da bu. Verecekleri yanıtların doğru veya yanlış olmayacağını, her düşüncenin paydaşlara farklı bir yol önermesi açısından önemli olduğunu her çalışma öncesinde söylüyorum. Çocuklar yanlış yapma korkusu olmadan düşünce geliştirdiklerinde daha özgür oluyorlar ve bu özgürlük oldukça yaratıcı söylemlerin doğmasını sağlıyor. Yani net sayılarının yarıştırıldığı bir deneme sınavı değil bu. Daha önceki yazılarımızda söylediğim gibi felsefe atölyelerinde felsefe tarihi verilmiyor. Felsefe tarihinden veya günlük olaylardan yola çıkarak düşünme yolları geliştiriliyor. Fakat, bazen yeri geldiğinde ulaşılan düşüncenin felsefe tarihinde yeri varsa bunu söylüyorum. Bu çalışmalarda önemsediğim bir şey de önemli kavramların çocuklara verilmesi. Çocuklar bu kavramlarla basit cümleler kurabilseler bile önemli bence.

Yukarıda değindiğim gibi bu çalışmada esas soru “bir şeyi o şey yapan şey nedir?” Atölyede benim ve öğrencilerin tartışmanın gidişatına göre  ortaya attığı sorular şunlardı:

*Parçaları değiştirilen gemi Theseus’un gemisi mi yoksa başka bir gemi midir?

*Bu gemi Theseus’un gemisi olmaktan ne zaman çıkmıştır?

*Bir bebek olarak ben büyüyüp anne veya baba olduğumda artık başkası mıyımdır?

*Yazı yazma işlevini kaybeden bir kalem hala kalem midir?

Çocukların bir kısmı kesinlikle bu geminin artık Theseus’un Gemisi olmadığı yönünde fikir belirtiyor. Buna sebep olarak da o geminin en küçük bir parçası değiştiğinde artık o olamayacağını söylüyorlar. Bazı öğrenciler bir parçası değiştiğinde bir şeyin tamamen değişmiş olacağını söyleyerek bu ifadeyi genelliyor. Çünkü ortaya çıkan şey artık yeni bir şeydir.

Yine bu öğrencilerden bazıları Theseus ve adamlarının, parçası değişmiş bu gemiye hiçbir zaman ayak basmamış olmalarından ötürü aynı gemi olmayacağını ifade eder. Birkaç öğrencinin ise düşüncesi o geminin geçmişe yönelik hiçbir anıya sahip olmamasından ötürü Theseus’un gemisi olamayacağı yönünde. İlk gemiyi yapan ustaların artık olmaması da yine yeni geminin Theseus’un gemisi olmadığı yönünde düşünenlerin argümanları.

Öte yandan bu geminin yine de eski gemi olduğunu iddia edenler ise isimden yola çıkıyorlar. Bu geminin adı değişmediği sürece gemi yine o gemidir. Parçalarının değişmiş olması önemli değildir. Bu iddiasını güçlendirmek isteyen bir öğrenci şöyle bir örnek veriyor;

Diyelim ki ünlü isme sahip bir okul var. Bu okul çok eskidiği için yıkılıp yerine çok daha görkemli bir okul yapılıyor. Bu okul hala o isme sahip bir okul olduğu için hala aynı okuldur. Aynı görevi gören parçalar ile değiştirildiği için geminin aynı olduğunu düşünen öğrenciler de var.

Konuyu biraz daha çetrefilli hale getirmek için soruyu değiştiriyorum. Parçaları değişen gemi artık eski gemi değil ise kaçıncı parçadan sonra gemi artık eski gemi değildir?

“İlk parçası değiştiğinden itibaren artık eski gemi değildir.” diyor bir öğrenci. “Parça sayısını yüz olarak düşünürsek 51. parçadan sonra gemi değişmiştir.” diyor bir başkası. Bir başka öğrenci ise tüm parçalar değiştikten sonra ancak o gemiye eski gemi denmeyeceğini ifade ediyor. Fakat geminin değiştiğini düşünen öğrencilerin çoğunluğu geminin tüm parçalarının ancak yüzde 70-80’lik bir kısmının değişmesinden sonra geminin değişmiş olacağını ifade ediyor.

Çocuklara bir kalem göstererek ona niçin bir kalem dediğimizi soruyorum. Çocuklardan gelen yanıtların önemli bir kısmı onun amacına yani yazı yazma özelliğine bağlı olarak tanımladığımız yönünde. Büyük bir kısmı da onun her zaman bir kalem olarak bilinmesinden yani isminden dolayı öyle bilindiğini söyledi.

Çocuklardan tartışmamızla ilgili soru üretmelerini istiyorum. Bir öğrenci kalemin yazı yazma özelliğinin kaybolması durumunda ona yine bir kalem denilip denilmeyeceğini soruyor. Çocukların büyük kısmı yine de ona kalem denileceğini çünkü görüntüsünün ve isminin hala bu yönde olduğunu savunuyor. Bir başka öğrenci farklı bir şey soruyor: “Yazı yazma özelliği kazanmış fakat asıl görevini yapamayan bir klima kumandası nedir o zaman?”

Theseus’un Gemisi çok daha farklı sorular ve benzetmelerle uzayıp gidebilecek bir tartışma. Bir şeyi o şey yapan şeyin ne olduğu sorusu felsefe tarihinin en eski sorularından biri. Bu soruya en ünlü yanıtları verenler arasında Platon ve Aristo’da var. Öğrencilerimizin verdiği cevaplar özellikle Aristo’nun cevapları ile örtüşüyor. Yani küçük dediğimiz çocuklar; deneme sınavında “sabah karşılaştığımız kişiye nasıl selam veririz?” türünde zihinsel hiçbir beceri kazandırmayan sorulara yanlış cevap veren çocuklarda bu tartışmalarda Aristo’nun düşüncelerine ulaşabiliyorlar.

Çocukların eleştiren, akıl yürüten, disiplinler arası ilişkiler kuran bir zihinsel yapıya sahip olmaları bu tarz felsefe atölyeleri yapmakla mümkün. Elbette bu tarz tartışma şekilleri okullarımızda farklı isimler farklı şekiller altında (deneme sınavlarından arta kalan zamanlarda) yapılıyor. Fakat P4C’nin bence en önemli yönü eleştiren, ilişki kuran ve sorgulayan bir zihinsel gelişime odaklanmış olması. Bu yüzden bütün okullarımızda haftada en az bir saat de olsa felsefe atölyelerinin yapılması gerektiğine inanıyorum.