kadir evliyaoğlu
olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
20 Mayıs, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.21
  • EURO
    35.07
  • ALTIN
    2527.2
  • BIST
    10742.3
  • BTC
    66941.02$
olay köşe yazısı üstü

SES KLONLAMA ve DİJİTAL HUKUK

19 Aralık 2021, Pazar 15:53

Modern hayat hızla gelişmektedir. Hayattaki gelişmeler temelde insan ihtiyacından doğmakta ise de bu gelişim ve dönüşümün itici gücünü teknoloji oluşturmaktadır. Teknoloji ve mühendislik şu anda hayatın her alanı gibi tüm bilim dallarının gelişimi için adeta motor görevi görmektedir. Tıp, hukuk başta olmak üzere, hayatımıza sirayet eden tüm ilim dalları, şu anda mühendislik biliminin geliştirdiği teknolojik imkanlar sayesinde hızla gelişim kat etmektedirler. Bilgisayar kullanmayan bir öğrenci ya da öğretmen kaldı mı? Ya hukuk sitesi olmayan bir avukat ya da teknolojik aletlerin yardımından istifade etmeyen bir doktor düşünebilir misiniz?

            İşte bu şekilde tüm dünyada baş döndürücü hızla meydana gelen bu teknolojik gelişme ve ilerlemeler, beraberinde insanlar için ciddi sıkıntılara da sebebiyet vermektedir. Banka ATM’lerinin Türkiye’de insanların hayatına girişinin ortalama 20 yıllık bir tarihi vardır. Yine bilgisayarların Türkiye’de yaygınlaşmasının 15-20 yıllık tarihinin yanında, çağımızın en büyük buluşlarından olan internetin hayatımıza tam anlamıyla girişinin 10 yıl gibi bir mazisi vardır. İşte teknolojik gelişmeler, bilgisayar teknolojisi, internet ağı, yapay zekâ; hayatı kolaylaştırır iken, diğer taraftan hızla karmaşıklaştırmakta, ciddi riskleri de beraberinde getirmektedir.

            Gelecek 20 yılda, yani 2050’lerden önce yapay zekâ sayesinde, şu anda iş gücü ve istihdam alanı olan birçok hizmet, robotlar üzerinden yürüyecektir. Düşünsenize bir otelde şu anda yapılan hizmetlerin neredeyse tamamı robotlar üzerinden yürüyecektir. Yada büyük şirketler belli departmanlarını idare edebilmek için çok ciddi insan gücü, artık yapay zekâ ve robotlar sayesinde yapılacaktır. Teknolojik ve dijital dünyanın gelişmesi beraberinde hukuki sorunlara, sosyal felaketlere de sebep olacağı şimdiden görünmektedir. Bu değişim ve dönüşüm karşısında; siyasi otoritelerin, devletlerin, sistemlerin, eğitim kurumlarının ve büyük şirketlerin hazırlıklı olması gerekir. Aksi halde teknolojik gelişmelerin arkasında kalmanın yanında, bu gelişme ve dönüşümün getirdiği sorunların çözümünde de çok geç kalmış olacaklardır.

            Şu anda tüm dünyada ve ülkemizde Çin’deki teknolojik gelişmeler takip edilir iken, satır arasında farkına bile varmadığımız “ses klonlama” kavramı tartışılmaktadır. Teknoloji, bilgisayar sistemleri ve yapay zekâda kullanılarak, bir kişinin sesi bu “ses klonlama” sayesinde farklı ortamlarda, farklı amaçlarla kullanılabilecektir. Ses klonlama teknolojisi sayesinde, kişinin sesinin aynısı oluşturulabilecektir. Bu şekilde kişinin haberi olmadan bu ses klonlama teknolojisi ile sanki kendisi işlem yapmış, hatta sanki kişinin kendisi bankadaki kredi danışmanını ya da kendi ofisini aramış yahut bir yakınını aramış gibi bu ses klonlama sayesinde teknoloji kullanılarak işlem yapılabilecektir. Daha da tehlikelisi bu işlemde kullanılan teknoloji ile oluşturulan ses klonlama işlemi, kişinin gerçek ses işleminden %85-90 arasında bir oran ile ayırt edilememektedir. Yani sesinizin klonlaması ile oluşturulan sesiniz ile konuşurken oluşan orijinal ses işleminiz arasında %90 bir benzerlik, aynılık söz konusu olacaktır. Gerçekten bu olay son derece ciddi ve sakıncalı sonuçlara yol açacaktır. Devletler arasında, şirketler arasında, bireyler arasında ciddi sıkıntılara sebep olabilecektir.

            İşte dijital hukukun burada devreye girmesi, sorunlara sebep olabilecek sistemsel açıkları, bu şekildeki teknolojik gelişmelerin sebep olacağı mağduriyetleri önlemesi gerekir. Dijital, sayısal veri demek olduğuna göre; sayısal verilerin, teknolojik olarak hayatımıza girmesinin de hukuki bir düzenlemeye ihtiyacı olacaktır. Bu anlamda teknolojik gelişmenin getirdiği yaşam risklerinin de hukuk tarafından, yapılacak düzenlemeler ile hızla bertaraf edilmesi gerekir. Bu kapsamda klasik ceza hukuku yaklaşımının burada yetersiz kalacağı kanaatindeyim. Dijital dünyadaki değişim ve dönüşüme paralel, hatta daha hızlı hukuksal sistem alt yapısının düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Aksi halde mağduriyetler doğduktan sonra devreye girmek, çoğu zaman kötü niyetli kişilerin yaptığını yanında kar olarak bırakmaktadır. Hukuk, insanların ihtiyaçları ve gelişimlerinin gerisinde kalmamalıdır. Hukuk, ihtiyaç duyulan alanda önceden düzenleme yaparak değişim ve dönüşüme de yön verebilen bir bilim dalıdır. Hukuk, dinamik yapısı ile gelişmelere yöne verebilmeyi başarabildiği ölçüde başarılıdır ve topluma, insanlığa hizmetini yapmış olacaktır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum