“Birleşik Arap Emirlikleri, ABD’de 10 yıl içinde 1,4 trilyon dolarlık yatırım taahhüdünde bulundu…” denildi.
Malumu üzere ABD, 1949 yılından itibaren Körfez ülkelerinin parasını iktidarlarını şeyhlik, Prensliklerini ve Krallıklarını tehdit ederek ekonomilerine can suyu olarak kullanmıştır. Özellikle Federal Rezerv Bankası üzerinden.!
Hatırlanacağı üzere 2016 tarihinde yapılan seçimlerde Amerika Birleşik Devletleri'nin devlet başkanı seçilen Donald Trump, ilk yurtdışı gezisini yaptığı Suudi Arabistan ile ilişkileri hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunmuş ve Kral Selman bin Abdülaziz’in trilyonlarca dolar parası olduğu belirterek, “Amerika’sız bir Suudi Arabistan’a ne olur sadece Allah bilir” diyerek adeta tehdit etmişti.
Çok geçmeden bu şantaj yerini bulmuştu ve Trump
20 Mayıs 2017'de Ortadoğu’ya gerçekleştirdiği ziyareti sırasında ilk ziyareti Suudi Arabistan'a yapmış ve 110 milyar dolarlık silah anlaşması imzalamıştı.
ABD Başkanı Trump, “Suudi Arabistan’ı seviyorum.Suudi Arabistan, Japonya ve Güney Kore gibi zengin ülkelere neden yardım ediyoruz? Çünkü bunların karşılığını ödeyecekler. Burada sorun, bu ülkelerden kimsenin karşılık istememesi.” diyerek adeta Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini tehdide boyun eğdirmişti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 Mayıs 2017'de Ortadoğu’ya gerçekleştirdiği 9 günlük resmi ziyaretinde Kral Selman Trump'a Abdülaziz El Suud Madalyası takmıştı. ABD Başkanı Trump, Suud Kralı Selman ile kılıç dansı yapmayı da ihmal etmemişti.
Trump'ın ilk dönem başkanlığına damga vuran en önemli ‘imza’ gelişmelerden biri hiç şüphesiz İbrahim Anlaşmaları idi. Körfez’den BAE ve Bahreyn, o dönem İsrail’le diplomatik ilişkilerini normalleştirme kararı alarak Filistin davasını satarak Gazze'yi kendi kaderine terketmişlerdi.
Tarih tekerrürden ibarettir ve Trump yeniden ABD Başkanı olarak koltuğa oturur oturmaz gözünü yine körfez ülkelerine dikti ve bunun meyvesini Katar ile imzaladığı trilyon dolarlık anlaşma ile toplamaya da başladı.!
Sırada diğer körfez ülkeleri var ve en büyük tehdidi ise GAZZE ÖZELİNDE yaparak Gazze'de Müslümanların varlığını silmek için Katar, Mısır, Ürdün ve Türkiye üzerinden "ülkelerinize alın" tehdidini uygulayacak.
Ne demişti Trump, "ABD'nin Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele alacak ve Filistinlileri başka ülkelere "kalıcı olarak yerleştirdikten" sonra bölgeyi yeniden inşa edeceğiz. "
Yine aynı Trump, İsrail ziyareti sırasında ABD'nin Kahire ve Amman'a sağladığı önemli askeri ve lojistik destekler nedeniyle Mısır ve Ürdün'ü yerinden edilmiş Filistinlileri kabul etmeye ikna edebileceği konusunda ısrar ederek tehdit etmişti.
Trump'ın Gazze tehdidi yerine gelmiş olmalı ki Mısır Devlet Başkanı Sisi Gazze'deki 500 bin kişiyi geçici olarak Sina'ya yerleştirebileceklerini belirtti.
Sırada diğer ülkeler var ve ABD üstelik bununla da yetinmeyerek Gazze'nin Yeniden İmarı için yaklaşık 180 milyar dolarlık parayı da körfez ülkelerine taksim ettirecek.!!!
Neyin karşılığında mı? Körfez ülkelerinin yüzyıldan bu yana devam eden Diktatörlük rejimlerini, Krallıklar ve Prensliklerini ayakta tutma karşılığında.!!!
Canları çok tatlı.Onlar için Gazze'nin Siyonizm'e bırakılması ve Kudüs'ün işgal edilmesi hiçbir şey ifade etmiyor.Emperyalist Batı ile İşbirlikçilikleri Osmanlı'ya ihanet ettikleri zamandan genlerine işlemiş ve adeta sömürge Valisi edasıyla hareket etmek onlar için bir lütuf adeta.
Buna bir örnek vermek gerekirse Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan 5 Kasım ABD seçimlerine kısa bir süre kala adeta celladına aşık olan mahkum gibi “Çöldeki Davos” olarak adlandırılan yıllık yatırım forumu esnasında Riyad'da CNN'e verdiği demeçte, “Açıkçası Başkan Trump ile daha önce çalıştık, bu yüzden onu tanıyoruz ve onunla çok iyi çalışmanın bir yolunu bulabiliriz” demişti.
Atalarımız boşuna dememiş "alışmış kudurmuştan beterdir" diye
Eti tadan köpek ekmek yediği eve geri dönmez...
Seküler (dünyevileşme) bir hayatı kendilerine misyon edinen ve bir eli yağda bir eli balda olanlar alıştıkları bu hayat tarzından zor geçerler.!!!
Peki sonra mı ne olacak?
Ünlü Rus Yazar Alexander Pushkin'in “Oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konur!” stratejisini ABD adım adım uygulayarak rejimlerini yerle yeksan ederek onlara da emperyalizmin Değirmenine su taşıdıkları proje olan "ARAP BAHARINI" getirecekler.
Tabi bu bahar diğer ülkelerin nasıl hazanına yol açtıysa körfez ülkelerinin de hazanı olacak ve rejimleri alt-üst olacak.
En önemlisi ise Müslüman Gazze halkını pazarlık masasında kurban ettikleri içinse ebedi cehennem azabına düçar olacaklar!!
Zira "Bir haksızlığa uğradıkları vakit hep birlikte yardımlaşarak kendilerini savunurlar" Ayeti
7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden İsrail'in katliamları karşısında hala bulundukları konumlarını (iktldarlarını) koruma uğruna sus pus olan liderler ve Müslüman halklar için hiçbir şey ifade etmiyor.
Hele Ahiret yurdu ve "DİN GÜNÜNÜN SAHİBİ OLAN ALLAH'IN EBEDİ SÜRECEK AZABINDAN KORKMUYORLAR"
Ama ne yaparlarsa yapsınlar Kâf Suresi'nin 36.ayetinde buyurulan:
"Biz bunlardan önce, kendilerinden çok daha güçlü nice toplumları helâk ettik. Ölümden kurtulmak için diyar diyar dolaşıp, yeryüzünü delik deşik ettiler. Fakat azabımızdan kurtulmaya imkân var mı?" hakikatiyle karşı karşıya gelecekler.!!!!
Yaşasin Zalimler için Cehennem...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Şemsettin Kaya
TRUMP'IN KÖRFEZ TEHDİDİ YENİDEN DEPREŞTİ.!
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada:
“Birleşik Arap Emirlikleri, ABD’de 10 yıl içinde 1,4 trilyon dolarlık yatırım taahhüdünde bulundu…” denildi.
Malumu üzere ABD, 1949 yılından itibaren Körfez ülkelerinin parasını iktidarlarını şeyhlik, Prensliklerini ve Krallıklarını tehdit ederek ekonomilerine can suyu olarak kullanmıştır. Özellikle Federal Rezerv Bankası üzerinden.!
Hatırlanacağı üzere 2016 tarihinde yapılan seçimlerde Amerika Birleşik Devletleri'nin devlet başkanı seçilen Donald Trump, ilk yurtdışı gezisini yaptığı Suudi Arabistan ile ilişkileri hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunmuş ve Kral Selman bin Abdülaziz’in trilyonlarca dolar parası olduğu belirterek, “Amerika’sız bir Suudi Arabistan’a ne olur sadece Allah bilir” diyerek adeta tehdit etmişti.
Çok geçmeden bu şantaj yerini bulmuştu ve Trump
20 Mayıs 2017'de Ortadoğu’ya gerçekleştirdiği ziyareti sırasında ilk ziyareti Suudi Arabistan'a yapmış ve 110 milyar dolarlık silah anlaşması imzalamıştı.
ABD Başkanı Trump, “Suudi Arabistan’ı seviyorum.Suudi Arabistan, Japonya ve Güney Kore gibi zengin ülkelere neden yardım ediyoruz? Çünkü bunların karşılığını ödeyecekler. Burada sorun, bu ülkelerden kimsenin karşılık istememesi.” diyerek adeta Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini tehdide boyun eğdirmişti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 Mayıs 2017'de Ortadoğu’ya gerçekleştirdiği 9 günlük resmi ziyaretinde Kral Selman Trump'a Abdülaziz El Suud Madalyası takmıştı. ABD Başkanı Trump, Suud Kralı Selman ile kılıç dansı yapmayı da ihmal etmemişti.
Trump'ın ilk dönem başkanlığına damga vuran en önemli ‘imza’ gelişmelerden biri hiç şüphesiz İbrahim Anlaşmaları idi. Körfez’den BAE ve Bahreyn, o dönem İsrail’le diplomatik ilişkilerini normalleştirme kararı alarak Filistin davasını satarak Gazze'yi kendi kaderine terketmişlerdi.
Tarih tekerrürden ibarettir ve Trump yeniden ABD Başkanı olarak koltuğa oturur oturmaz gözünü yine körfez ülkelerine dikti ve bunun meyvesini Katar ile imzaladığı trilyon dolarlık anlaşma ile toplamaya da başladı.!
Sırada diğer körfez ülkeleri var ve en büyük tehdidi ise GAZZE ÖZELİNDE yaparak Gazze'de Müslümanların varlığını silmek için Katar, Mısır, Ürdün ve Türkiye üzerinden "ülkelerinize alın" tehdidini uygulayacak.
Ne demişti Trump, "ABD'nin Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele alacak ve Filistinlileri başka ülkelere "kalıcı olarak yerleştirdikten" sonra bölgeyi yeniden inşa edeceğiz. "
Yine aynı Trump, İsrail ziyareti sırasında ABD'nin Kahire ve Amman'a sağladığı önemli askeri ve lojistik destekler nedeniyle Mısır ve Ürdün'ü yerinden edilmiş Filistinlileri kabul etmeye ikna edebileceği konusunda ısrar ederek tehdit etmişti.
Trump'ın Gazze tehdidi yerine gelmiş olmalı ki Mısır Devlet Başkanı Sisi Gazze'deki 500 bin kişiyi geçici olarak Sina'ya yerleştirebileceklerini belirtti.
Sırada diğer ülkeler var ve ABD üstelik bununla da yetinmeyerek Gazze'nin Yeniden İmarı için yaklaşık 180 milyar dolarlık parayı da körfez ülkelerine taksim ettirecek.!!!
Neyin karşılığında mı? Körfez ülkelerinin yüzyıldan bu yana devam eden Diktatörlük rejimlerini, Krallıklar ve Prensliklerini ayakta tutma karşılığında.!!!
Canları çok tatlı.Onlar için Gazze'nin Siyonizm'e bırakılması ve Kudüs'ün işgal edilmesi hiçbir şey ifade etmiyor.Emperyalist Batı ile İşbirlikçilikleri Osmanlı'ya ihanet ettikleri zamandan genlerine işlemiş ve adeta sömürge Valisi edasıyla hareket etmek onlar için bir lütuf adeta.
Buna bir örnek vermek gerekirse Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan 5 Kasım ABD seçimlerine kısa bir süre kala adeta celladına aşık olan mahkum gibi “Çöldeki Davos” olarak adlandırılan yıllık yatırım forumu esnasında Riyad'da CNN'e verdiği demeçte, “Açıkçası Başkan Trump ile daha önce çalıştık, bu yüzden onu tanıyoruz ve onunla çok iyi çalışmanın bir yolunu bulabiliriz” demişti.
Atalarımız boşuna dememiş "alışmış kudurmuştan beterdir" diye
Eti tadan köpek ekmek yediği eve geri dönmez...
Seküler (dünyevileşme) bir hayatı kendilerine misyon edinen ve bir eli yağda bir eli balda olanlar alıştıkları bu hayat tarzından zor geçerler.!!!
Peki sonra mı ne olacak?
Ünlü Rus Yazar Alexander Pushkin'in “Oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konur!” stratejisini ABD adım adım uygulayarak rejimlerini yerle yeksan ederek onlara da emperyalizmin Değirmenine su taşıdıkları proje olan "ARAP BAHARINI" getirecekler.
Tabi bu bahar diğer ülkelerin nasıl hazanına yol açtıysa körfez ülkelerinin de hazanı olacak ve rejimleri alt-üst olacak.
En önemlisi ise Müslüman Gazze halkını pazarlık masasında kurban ettikleri içinse ebedi cehennem azabına düçar olacaklar!!
Zira "Bir haksızlığa uğradıkları vakit hep birlikte yardımlaşarak kendilerini savunurlar" Ayeti
7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden İsrail'in katliamları karşısında hala bulundukları konumlarını (iktldarlarını) koruma uğruna sus pus olan liderler ve Müslüman halklar için hiçbir şey ifade etmiyor.
Hele Ahiret yurdu ve "DİN GÜNÜNÜN SAHİBİ OLAN ALLAH'IN EBEDİ SÜRECEK AZABINDAN KORKMUYORLAR"
Ama ne yaparlarsa yapsınlar Kâf Suresi'nin 36.ayetinde buyurulan:
"Biz bunlardan önce, kendilerinden çok daha güçlü nice toplumları helâk ettik. Ölümden kurtulmak için diyar diyar dolaşıp, yeryüzünü delik deşik ettiler. Fakat azabımızdan kurtulmaya imkân var mı?" hakikatiyle karşı karşıya gelecekler.!!!!
Yaşasin Zalimler için Cehennem...