PETRO-DOLARLAR VE İNŞAAT ÜZERİNDEN GAZZE'Yİ PAZARLIK MASASINA KURBAN ETMEK.!
Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2024 13:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2024 13:12
Eşref-i Mahluk yani ysratılmışların en şereflisi olarak halk edilen insanın en birinci görevi yeryüzündeki kötülükler ve haksızlıklara karşı her ne kadar zor şartlar altında olsa bile mücadele etmektir.!
Onun için merhum düşünce ve fikir adamı ve aynı zamanda da siyasetçi kimliği olan Sezai Karakoç'un deyimiyle "Diğerinin hakkını savunan kahramanlara ihtiyaç var."
Bunun din ile de alakası yok ve mazlumun dini sorgulanamaz.! Onun için yeryüzünde vukubulan kötülüklere karşı sesimizi çıkartmak zorundayız. Kaldı ki sözkonusu Siyonist İsrail'in 7 Ekim’den buyana devam eden katliamları ise buna asla duyarsız kalamayız.
Ama görüldü ki, 7 Ekim’den buyana tüm İnsanlığın gözüönünde cereyan eden insanlık dışı soykırıma en çok rahatını ve konforunu bozmak istemeyen sözde Müslüman ülkelerin halkların kahir ekseriyeti ve onların işbirlikçi liderleri olmuştur.
Filistin onlar için zaman zaman televizyonda gördükleri vakit vicdanlarını tatmin etmek için arasıra para ve gıda yardımı yapmak ve akabinde rahatlarına ve konforunu devam eden bir konudan ibaret.
Ükeleri yöneten siyasetçiler, Devlet Başkanları, Krallar, Prensler içinse hamasete dayalı söylemlerle halka şirin gözüküp bu insanlık meselesini oya tahvil etmek!!!
Kaldı ki Siyonizm, Filistin'de uyguladığı soykırım karşısında müdaha etmemeleri konusunda onlara tehditler savurarak ruhlarına korku salarak bunu gündemden uzak tutuyor. Onlara ise Sadece paratoner görevi kalıyor ve bu yolla toplumların gazını alıyorlar.
7 Ekim’den buyana devam eden Siyonist katliamlar karşısında hala rahatını ve konforunu bozmak istemeyen sözde İşbirlikçi Müslüman liderlerin bu tavrı karşısında terör rejimi İsrail bunu fırsat bilip çok daha büyük katliamlara sahne olacak ve BİP Projesini nihayete erdirecek olan 2.aşamayı devreye sokmaya hazırlanıyor.!!!
Önümüzdeki süreçlerde bulunduğu stratejik konumu ve milyarlarca dolarlık (özellikle Marin bölgesi) Doğalgaz rezervlerinin bulunması nedeniyle Filistin özelinde Gazze için çok daha sinsi bir planı devreye sokmaya hazırlanıyor.!
Gazze pazarlık masasına yatırıldı ve Filistin meselesine İmani ve İslami baktıklarını söyleyen sözde İslam ülkelerinin Müslüman işbirlikçi liderleri eliyle oldu bitti ile tamamen İsrail'in kontrolüne bırakılacak.!
İsrail'in bu sinsi planlarını Filistin meselesine "İSLAMİ" ve "İMANİ" Bir mesele olarak gördüklerini söyledikleri sözde Müslüman liderler eliyle uygulamaya geçildiğini gören Hamas ve Direniş Cephesi vatanlarını savunmaktan geri durmuyorlar. Hemde çok büyük bedeller ödeyerek.!
Buna karşın yani sözde Müslüman ülkelerin yöneticilerinin 7 Ekim 2023 tarihinden buyana devam Siyonist katliamlarına karşı duyarsızlığı tabiri caizse güneşin batıdan doğmasına sebebiyet verdi ve bazı batılı vicdan sahibi insanlar, insan hakları savunucusu ve hepsinden önemlisi emperyalist ve Sömürgeci Siyonist İsrail'in şımarık ve küstah tavırlarına karşı koyan ülkeler Müslümanlardan daha "İNSANİ" hareket ederek adeta Müslüman ülkelere ve onların yöneticilerine ders verdiler.
Müslümanlar Filistin ve Gazze konusunda sınıfta kaldılar. Sınıfta kalmaları birşey değil, asıl mesele Allah'a hangi yüzle bakacaklar konusu ve bu işin ahiret boyutu ise çok daha elem verici olacaktır.
Olayın bir başka vahim tarafı ise Filistin için yardım ve ihsan yapmayı bir kenara bıraktık birde üzerine gölge ettikleri vatanlarını savunan Hamas, El-Kassam ve diğer direniş cephesini İsrail ve ABD'nin empozesiyle "terör Örgütü" olarak ilan ederek ve buda yetmezmiş gibi onların üst düzey kadrolarını ülkelerinden sınır dışı ettiler.
Ve bunun en ileri derecesini ise İsrail ile Ticari, siyasi, insani ilişkilerinde 'LEVEL' atlayarak bu vebale ortak oldular.
Kahrolası İhtirasları ve İsrail'in tehdidlerine boyun eğen ve ölüm yokmuş gibi davranan Müslüman ülkelerin yöneticileri ve "hakkı bile bile gizlemeyin" diye muhatap kılınan ilim adamları, Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz Rantisi, İsmail Heniye, Yahya Sinvar ve yüzlerce isimsiz kahraman Cihad erlerinin yüzlerine nasıl bakacaklar.!!!
Aslıda Perşembe'nin gelişi çarşamba'dan belliydi ve 2019 yılında ABD'nin öncülüğünde Arap ve Körfez ülkelerine imzalattırılan Abraham Anlaşması ve sözde Araplara Bahar getireceklerini vadettikleri ama Arap Hazanına dönüşen "Arap Baharı" denilen ama aslında Büyük İsrail Projesine hizmet etmeyi amaçlanan süreç bugünkü acı tabloyu hızlandırdı ve Filistin tamamen kendi kaderine terkedildi.
Arapların tek kazanımı ise milyonlarca Dolar ödeyerek kutsal topraklarda soyundurdukları Jennifer Lopez denilen etki ajanının çıplak bedenine bakarak Irak'ta gözlerinin önünde tecavüze uğrayan Müslüman kadınların izzetinin ayaklar altına alındığının diyetini hayvani zevkten dört köşe olmasına vesile olurken batılı müsteşrikler ve oryantalistler asıl istediklerini aldılar.
1900'lü yılların başından buyana tüm dünyaya sözde "Şeriat ile yönetiliyorlar" martavalı ile Allah'ın dini İslamiyete hakaret ettiren bir toplum meydana getirilme noktasında başarılı oldular.
Üstelik de 1965 yılından buyana da milyarlarca Petro - dolar paralarına Amerikan Federal Rezerv Bankası FED aracılığıyla el koyarak Rejimlerini tehdid ederek ayakta tuttular.
2019 yılında ABD Başkanı iken ilkönce Suudi Arabistan'a giden ve orada Yüzyılın Anlaşması) 280 milyar dolarlık askeri ,ticari, ekonomik ve Turizm anlaşmaları ile rejimlerini koruyacağına söz veren Donald Trump ile birlikte Dünya yer küresinii gösteren sanal dünya elipsi etrafında gözdağına maruz kalanlar bugün Filistin meselesine niye sıcak bakmadıklarının bir izdüşümü.
Bugün tarih yeniden tekerrür ediyor ve Siyonist Donald Trump 2.kez ABD Başkanı seçildi ve kaldığı yerden devam ederek "Ya benimle (Siyonizm Amentüsüne bağlı) işbirliğine devam edersiniz yada bugün üzerine titrediğiniz makamlarınız ve rejimlerinizi deviririm " diyerek ölümü gösterip sıtmaya razı ederek karşılığında 'BÜYÜK İSRAİL PROJESİ' yolunda kendilerine engel gördükleri taşları temizlettiriyor.
İşin sonunda kullanım miatları dolduğunda ise
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı condoleezza rice'ın 7 ağustos 2003 tarihinde kendi beyanı ile Türkiye'de dahil 22 ülkenin rejimlerinin değiştirilerek çok uluslu devletçiklere bölme projesi olan ve Büyük İsrail Devletinin kurulmasını amaçlayan Bop Projesi kapsamında kullanışlı aparatları olan yeni işbirlikçi liderleri iktidara getirmek.
Bu taşlar Arasında en büyük taş (Kaya) Türkiye ve İran'da var ve kırılma noktasına içeriden ve dışarıdan mukavemetle kırmak ve paramparça etmek için için düğmeye bastı.
Özellikle her iki devlet içerisindeki işbirlikçi mukavemet gücü olarak medya, finans, bazı işbirlikçi STK ve Think Thank (sözde düşünce kuruluşları ancak CIA ve MOSSAD'ın kullanışlı aparatları) kuruluşları aracılığıyla.!
En büyük planın en acımasızı ise sözde Müslüman ülkelerin hakları ve STK’ları eliyle Filistin halkına yardıma müsaade etmiş gibi yaparken (ki yardımlar mecburen İsrail üzerinden yapılmak zorunda) öte taraftan da devletlerarası ticari, siyasi, askeri, ekonomik ve Turizm gibi daha bir çok anlaşmaları İsrail ile yaptırmak için şantaja başvuruyor.
Aslında 7 Ekim, Gazze halkı için adeta bir iyot vazifesi görerek Turnusol kağıdı gibi Müslüman ülke liderlerinn işbirlikçiliğini ortaya çıkarttı ve adeta bir milat oldu.!!!
Gazzeli ve Filistinli halk gördü ki Arap ülkeleri başta olmak üzere 56 İslam ülkesinin tamamına yakını ( İran, Yemen ve bazı bir kaç ülke hariç) Siyonist terör rejimi İsrail ile ticaretlerine devam ettiklerini ve üstelikte ticari hacimlerini yüzde 300 ve hatta yüzde 1000'in üzerine çıkardıklarını müşaade etmiş oldular ve tabiri caizse kendi göbeklerini kendileri kesme yoluna gitmiş oldular.!
En acı veren ve en kahredici durum bu olsa gerek. Şüphesiz ki Allah, sustuklarımızı duyandır.!!!
Bugün Gazzeli Çocukların ömürlerinin kelebek kadar olduğu, merhametin ayaklar altına alınıp ABD ve İsrail'in hışmından korktukları kadar Allah'ın hışmından korkmayan bir Müslüman tablosu ile karşı karşıyayız.
Üstelik de bize farz kılınan ama kötülüklerin, azgınlıkların, fuhşyatın, münkerin Velhasılı birçok kötülüklerden bizi alıkoymayan ve hergün 5 vakit kıldığımız veya kılmaya çalıştığımız Namazlarda "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" diyerek başladığımız ve devamında "Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” yani yalnız ve yalnız büyük güç, tek otorite sensin yarabbi! diyerek ve sonunda da
" Yalnız Sana ibadet eder, itaat eder, yolunda gider ve yalnızca tek güç ve iktidar sahibi olan Sen’den yardım dileriz.” deyip finalde ise
“Bizi dosdoğru yola, (Sırât-ı Müstakîm’e) ilet.”
Yani “Kendilerine nîmet verdiklerinin yoluna (peygamberlerin, sâlihlerin, sıddîkların ve şehidlerin yoluna) ilet. Gazaba uğrayanların (yahudilerin) ve sapıtanların (hıristiyanların) yoluna değil.” değil deyip bunu Âmîn.diyerek Kulun, Âlemlerin Rabbi ile arasında yapmış olduğu sözleşme olan Fâtiha sûresini günde beş vakit namazda, kırk defa okuduğumuz halde Allah'ın emrettiği yola ve eğrilik olmayan yolun yerine ABD'nin, İsrail’in yoluna, emperyalizmine yoluna, insanları robotlaştıran dünün firavun ve Tiranları şimdinin ise Diktatörlerinin yolunda gidiyoruz.!
Üstelik de Ahirette tek hesap sorucu olan ve insanları yaptıkları ve taptıkları şeylerden dolayı hesaba çekileceğini bildiği halde,elem verici bir azaba çarptırılacağını bile bile!!!
"Allah'ım içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme.!"
Not: Bu yazıyı kaleme aldığımda Türkiye'nin çimentosu Saadet Partisi 9.Olağan Kongresini gerçekleştiriyor.
Bu kongrenin, Yaşanılabilir ve Yeniden Büyük Türkiye, Adil Yeni Bir Dünyanın kurulmasına ve hepsinden önemlisi Filistin'in zaferine ve kanla sulanmış KKTC'nin ANNAN Planına direnen, ülkemizdeki Amerikan ve Nato üslerinin kapandığı, terör rejimi Siyonist İsrail'le bütün ilişkilerin bitirildiği, mazlumların ve mustazafların müstekbirlere karşı tek yürek, tek bilek olduğu bir döneme vesile olur inşallah.
Selam ve dua ile Allah'a emanet olun.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Şemsettin Kaya
PETRO-DOLARLAR VE İNŞAAT ÜZERİNDEN GAZZE'Yİ PAZARLIK MASASINA KURBAN ETMEK.!
Eşref-i Mahluk yani ysratılmışların en şereflisi olarak halk edilen insanın en birinci görevi yeryüzündeki kötülükler ve haksızlıklara karşı her ne kadar zor şartlar altında olsa bile mücadele etmektir.!
Onun için merhum düşünce ve fikir adamı ve aynı zamanda da siyasetçi kimliği olan Sezai Karakoç'un deyimiyle "Diğerinin hakkını savunan kahramanlara ihtiyaç var."
Bunun din ile de alakası yok ve mazlumun dini sorgulanamaz.! Onun için yeryüzünde vukubulan kötülüklere karşı sesimizi çıkartmak zorundayız. Kaldı ki sözkonusu Siyonist İsrail'in 7 Ekim’den buyana devam eden katliamları ise buna asla duyarsız kalamayız.
Ama görüldü ki, 7 Ekim’den buyana tüm İnsanlığın gözüönünde cereyan eden insanlık dışı soykırıma en çok rahatını ve konforunu bozmak istemeyen sözde Müslüman ülkelerin halkların kahir ekseriyeti ve onların işbirlikçi liderleri olmuştur.
Filistin onlar için zaman zaman televizyonda gördükleri vakit vicdanlarını tatmin etmek için arasıra para ve gıda yardımı yapmak ve akabinde rahatlarına ve konforunu devam eden bir konudan ibaret.
Ükeleri yöneten siyasetçiler, Devlet Başkanları, Krallar, Prensler içinse hamasete dayalı söylemlerle halka şirin gözüküp bu insanlık meselesini oya tahvil etmek!!!
Kaldı ki Siyonizm, Filistin'de uyguladığı soykırım karşısında müdaha etmemeleri konusunda onlara tehditler savurarak ruhlarına korku salarak bunu gündemden uzak tutuyor. Onlara ise Sadece paratoner görevi kalıyor ve bu yolla toplumların gazını alıyorlar.
7 Ekim’den buyana devam eden Siyonist katliamlar karşısında hala rahatını ve konforunu bozmak istemeyen sözde İşbirlikçi Müslüman liderlerin bu tavrı karşısında terör rejimi İsrail bunu fırsat bilip çok daha büyük katliamlara sahne olacak ve BİP Projesini nihayete erdirecek olan 2.aşamayı devreye sokmaya hazırlanıyor.!!!
Önümüzdeki süreçlerde bulunduğu stratejik konumu ve milyarlarca dolarlık (özellikle Marin bölgesi) Doğalgaz rezervlerinin bulunması nedeniyle Filistin özelinde Gazze için çok daha sinsi bir planı devreye sokmaya hazırlanıyor.!
Gazze pazarlık masasına yatırıldı ve Filistin meselesine İmani ve İslami baktıklarını söyleyen sözde İslam ülkelerinin Müslüman işbirlikçi liderleri eliyle oldu bitti ile tamamen İsrail'in kontrolüne bırakılacak.!
İsrail'in bu sinsi planlarını Filistin meselesine "İSLAMİ" ve "İMANİ" Bir mesele olarak gördüklerini söyledikleri sözde Müslüman liderler eliyle uygulamaya geçildiğini gören Hamas ve Direniş Cephesi vatanlarını savunmaktan geri durmuyorlar. Hemde çok büyük bedeller ödeyerek.!
Buna karşın yani sözde Müslüman ülkelerin yöneticilerinin 7 Ekim 2023 tarihinden buyana devam Siyonist katliamlarına karşı duyarsızlığı tabiri caizse güneşin batıdan doğmasına sebebiyet verdi ve bazı batılı vicdan sahibi insanlar, insan hakları savunucusu ve hepsinden önemlisi emperyalist ve Sömürgeci Siyonist İsrail'in şımarık ve küstah tavırlarına karşı koyan ülkeler Müslümanlardan daha "İNSANİ" hareket ederek adeta Müslüman ülkelere ve onların yöneticilerine ders verdiler.
Müslümanlar Filistin ve Gazze konusunda sınıfta kaldılar. Sınıfta kalmaları birşey değil, asıl mesele Allah'a hangi yüzle bakacaklar konusu ve bu işin ahiret boyutu ise çok daha elem verici olacaktır.
Olayın bir başka vahim tarafı ise Filistin için yardım ve ihsan yapmayı bir kenara bıraktık birde üzerine gölge ettikleri vatanlarını savunan Hamas, El-Kassam ve diğer direniş cephesini İsrail ve ABD'nin empozesiyle "terör Örgütü" olarak ilan ederek ve buda yetmezmiş gibi onların üst düzey kadrolarını ülkelerinden sınır dışı ettiler.
Ve bunun en ileri derecesini ise İsrail ile Ticari, siyasi, insani ilişkilerinde 'LEVEL' atlayarak bu vebale ortak oldular.
Kahrolası İhtirasları ve İsrail'in tehdidlerine boyun eğen ve ölüm yokmuş gibi davranan Müslüman ülkelerin yöneticileri ve "hakkı bile bile gizlemeyin" diye muhatap kılınan ilim adamları, Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz Rantisi, İsmail Heniye, Yahya Sinvar ve yüzlerce isimsiz kahraman Cihad erlerinin yüzlerine nasıl bakacaklar.!!!
Aslıda Perşembe'nin gelişi çarşamba'dan belliydi ve 2019 yılında ABD'nin öncülüğünde Arap ve Körfez ülkelerine imzalattırılan Abraham Anlaşması ve sözde Araplara Bahar getireceklerini vadettikleri ama Arap Hazanına dönüşen "Arap Baharı" denilen ama aslında Büyük İsrail Projesine hizmet etmeyi amaçlanan süreç bugünkü acı tabloyu hızlandırdı ve Filistin tamamen kendi kaderine terkedildi.
Arapların tek kazanımı ise milyonlarca Dolar ödeyerek kutsal topraklarda soyundurdukları Jennifer Lopez denilen etki ajanının çıplak bedenine bakarak Irak'ta gözlerinin önünde tecavüze uğrayan Müslüman kadınların izzetinin ayaklar altına alındığının diyetini hayvani zevkten dört köşe olmasına vesile olurken batılı müsteşrikler ve oryantalistler asıl istediklerini aldılar.
1900'lü yılların başından buyana tüm dünyaya sözde "Şeriat ile yönetiliyorlar" martavalı ile Allah'ın dini İslamiyete hakaret ettiren bir toplum meydana getirilme noktasında başarılı oldular.
Üstelik de 1965 yılından buyana da milyarlarca Petro - dolar paralarına Amerikan Federal Rezerv Bankası FED aracılığıyla el koyarak Rejimlerini tehdid ederek ayakta tuttular.
2019 yılında ABD Başkanı iken ilkönce Suudi Arabistan'a giden ve orada Yüzyılın Anlaşması) 280 milyar dolarlık askeri ,ticari, ekonomik ve Turizm anlaşmaları ile rejimlerini koruyacağına söz veren Donald Trump ile birlikte Dünya yer küresinii gösteren sanal dünya elipsi etrafında gözdağına maruz kalanlar bugün Filistin meselesine niye sıcak bakmadıklarının bir izdüşümü.
Bugün tarih yeniden tekerrür ediyor ve Siyonist Donald Trump 2.kez ABD Başkanı seçildi ve kaldığı yerden devam ederek "Ya benimle (Siyonizm Amentüsüne bağlı) işbirliğine devam edersiniz yada bugün üzerine titrediğiniz makamlarınız ve rejimlerinizi deviririm " diyerek ölümü gösterip sıtmaya razı ederek karşılığında 'BÜYÜK İSRAİL PROJESİ' yolunda kendilerine engel gördükleri taşları temizlettiriyor.
İşin sonunda kullanım miatları dolduğunda ise
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı condoleezza rice'ın 7 ağustos 2003 tarihinde kendi beyanı ile Türkiye'de dahil 22 ülkenin rejimlerinin değiştirilerek çok uluslu devletçiklere bölme projesi olan ve Büyük İsrail Devletinin kurulmasını amaçlayan Bop Projesi kapsamında kullanışlı aparatları olan yeni işbirlikçi liderleri iktidara getirmek.
Bu taşlar Arasında en büyük taş (Kaya) Türkiye ve İran'da var ve kırılma noktasına içeriden ve dışarıdan mukavemetle kırmak ve paramparça etmek için için düğmeye bastı.
Özellikle her iki devlet içerisindeki işbirlikçi mukavemet gücü olarak medya, finans, bazı işbirlikçi STK ve Think Thank (sözde düşünce kuruluşları ancak CIA ve MOSSAD'ın kullanışlı aparatları) kuruluşları aracılığıyla.!
En büyük planın en acımasızı ise sözde Müslüman ülkelerin hakları ve STK’ları eliyle Filistin halkına yardıma müsaade etmiş gibi yaparken (ki yardımlar mecburen İsrail üzerinden yapılmak zorunda) öte taraftan da devletlerarası ticari, siyasi, askeri, ekonomik ve Turizm gibi daha bir çok anlaşmaları İsrail ile yaptırmak için şantaja başvuruyor.
Aslında 7 Ekim, Gazze halkı için adeta bir iyot vazifesi görerek Turnusol kağıdı gibi Müslüman ülke liderlerinn işbirlikçiliğini ortaya çıkarttı ve adeta bir milat oldu.!!!
Gazzeli ve Filistinli halk gördü ki Arap ülkeleri başta olmak üzere 56 İslam ülkesinin tamamına yakını ( İran, Yemen ve bazı bir kaç ülke hariç) Siyonist terör rejimi İsrail ile ticaretlerine devam ettiklerini ve üstelikte ticari hacimlerini yüzde 300 ve hatta yüzde 1000'in üzerine çıkardıklarını müşaade etmiş oldular ve tabiri caizse kendi göbeklerini kendileri kesme yoluna gitmiş oldular.!
En acı veren ve en kahredici durum bu olsa gerek. Şüphesiz ki Allah, sustuklarımızı duyandır.!!!
Bugün Gazzeli Çocukların ömürlerinin kelebek kadar olduğu, merhametin ayaklar altına alınıp ABD ve İsrail'in hışmından korktukları kadar Allah'ın hışmından korkmayan bir Müslüman tablosu ile karşı karşıyayız.
Üstelik de bize farz kılınan ama kötülüklerin, azgınlıkların, fuhşyatın, münkerin Velhasılı birçok kötülüklerden bizi alıkoymayan ve hergün 5 vakit kıldığımız veya kılmaya çalıştığımız Namazlarda "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla" diyerek başladığımız ve devamında "Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” yani yalnız ve yalnız büyük güç, tek otorite sensin yarabbi! diyerek ve sonunda da
" Yalnız Sana ibadet eder, itaat eder, yolunda gider ve yalnızca tek güç ve iktidar sahibi olan Sen’den yardım dileriz.” deyip finalde ise
“Bizi dosdoğru yola, (Sırât-ı Müstakîm’e) ilet.”
Yani “Kendilerine nîmet verdiklerinin yoluna (peygamberlerin, sâlihlerin, sıddîkların ve şehidlerin yoluna) ilet. Gazaba uğrayanların (yahudilerin) ve sapıtanların (hıristiyanların) yoluna değil.” değil deyip bunu Âmîn.diyerek Kulun, Âlemlerin Rabbi ile arasında yapmış olduğu sözleşme olan Fâtiha sûresini günde beş vakit namazda, kırk defa okuduğumuz halde Allah'ın emrettiği yola ve eğrilik olmayan yolun yerine ABD'nin, İsrail’in yoluna, emperyalizmine yoluna, insanları robotlaştıran dünün firavun ve Tiranları şimdinin ise Diktatörlerinin yolunda gidiyoruz.!
Üstelik de Ahirette tek hesap sorucu olan ve insanları yaptıkları ve taptıkları şeylerden dolayı hesaba çekileceğini bildiği halde,elem verici bir azaba çarptırılacağını bile bile!!!
"Allah'ım içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme.!"
Not: Bu yazıyı kaleme aldığımda Türkiye'nin çimentosu Saadet Partisi 9.Olağan Kongresini gerçekleştiriyor.
Bu kongrenin, Yaşanılabilir ve Yeniden Büyük Türkiye, Adil Yeni Bir Dünyanın kurulmasına ve hepsinden önemlisi Filistin'in zaferine ve kanla sulanmış KKTC'nin ANNAN Planına direnen, ülkemizdeki Amerikan ve Nato üslerinin kapandığı, terör rejimi Siyonist İsrail'le bütün ilişkilerin bitirildiği, mazlumların ve mustazafların müstekbirlere karşı tek yürek, tek bilek olduğu bir döneme vesile olur inşallah.
Selam ve dua ile Allah'a emanet olun.