Son yıllarda Ortadoğu ve Körfez ülkeleriyle ve özellikle de Doğu Akdeniz'de yeralan ülkelerle sıcak bir ilişkiye girerek BİP Büyük İsrail Projesininin tamamlanmasına hız veren İsrail, ABD'yi de arkasına alarak başta Türkiye olmak üzere Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Libya, Mısır ve Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve Yunanistan ile masaya oturdu.

Siyonist rejim bir yandan bunu yaparken perde arkasında da İran ve Rusya'nın bölgedeki hakimiyetini kırmak için Suriye ve Irak üzerinden BİP Projesinin önünde engel olarak gördüğü İran'ı ekarte edebilmek için de Türkiye, Rusya ve Türkiye arasındaki inkitaya uğrayıp bugünlerde tekrar canlandırılmaya çalışılan Astana sürecini baltalamaya çalışıyor.

Geçtiğimiz hafta içerisinde ABD Başkanı Joe Biden'ın İlkönce İsrail'e bir ziyaret gerçekleştirdikten sonra akabinde 19 Temmuz'da Suudi Arabistan'a ziyaret gerçekleştirdi.!

Şüphesiz ki bu ziyaretin temel amacı İran ve Rusya'nın Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'deki hakimiyetini kırmak için Ortadoğu ve Körfez ülkelerini safına katarak İran ve Rusya’yı yalnızlaştırmaktı.

İşte bu oyunu gören İran ve Rusya son dönemlerde  S-400, F-35, F-16, Kıbrıs sorunu, PKK/PYD ve FETÖ meselesinde ABD tarafından ikircikli davranılarak tehdide maruz bırakılan Türkiye'yi de yanına alarak ABD ve İsrail'in oyununu bozmak için Tahran'da biraraya geldiler.

Şüphesiz ki Tahran'da yapılan bu zirve ABD ve İsrail tarafından da yakından izlenilmekteydi ve bu zirvenin başarılı okunmaması için düğmeye basıldı ve Türkiye ile Irak ve İran'ı karşı karşıya getirmek için dünkü Zaho'daki yalan ve dezenformasyona yönelik hadise tertiplendi.!!!

İran dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Astana sürecinde çıkan neticede ABD'nin Fırat'ın doğusunu terk edilmesi isteniyor. Bizde aynı fikirdeyiz. Suriye sınırından 30 kilometre güneye kadar terör örgütleriyle mücadelemizde Rusya ve İran’ın yanımızda olmasını istiyoruz." açıklamasının akabinde dün Irak üzerinden Türkiye'ye komplo kurulmasını tesadüf ile izah etmek mümkün değil. 

Aslında dünkü olayın nirengi noktasını Erdoğan'ın  İran ziyaretinde "Astana sürecini yeniden ayağa kaldıracağız" sözü oluşturdu ve birileri tarafından Irak üzerinden Türkiye'ye  'False Flag' operasyonu çekilmek istendi. 

ABD Başkanı Joe Biden'ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında "tüm Ortadoğu ve Körfez ülkeleri İran, Rusya ve Çin'e karşı partner olarak Amerika ve İsraili seçti. ABD Orta Doğu bölgesinde aktif bir ortak olmaya devam edecek ve bu bölgeden asla çekip gitmeyeceğiz ve bölgede Çin, Rusya veya İran tarafından doldurulacak bir boşluk bırakmayacağız." açıklaması Türkiye'ye "Ya bizimlesin yada olacaklara katlanırsın" tehdidini içeriyordu ve Erdoğan'ın İran dönüşü sırasında uçakta söylediği "ABD Fırat'ın doğusunu terk etmeli" sözü ABD Başkanı Biden'ın "Ortadoğu'ya asla terketmeyeceğiz" tehdidiyle çakıştı ve birileri bundan rahatsız olarak dün Irak üzerinden Türkiye'ye operasyon çekildi.!!!

Yine tartışmamız gereken diğer bir meselede 19 Temmuz'daki Suudi Arabistan zirvesinden birgün önce o toplantıya katılan Irak Başbakanı Kazımi'nin "Irak'ın Filistin konusundaki tutumu sabit ve açık. Bölgede herhangi bir koalisyonun ya da eksenin parçası değiliz." açıklamasını da iyi tahlil etmek gerekir.

Dünkü Irak operasyonu CIA ile MOSSAD' ın ortak planı gibi gözüküyor. Türkiye’nin Suriye ile barışması İsrail'in BİP Projesine sekte vurmak anlamı taşır ve bu siyonist rejimin bölgedeki tüm planlarını altüst eder. 

ABD ve İsrail Tahran'da gerçekleştirilen 3'lü zirveden çok rahatsız oldu ve içteki ve dıştaki TRUVA atlarını harekete geçirerek İran ile Türkiye'yi karşı karşıya getirilmesinin ilk aşaması olan dünkü  TSK'nın turistleri öldürdüğü ile ilgili dezenformasyon ve yalana yönelik sinsi planı soktu. 

Kısaca Türkiye'ye gerçekten büyük bir operasyon çekiliyor.!!!

Hemde stratejik ve müttefik dostlarından ve son aylarda yeniden masaya oturduğumuz ve "Kazan kazan hesabına dayalı" ilişki içerisine girdiğimiz malum devlet tarafından...!

Türkiye'nin Irak’ın sınır kenti Zaho’ya düzenlediği topçu atışında turistlerin hedef olduğu iddiası aklıma ABD'nin 2003 tarihinde Irak'a gerçekleştirdiği "Irak'ta kimyasal silah var" yalanı ile daha sonra bu yalana tüm dünyayı da sözüm ona ikna ederek işgal ettiği ve bugün  Ortadoğuyu nasıl istikrarsızlığa sürüklediği savaş planı aklıma geldi. 

Türkiye akıllı bir politika izleyerek dünkü olay sonrası bir açıklama yaparak TSK'nın yıpratılmasını önledi ve hemen bir açıklama yaparak yapılmak istenen tertibi bozdu.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ''Türkiye sivilleri hedef alan her türlü saldırının karşısındadır'' denildi.

Açıklamada ''Irak hükümeti yetkililerini hain terör örgütünün söylem ve propagandasının etkisi altında açıklamalar yapmamaya, bu elim hadisenin gerçek faillerinin açığa çıkarılması için iş birliği yapmaya davet ediyoruz'' ifadeleri kullanıldı.

Türkiye bu konunun üzerine giderek hadisenin arka planında kurgulanmak istenen olayı açığa çıkartarak birilerinin Türkiye'yi Irak üzerinden İran ve Suriye'yi karşı karşıya getirme planını ıskartaya çıkarması gerekir.

Aksi halde ülke içerisindeki işbirlikçi satılık kalemşörler ve ABD ve Siyonist İsrail'in bölgedeki çıkarlarına hizmet eden monşer siyasetçiler tarafından Türkiye ile İran'ı ve dolayısıyla bu olayın cereyan ettiği Irak'ı ve hatta Suriye'yi de içerisine alacak şekilde bir savaşın çıkması için düğmeye basıldı.!

Not: Lütfen Yapımcı Robert Greenwald tarafından hazırlanan ve 2004’te gösterime giren Uncovered The War On Iraq, 11 Eylül olaylarından (2001) sonra Bush yönetiminin Irak’ı işgal etme planlarını anlatan "Irak Savaşı: İfşa filmini yeniden seyredin. 

Eski bir CIA direktörü, Suudi Arabistan eski büyükelçisi ve Bush’un Sekreteri’nin de yer aldığı belgeselde savaş argümanları nesnel olarak masaya yatırılıyor. Belgesel “Herkesin bildiği sırları“, yani “emperyalizmin işgal planını” ayakları yere basan ve temellendiren dokümanter veriler sunuyor.