Kuruluş felsefesinde ve düşünce tarzında İttihat ve terakki zihniyeti olan ve Milliyet kavramı ile Batı hayranlığı üzerine dizayn edilen ve yıllardır Güneydoğu ve kürt politikasından asla taviz vermeyen ve politikasını "Ulus Devlet - Kemalizm " kavramları üzerinde kurgulayan CHP'de son aylarda büyük bir değişim göze çarpıyor. Bu değişimin altında iktidara gelme veya getirtilmenin hesaplarının yattığı açık ve aşikardır. CHP'nin son olarak gerçekleştirdiği olağan üstü kongresin de Kemalistlerin tasfiyesi,Ulus devlet anlayışından geri adım atılması ,dindar algı vurgusu ve Kürt söylemine vurgu yaparak Kürt halkına ve onun temsilcisi HDP'ye göz kırpmasının ardında neler yatıyor ve neler amaçlanıyor bu önümüzdeki süreçte kendini gösterecek.Yalnız ilginç olan Irak ve Suriye tezkeresinde kendilerinden EVET beklenirken HDP ile birlikte aynı kulvarda yer alması ve tezkereye hayır oyu kullanması ve daha sonra “PKK’nın Çözümsüzlük sürecini” başlatması sonucu ülkemizde baş gösteren son olaylarda HDP’yi destekler pozisyonuna gelmesi ve CHP İstanbul Gençlik Kollarının İstanbul-Bahçelievler’de KOBANİ için eylem yapması ve Kürtçe Pankart taşıması ilginçtir.İlginç diyorum zira daha düne kadar ÇÖZÜM SÜRECİ için vatana ihanettir diyen ve ERDOĞAN ile AKP'yi Terörist başı ile ittifak yapmakla suçlayan CHP ve onun zihniyetine ne oldu da 360 derece dönüş yaptılar.Ayrıca HDP Eş Genel Başkanı Selahattin DEMİRTAŞ'ın "Genel Seçimlerde CHP ile ittifak yapabiliriz "demesi ve Kemal KILIÇDAROĞLU’nun PKK’nın kardeş kuruluşu PYD için de “PYD terör örgütü değildir” açıklaması da hayli ilginç tir.Zira iki partinin kan hattı birbirleri ile yıllarca uyumsuz görüntü vermişken ve her iki partide birbirilerine olmadık hakaretlerde bulunmuş iken bu beyanatın zamanlaması da hayli ilginç tir.Acaba iki uyumsuz kan hattını ABD ve AB yapay kan hücreleri ile doldurarak AKP'ye akıllı ol alternatifsiz değilsin mi demeye getirtiyorlar .2013 yılında CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk LOĞOĞLU ve Umut ORAN’ın ABD’nin Washington eyaletine ziyaret gerçekleştirmeleri ve bu çerçeve de Beyaz Saray ,Dışişleri Bakanlığı ve Pentagonda üst düzey yetkilileri ile görüşme yapması ve CHP’nin iktidar olma yolunun ABD’den geçtiği üzerine mutabakat sağlandığı ortaya çıkmış oldu. Bu ziyaret de CHP Genel Başkan Yardımcısı LOĞOĞLU”CHP’nin görüşleri önceden sadece ilgi meselesiyken,bugün çok daha kapsamlı,çok daha ayrıntılı sorulara muhatap kaldığımızı,bu da Amerikalı muhataplarımızın CHP’yi önümüzdeki dönemde bir iktidar partisi potansiyeli olarak değerlendirdikleri izlenimi yarattığını söyleyebilirim.”dedi..LOĞOĞLU”Amerikalı muhataplarımıza CHP’nin Türkiye-ABD ilişkilerine bakışını ve bu bağlamda,iki ülkenin ilişkilerinin “konjonktüre bağlı olmadan,ortak değer ve çıkarlar üzerine inşa edilmiş sağlam ve sürdürülebilir olmasını tercih ettiğimizi aktardık” demesi de bu ziyaretin CHP için de tıpkı AKPARTİ gibi ABD’nin İcazeti ve desteği olmadan iktidar olunamayacağının da işaretini ve iz düşümünü vermiş oldu.Ayrıca .bu ziyaret kapsamında CHP heyetinin ABD’deki güçlü İsrail lobisi AIPAC’ın temsilcileri ile de görüşme gerçekleştirmesi de bu aralar ilişkilerinde gerginlik görünen AKPARTİ’ye de bir gözdağının verilmek istenmesi de amaçlanmış olabilir. Ayrıca CHP'nin DERSİM POLİTİKASI , MİLLİ ŞEF İNÖNÜ ve gerekirse Mustafa KEMAL ile de hesaplaşacağı yönünde adım atacağı ve attırılacağa benziyor.Gidişat sanki bu yöne doğru ivme kazanmış görünüyor.Hatta partinin kırmızı çizgisi olan ve CHP için olmazsa olmazları arasında sayılan ve 1937'de Anayasası haline getirilen 6 OK içerisinde yer alan MİLLİYETÇİLİK-HALKÇILIK ve DEVLETÇİLİK gibi kavramlar üzerinden yeni bir değişime gidilirse de buna şaşırmamak gerekir.Türkiye'deki son olaylarda sanki AKP'ye alternatif olarak CHP-HDP modeli dayatılmak istenirken diğer yandan da AKP-MHP ittifakı ile de MİLLİYETÇİLİK söylemleri üzerinden Halk ve Toplum KUTUPLAŞTIRILACAK gibi görünüyor.Ayrıca dikkati çeken çok önemli bir gelişme de yıllarca Dine karşı bir görüntü oluşturan CHP’de Dindarlara karşı sempati ve bazı İslamcı tandanslı kişiler üzerinden yeni imaj çalışması yürütmesi ve bu çerçevede önce İstanbul’dan eski bir müftü olan İhsan ÖZKES ve daha sonra da Mehmet BEKAROĞLU gibi bir kişiliği PM üyesi yapmaları da CHP’nin “artık dine sataşarak ve dindarları dışlayarak iktidara gelemeyiz”mantığı ile hareket edeceklerinin emaresi gibi görünüyor.Ancak CHP dindar algı üzerinden yeni bir politika belirlemek istese de bu konu da halk,AKPARTİ’den yana tavır alacağa benziyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Şemsettin Kaya
CHP’DE DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜN ALTINDA NELER YATIYOR
Kuruluş felsefesinde ve düşünce tarzında İttihat ve terakki zihniyeti olan ve Milliyet kavramı ile Batı hayranlığı üzerine dizayn edilen ve yıllardır Güneydoğu ve kürt politikasından asla taviz vermeyen ve politikasını "Ulus Devlet - Kemalizm " kavramları üzerinde kurgulayan CHP'de son aylarda büyük bir değişim göze çarpıyor. Bu değişimin altında iktidara gelme veya getirtilmenin hesaplarının yattığı açık ve aşikardır. CHP'nin son olarak gerçekleştirdiği olağan üstü kongresin de Kemalistlerin tasfiyesi,Ulus devlet anlayışından geri adım atılması ,dindar algı vurgusu ve Kürt söylemine vurgu yaparak Kürt halkına ve onun temsilcisi HDP'ye göz kırpmasının ardında neler yatıyor ve neler amaçlanıyor bu önümüzdeki süreçte kendini gösterecek.Yalnız ilginç olan Irak ve Suriye tezkeresinde kendilerinden EVET beklenirken HDP ile birlikte aynı kulvarda yer alması ve tezkereye hayır oyu kullanması ve daha sonra “PKK’nın Çözümsüzlük sürecini” başlatması sonucu ülkemizde baş gösteren son olaylarda HDP’yi destekler pozisyonuna gelmesi ve CHP İstanbul Gençlik Kollarının İstanbul-Bahçelievler’de KOBANİ için eylem yapması ve Kürtçe Pankart taşıması ilginçtir.İlginç diyorum zira daha düne kadar ÇÖZÜM SÜRECİ için vatana ihanettir diyen ve ERDOĞAN ile AKP'yi Terörist başı ile ittifak yapmakla suçlayan CHP ve onun zihniyetine ne oldu da 360 derece dönüş yaptılar.Ayrıca HDP Eş Genel Başkanı Selahattin DEMİRTAŞ'ın "Genel Seçimlerde CHP ile ittifak yapabiliriz "demesi ve Kemal KILIÇDAROĞLU’nun PKK’nın kardeş kuruluşu PYD için de “PYD terör örgütü değildir” açıklaması da hayli ilginç tir.Zira iki partinin kan hattı birbirleri ile yıllarca uyumsuz görüntü vermişken ve her iki partide birbirilerine olmadık hakaretlerde bulunmuş iken bu beyanatın zamanlaması da hayli ilginç tir.Acaba iki uyumsuz kan hattını ABD ve AB yapay kan hücreleri ile doldurarak AKP'ye akıllı ol alternatifsiz değilsin mi demeye getirtiyorlar .2013 yılında CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk LOĞOĞLU ve Umut ORAN’ın ABD’nin Washington eyaletine ziyaret gerçekleştirmeleri ve bu çerçeve de Beyaz Saray ,Dışişleri Bakanlığı ve Pentagonda üst düzey yetkilileri ile görüşme yapması ve CHP’nin iktidar olma yolunun ABD’den geçtiği üzerine mutabakat sağlandığı ortaya çıkmış oldu. Bu ziyaret de CHP Genel Başkan Yardımcısı LOĞOĞLU”CHP’nin görüşleri önceden sadece ilgi meselesiyken,bugün çok daha kapsamlı,çok daha ayrıntılı sorulara muhatap kaldığımızı,bu da Amerikalı muhataplarımızın CHP’yi önümüzdeki dönemde bir iktidar partisi potansiyeli olarak değerlendirdikleri izlenimi yarattığını söyleyebilirim.”dedi..LOĞOĞLU”Amerikalı muhataplarımıza CHP’nin Türkiye-ABD ilişkilerine bakışını ve bu bağlamda,iki ülkenin ilişkilerinin “konjonktüre bağlı olmadan,ortak değer ve çıkarlar üzerine inşa edilmiş sağlam ve sürdürülebilir olmasını tercih ettiğimizi aktardık” demesi de bu ziyaretin CHP için de tıpkı AKPARTİ gibi ABD’nin İcazeti ve desteği olmadan iktidar olunamayacağının da işaretini ve iz düşümünü vermiş oldu.Ayrıca .bu ziyaret kapsamında CHP heyetinin ABD’deki güçlü İsrail lobisi AIPAC’ın temsilcileri ile de görüşme gerçekleştirmesi de bu aralar ilişkilerinde gerginlik görünen AKPARTİ’ye de bir gözdağının verilmek istenmesi de amaçlanmış olabilir. Ayrıca CHP'nin DERSİM POLİTİKASI , MİLLİ ŞEF İNÖNÜ ve gerekirse Mustafa KEMAL ile de hesaplaşacağı yönünde adım atacağı ve attırılacağa benziyor.Gidişat sanki bu yöne doğru ivme kazanmış görünüyor.Hatta partinin kırmızı çizgisi olan ve CHP için olmazsa olmazları arasında sayılan ve 1937'de Anayasası haline getirilen 6 OK içerisinde yer alan MİLLİYETÇİLİK-HALKÇILIK ve DEVLETÇİLİK gibi kavramlar üzerinden yeni bir değişime gidilirse de buna şaşırmamak gerekir.Türkiye'deki son olaylarda sanki AKP'ye alternatif olarak CHP-HDP modeli dayatılmak istenirken diğer yandan da AKP-MHP ittifakı ile de MİLLİYETÇİLİK söylemleri üzerinden Halk ve Toplum KUTUPLAŞTIRILACAK gibi görünüyor.Ayrıca dikkati çeken çok önemli bir gelişme de yıllarca Dine karşı bir görüntü oluşturan CHP’de Dindarlara karşı sempati ve bazı İslamcı tandanslı kişiler üzerinden yeni imaj çalışması yürütmesi ve bu çerçevede önce İstanbul’dan eski bir müftü olan İhsan ÖZKES ve daha sonra da Mehmet BEKAROĞLU gibi bir kişiliği PM üyesi yapmaları da CHP’nin “artık dine sataşarak ve dindarları dışlayarak iktidara gelemeyiz”mantığı ile hareket edeceklerinin emaresi gibi görünüyor.Ancak CHP dindar algı üzerinden yeni bir politika belirlemek istese de bu konu da halk,AKPARTİ’den yana tavır alacağa benziyor.