Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ŞEYH NEBİ

Yazının Giriş Tarihi: 27.03.2025 16:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.03.2025 16:22

Derler ki, evliya ve enbiyaların diyarıdır Şanlıurfa. Tastamam doğrudur bu söz!

Veliler, alimler gelip, geçmiştir bu şehirde vakt-i zamanda...Şeyh Nebi de bu zatlardan biridir kuşkusuz..!

Şimdi kimdir bu mümtaz kişilik, söyleyeyim.

Soyu peygambere dayanan dinî bütün bir seyyittir. Nesl-i Hüseyindir yani... Hem bir bilge; hem iyi kılıç kullanan, iyi de mızrak atan bir yiğittir anlayacağınız...Namını , ta Suriye'de, Türkiye'de , dört bir çevrede duymayan yoktur. Dengbejlerin anlatlarında kendisinden övgüyle bahsedilir, menkıbeleri herkes tarafından bilinir...Namı diğer "SENCEQA DEŞTA SIRUCEY" yani "Suruç Ovası'nın Sancağı" Bu namı, bizzat osmanlı Padişahı tarafından verilen vazifeden ötürüdür. Suruç Ovası'nın Barış Gücü..!

Ehl-i keramet tir. Bu özelliğine vakıf olmayan yoktur. Her daim güçlünün karşısında; güçsüzün yanında yer almıştır...

Ziyaret Köy'ünde, hiç misafirin eksik olmadığı, köy odasının sahibi; Seyitlerin lideridir...Daha önce belirttiğim gibi, bir çok menkıbesi anlatılır o yörede. Bu anlaracağım menkıbede bunlardan biridir.

Feodal düzenin olmassa olmazları olan talanlar, zulümler, soygunlar, güçlünün,güçsüze güç yettirdiği bir zaman diliminde cereyan eden, zülme karşı direnişlerle ilgili destanlardan sadece bir tanesidir bu anlatacaklarım.

O yörede Gesan diye güçlü bir aşiret vardı. Birgün Şeyh Nebinin sürülerini talan edip, çobanlarınıda döverler.

Çobanlar, kan revan içinde gelip, durumu Şeyh Nebi'ye anlatır.

Şeyh Nebi alelacele atına binip, yanında Aşiretinden bir kaç kişiyle talancıların peşine düşer...

En nihayet onları görüp, atlarını üzerlerine yıldırım gibi sürerler...Derler ki Gesan yüzden fazla; bunlar bir avuç.

Şeyh Nebi elindeki mızrağı toprağa daldırıp, kaldırdıktan sonra bir dua okuyup, toprağı talancılara doğru üfler.

Üzerlerine bomba patlamış gibi, Gesanlılar, aldıkları sürüyü bırakıp, korku ve panik içinde kaçmaya başlarlar.

Şeyh Nebi elindeki mızrağı var gücüyle onların başındaki lidere fırlatır. Öyle ki; kulağının dibinden geçen mızrağın uğultusudan atından yere düşen Gesan lideri, aynı zamanda bu sesten geçici de olsa sağır olur.

Sürülerini kurtaran Şeyh Nebi ve yanındakiler, sevinç ve zılgıt larla aşiretin kadınları tarafından karşılanır.

Günler sonra Gesan aşiretinin reisi Şeyh Nebi'ye misafir olur.

Epeyce ağırlanan misafire ; zayıf, orta boylu biri çok ikramlarda bulunur. Gideceği vakit, kendisine hizmet eden adam, onun bu ikramlardan memnun kalıp kalmadığını sorar. Çok memnun kaldığını, yalnız Şeyh Nebiyi göremediği için üzüldüğünü söyleyen Gesan Reisi'nin bu sözlerine gülümseyerek cevap veren zayıf adam, Şeyh Nebi'nin kendisi olduğunu söyler.

Gesan Reis'i:

-Nasıl olur..! Benim gördüğüm Şeyh Nebi, at üstünde dağ gibi, o denli de heybetli görünüyordu...

O günden sonra, Gesanlılar ile Seyitler (Şeyhanlı) arasında bir barış süreci başlamış olur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.