Bil ki, Allahu Teâlâ’yı tanımanın anahtarı, insanın kendi kendisini tanımasıdır . İmam Gazali
BEDEN ŞEHRİNE BİR YOLCULUK
Kalbime gelen bir ilham neticesi; kendime ilk yaratılışımın yapı taşı olan zerre'ye, yani hücre'ye gitmek için bir araç icat etmek oldu...
Yanıma eşlik etsinler diye akıl'dan,şuur'dan,iman'dan bir ekip teşekkül edip,bu yolculuk için yanıma tefekkür gözlüğümü de alarak, yaptığım hayali araca bindim...
Hazırlıklar tamam olduktan sonra aracım hareket etti...
Yavaş yavaş yaşadığım ortamdan soyutlanıp,varacağım yere yol almaya başladım...Bu yolculuk, benliğimin derinliklerine olan gizem dolu bir yolculuktu...
O ne..! Sanki daldıkça küçüldüğümü his ediyorum...Her vardığım duraklarda hayretler içinde kalıp, beni yaratan İlahi kudret karşısında kendi hiçliğimi görüyor,o kudrete karşı muhabbet ve hayranlığım git gide artarak ona ram oluyorum...
Yolculuk boyunca beni hayretler içinde bırakan nice şeylerin yanısıra, bir de gördüğüm kırmızı renke akan şelaleler oldu.Akıl, "Bunun yaşam için elzem olan' kan' dedikleri sudur...Şu ilerde gördüğün de, ona kırmızı boyayı pompalayan 'Hemoglobin'denilen pompadır ...
Bir ara yolumuz al ve beyaz formalı iki zaptiye tarafından kesildi...Akıl "Bunlar 'Al ve Akyuvar ' diye adlandırılan muvazzaf iki neferdır .Bu mülkün ve diğer mülklerin sahibi olan yüce yaratacı ,dışardan bir saldırı olması durumunda,bunlarla savaşmaları için, onlara bu vazifeyi vermiş.Onlar beden şehrini koruyorlar..."
Bir şeyler oluyor sanırım...Bedenim birbirinden ayrılıyor sanki.. Sayılarını tahmin edemeyeceğim parçalara ayrılıyorum...O an akıl ; kulağıma "Korkma..! Şu an senin yapı taşların olan hücrelere ayrılıyorsun...Sakinleş ve seni yaratan sonsuz güce tevekkül et..!
A a..! Buda ne böyle?..Bu. hücreler içinde üç ortak şey dikkatimi çekiyor... İçini dış ortamdan ayıran bir hücre zarı, jelimsi bir sıvı birde isimlerini akıldan öğrendiğim sitoplazma ve genetik materyali denilen DNA'yı öğreniyorum.İşin bir hayret yanı da, bu yapı taşlarını yapmaya çalışan sayısız işçiler...Akıl kim olduklarını merak ettiğimi sezmiş olacak ki ,"O gördüğün işçilerin tümüne atom diyorlar...Yani maddenin en küçük yapı taşları...Onlarda ayrıca İlahi bir güç tarafından sevk ve idare edilir...
Hayranlık ve hayretim tavan yapıyor adeta.Ben böyle küçük birimlere ayrıldıkça daha çok aciziyetimi idrak ediyor;idrak ettikçe beni yaratan o sınırsız güce sahip yaratıcıya karşı hürmetim de kat be kat artıyor...
Bir ara bir kaos çukuruna düşer gibi oluyorum...O an akılla şuur imdadıma yetişip;beni içine düşmekten kurtarıyolar...İman"Aman dikkat..! Bu gördüğün küfür çukurudur...Böyle çok sayıda çukurlar var...Sonra tefekkür gözlüğünü hatırlatarak, "Takmayı unutmuşsun al tak! "dedi...
Akıl bana bir kulaklık uzatarak, "Şimdi yaratılışınla ilgili tüm sorularına cevap alman için şu sesi dinle!" dedi...
Derinden gelen ve kulağıma gelen bu İlahi sesi içime sindire sindire dinledim...Birden karanlıklar ışıklandı... Gözlerimin önündeki sis bulutları dağıldı ,kendime geldim...Akıl'a bu sesin anlam ve içeriğini sordum;"O duyduğun ses Kur'an'daki 'Allak' suresiydi.Yani yaratılışınla ilgili ayetler diziniydi." "diye cevap verdi...
O arada iman söze karışarak"Eh artık bunca yolculuktan birşeyler öğrenip, mutmain olmuşundur umarım.!"diyerek seslendi...
Artık alacağım cevapları almış,geldiğim yere dönüş için hazırdım...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mustafa Kaplan
BEDEN ŞEHRİNE BİR YOLCULUK
Bil ki, Allahu Teâlâ’yı tanımanın anahtarı, insanın kendi kendisini tanımasıdır . İmam Gazali
BEDEN ŞEHRİNE BİR YOLCULUK
Kalbime gelen bir ilham neticesi; kendime ilk yaratılışımın yapı taşı olan zerre'ye, yani hücre'ye gitmek için bir araç icat etmek oldu...
Yanıma eşlik etsinler diye akıl'dan,şuur'dan,iman'dan bir ekip teşekkül edip,bu yolculuk için yanıma tefekkür gözlüğümü de alarak, yaptığım hayali araca bindim...
Hazırlıklar tamam olduktan sonra aracım hareket etti...
Yavaş yavaş yaşadığım ortamdan soyutlanıp,varacağım yere yol almaya başladım...Bu yolculuk, benliğimin derinliklerine olan gizem dolu bir yolculuktu...
O ne..! Sanki daldıkça küçüldüğümü his ediyorum...Her vardığım duraklarda hayretler içinde kalıp, beni yaratan İlahi kudret karşısında kendi hiçliğimi görüyor,o kudrete karşı muhabbet ve hayranlığım git gide artarak ona ram oluyorum...
Yolculuk boyunca beni hayretler içinde bırakan nice şeylerin yanısıra, bir de gördüğüm kırmızı renke akan şelaleler oldu.Akıl, "Bunun yaşam için elzem olan' kan' dedikleri sudur...Şu ilerde gördüğün de, ona kırmızı boyayı pompalayan 'Hemoglobin'denilen pompadır ...
Bir ara yolumuz al ve beyaz formalı iki zaptiye tarafından kesildi...Akıl "Bunlar 'Al ve Akyuvar ' diye adlandırılan muvazzaf iki neferdır .Bu mülkün ve diğer mülklerin sahibi olan yüce yaratacı ,dışardan bir saldırı olması durumunda,bunlarla savaşmaları için, onlara bu vazifeyi vermiş.Onlar beden şehrini koruyorlar..."
Bir şeyler oluyor sanırım...Bedenim birbirinden ayrılıyor sanki.. Sayılarını tahmin edemeyeceğim parçalara ayrılıyorum...O an akıl ; kulağıma "Korkma..! Şu an senin yapı taşların olan hücrelere ayrılıyorsun...Sakinleş ve seni yaratan sonsuz güce tevekkül et..!
A a..! Buda ne böyle?..Bu. hücreler içinde üç ortak şey dikkatimi çekiyor... İçini dış ortamdan ayıran bir hücre zarı, jelimsi bir sıvı birde isimlerini akıldan öğrendiğim sitoplazma ve genetik materyali denilen DNA'yı öğreniyorum.İşin bir hayret yanı da, bu yapı taşlarını yapmaya çalışan sayısız işçiler...Akıl kim olduklarını merak ettiğimi sezmiş olacak ki ,"O gördüğün işçilerin tümüne atom diyorlar...Yani maddenin en küçük yapı taşları...Onlarda ayrıca İlahi bir güç tarafından sevk ve idare edilir...
Hayranlık ve hayretim tavan yapıyor adeta.Ben böyle küçük birimlere ayrıldıkça daha çok aciziyetimi idrak ediyor;idrak ettikçe beni yaratan o sınırsız güce sahip yaratıcıya karşı hürmetim de kat be kat artıyor...
Bir ara bir kaos çukuruna düşer gibi oluyorum...O an akılla şuur imdadıma yetişip;beni içine düşmekten kurtarıyolar...İman"Aman dikkat..! Bu gördüğün küfür çukurudur...Böyle çok sayıda çukurlar var...Sonra tefekkür gözlüğünü hatırlatarak, "Takmayı unutmuşsun al tak! "dedi...
Akıl bana bir kulaklık uzatarak, "Şimdi yaratılışınla ilgili tüm sorularına cevap alman için şu sesi dinle!" dedi...
Derinden gelen ve kulağıma gelen bu İlahi sesi içime sindire sindire dinledim...Birden karanlıklar ışıklandı... Gözlerimin önündeki sis bulutları dağıldı ,kendime geldim...Akıl'a bu sesin anlam ve içeriğini sordum;"O duyduğun ses Kur'an'daki 'Allak' suresiydi.Yani yaratılışınla ilgili ayetler diziniydi." "diye cevap verdi...
O arada iman söze karışarak"Eh artık bunca yolculuktan birşeyler öğrenip, mutmain olmuşundur umarım.!"diyerek seslendi...
Artık alacağım cevapları almış,geldiğim yere dönüş için hazırdım...