İslam ülkeleri'nin; ileri muasır medeni ülkeler arasında bir statüye sahip olama'yışlarının yegâne sebebi, müslümanların dinlerini hakkıy'la yaşamıyor olmalarıdır.
Çıkarlarını her seyden daha ileri görme gayretkeşliği ve o yöndeki temayül'leri,İslam dininin alemşumul olma özelliğini gölge'lediği gibi, terakiyatı önünde de engel teşkil etmektedir.
Belki de Kur'an'da mevcut bulunan ayet ve terimlere fazla aşina olama'yış, veyahut kavrayış biçimleriyle ilgili bir takım yanlışlıklara düşmeler, bu menfi durumun tezahür etmesinde rol oynamış olabilir.
Yanlış anlaşılmasın!Burada kast ettiğim, yabancının bize has olmayan örf adetleri,ya da onların yaşam tarzı'nın baz alınması demek değil; onların bilimsel alanda gösterdikleri çaba ve elde ettikleri teknoloji ile alakalıdır.
Aslında derin düşünülse, İslam başlı başına zaten bir medeniyettir.Daha düne kadar bu özelliğine has övgüler terennüm eden Avrupa ülkeleri; beyaz-siyah ayrımı yaparken,İslam dininin bu konuda net olan tavrının özgür olmaktan yana olduğu gerçeğinin bilinmesidir.
Bunların geçmişlerine ait bir utanç vesilesi olan Engizisyon mahkemelerini de göz önüne alırsanız,dinimizin yüceliği güneş gibi tüm haşmeti'yle tezahür eder.
Tüm bu müspet olgulara karşın;hala seyir etmekte olan bu gerilemenin İslam diniyle değil;İslam'ı yaşadıklarını zan eden mensupları'yla alakalıdır.
"Bunu bir kaç hadisle pekiştirere'lim isterseniz.
İşte o o hadislerden sadece iki tanesi:Hikmet, yani değerli bilgiler müminin yitik malıdır, onu nerede bulursa almaya daha hak sahibidir.” (Tirmizi, İlim 19; İbn Mâce, Zühd 17)
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız. Muhakkak ki İlim talebi her Müslüman’a farzdır.”diyen Hazreti Muhammed'in ümmeti olduğumuzu bir kere daha hatırlayıp,bu dine layık olma yönünde fiilyât arz edelim.
Gerçekten gerilerden bir takibin müslümanlar için bir zül telakki edildiğini söylemekten hicap duyduğumu burada ayrıca ifade etmek isterim.
Yüce Allah İslam dinini cümleten hakkıyla ifa etmeyi ihsan eylesin!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
İSLAM VE MEDENİYET
İslam ülkeleri'nin; ileri muasır medeni ülkeler arasında bir statüye sahip olama'yışlarının yegâne sebebi, müslümanların dinlerini hakkıy'la yaşamıyor olmalarıdır.
Çıkarlarını her seyden daha ileri görme gayretkeşliği ve o yöndeki temayül'leri,İslam dininin alemşumul olma özelliğini gölge'lediği gibi, terakiyatı önünde de engel teşkil etmektedir.
Belki de Kur'an'da mevcut bulunan ayet ve terimlere fazla aşina olama'yış, veyahut kavrayış biçimleriyle ilgili bir takım yanlışlıklara düşmeler, bu menfi durumun tezahür etmesinde rol oynamış olabilir.
Yanlış anlaşılmasın!Burada kast ettiğim, yabancının bize has olmayan örf adetleri,ya da onların yaşam tarzı'nın baz alınması demek değil; onların bilimsel alanda gösterdikleri çaba ve elde ettikleri teknoloji ile alakalıdır.
Aslında derin düşünülse, İslam başlı başına zaten bir medeniyettir.Daha düne kadar bu özelliğine has övgüler terennüm eden Avrupa ülkeleri; beyaz-siyah ayrımı yaparken,İslam dininin bu konuda net olan tavrının özgür olmaktan yana olduğu gerçeğinin bilinmesidir.
Literatür'ünde ırkçılığın , eşitsizliğin lanetlendiği İslam'a mukabil;diğer dinlerin halklarına dayattıkları ritüel modunda baskılar unutulmaz tarihi gerçeklerdir.
Bunların geçmişlerine ait bir utanç vesilesi olan Engizisyon mahkemelerini de göz önüne alırsanız,dinimizin yüceliği güneş gibi tüm haşmeti'yle tezahür eder.
Tüm bu müspet olgulara karşın;hala seyir etmekte olan bu gerilemenin İslam diniyle değil;İslam'ı yaşadıklarını zan eden mensupları'yla alakalıdır.
"Bunu bir kaç hadisle pekiştirere'lim isterseniz.
İşte o o hadislerden sadece iki tanesi:Hikmet, yani değerli bilgiler müminin yitik malıdır, onu nerede bulursa almaya daha hak sahibidir.” (Tirmizi, İlim 19; İbn Mâce, Zühd 17)
اطْلُبُوا الْعِلْمَ وَلَوْ بِالصِّينِ فَإِنَّ طَلَبَ الْعِلْمِ فَرِيضَةٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ
“İlim Çin’de de olsa gidip alınız. Muhakkak ki İlim talebi her Müslüman’a farzdır.”diyen Hazreti Muhammed'in ümmeti olduğumuzu bir kere daha hatırlayıp,bu dine layık olma yönünde fiilyât arz edelim.
Gerçekten gerilerden bir takibin müslümanlar için bir zül telakki edildiğini söylemekten hicap duyduğumu burada ayrıca ifade etmek isterim.
Yüce Allah İslam dinini cümleten hakkıyla ifa etmeyi ihsan eylesin!