Resmi veya özel bir kuruluşun çalışanları;yetkililerin direktiflerine muhalif hareketlerini topluca eyleme dökmeleri nasıl ki toplu bir isyanı söz konusu ediyorsa;o yılbaşı denilen malum gecede, çoğunluğun dince içilmesi haram olan İlahi buyruğu kulak ardı etmeleri de toplu isyana girer.
Yılbaşı;insanların akıllarından ferağat ettiği,tüm manevi değerleri öteleyerek salt na meşru eğlenceye yöneldiği bir gecedir.O akıl ki,yüce Allah'ın;99 ismiyle prgramlanarak , müspet düşünüp,müspet yaşayabilelim diye bize emanet verilen bir bilgisayardır. Onu içki veya benzeri bir şeyle bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Bunun emanete hıyanet ad edilïp, hesabı sorulmaz mı sanılır...
Manevi değerler unutularak, tertiplenen o malum gecede çılgınca eğlenen insanların o anlarda akıllarına hiç mi
ölüm gelmiyor (?)
Oysa meşru çerçevede de insanlar pekala eğlenerek, yiyip içebilirler.İlla içki içip, maneviyatlarına halel getirmelerine gerek yok...
Ecelin vaki olduğu,ölümün gerçek ve ne zaman tecelli edeceği meçhul iken, bir gaflet anında kişiyi yakalaması ;o kişinin bir anlık gafletini ebedi bir azaba çevirmez mi...
Dünya üzerinde bir takım hesaplar yapılırken;öbür dünya ile ilgili hesaplarında yapılması gerekir.
Bunun ertelenmesi olmaz...İlla ki hesaba çekilecek bir günün olacağı iki kere iki dört eder derecesinde kesin ve katidir.
Alınan bir yudum içkinin beyin denilen o muhteşem yapının temel taşları olan hücrelerin binlercesini tarumar ettiği tıpça tesbit edilmiştir.
O yapının bozulması demek; içinde var olan melekelerin aklın,muhasebe yeteneğinin,mantığın ve cümle hissiyattın bozulması demektir.
Şayet hastalığı bertaraf edip ,beşer-i acziyeti ortadan kaldırabilirsek;ölümü ve eceli de engellemek gibi bir gücü elimizde tutabiliyorsak,o zaman tamam;herkes meşru;gayr-ı meşru,dilediği gibi bir yaşam sürdürebilir...
Bunlar da olmayacağına göre;hala İlahi buyruklar dışında ameller sergilemenin bir anlamı var mı bilemiyorum.
"Zikir,Fikir,Şükür"gibi yapılması gereken kavramları yapmayıp,yüce Allah'ın bu kavramlara mukabil sunduğu Cenneti bir anlık na meşru bir zevk için harcamak nasıl bir akla hizmettir doğrusu anlamak güçtür diyor,yazımı bir şiirimle bitirmek istiyorum.
GEL BERİ GEL
Gel dost gafil olma hak'tan
Uzak durma gel beri gel
Hak yarattı bizi yoktan
Uzak durma gel beri gel
Hakikati öze zerk et
Nur ile imanın berk et
Menfi ne var;ne yok terk et
Uzak durma gel beri gel
Kalp gözünü aç ta bir bak.
Siyah siyahtır;ak ta ak
Hakikat su gibi berrak
Uzak durma gel beri gel
Yüz çevirme iyilikten
Ne çıkar ki kötülükten
Hakk'a dair güzellikten
Uzak durma gel beri gel.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
Yılbaşı ve Akıl tutulması
Resmi veya özel bir kuruluşun çalışanları;yetkililerin direktiflerine muhalif hareketlerini topluca eyleme dökmeleri nasıl ki toplu bir isyanı söz konusu ediyorsa;o yılbaşı denilen malum gecede, çoğunluğun dince içilmesi haram olan İlahi buyruğu kulak ardı etmeleri de toplu isyana girer.
Yılbaşı;insanların akıllarından ferağat ettiği,tüm manevi değerleri öteleyerek salt na meşru eğlenceye yöneldiği bir gecedir.O akıl ki,yüce Allah'ın;99 ismiyle prgramlanarak , müspet düşünüp,müspet yaşayabilelim diye bize emanet verilen bir bilgisayardır. Onu içki veya benzeri bir şeyle bozmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Bunun emanete hıyanet ad edilïp, hesabı sorulmaz mı sanılır...
Manevi değerler unutularak, tertiplenen o malum gecede çılgınca eğlenen insanların o anlarda akıllarına hiç mi
ölüm gelmiyor (?)
Oysa meşru çerçevede de insanlar pekala eğlenerek, yiyip içebilirler.İlla içki içip, maneviyatlarına halel getirmelerine gerek yok...
Ecelin vaki olduğu,ölümün gerçek ve ne zaman tecelli edeceği meçhul iken, bir gaflet anında kişiyi yakalaması ;o kişinin bir anlık gafletini ebedi bir azaba çevirmez mi...
Dünya üzerinde bir takım hesaplar yapılırken;öbür dünya ile ilgili hesaplarında yapılması gerekir.
Bunun ertelenmesi olmaz...İlla ki hesaba çekilecek bir günün olacağı iki kere iki dört eder derecesinde kesin ve katidir.
Alınan bir yudum içkinin beyin denilen o muhteşem yapının temel taşları olan hücrelerin binlercesini tarumar ettiği tıpça tesbit edilmiştir.
O yapının bozulması demek; içinde var olan melekelerin aklın,muhasebe yeteneğinin,mantığın ve cümle hissiyattın bozulması demektir.
Şayet hastalığı bertaraf edip ,beşer-i acziyeti ortadan kaldırabilirsek;ölümü ve eceli de engellemek gibi bir gücü elimizde tutabiliyorsak,o zaman tamam;herkes meşru;gayr-ı meşru,dilediği gibi bir yaşam sürdürebilir...
Bunlar da olmayacağına göre;hala İlahi buyruklar dışında ameller sergilemenin bir anlamı var mı bilemiyorum.
"Zikir,Fikir,Şükür"gibi yapılması gereken kavramları yapmayıp,yüce Allah'ın bu kavramlara mukabil sunduğu Cenneti bir anlık na meşru bir zevk için harcamak nasıl bir akla hizmettir doğrusu anlamak güçtür diyor,yazımı bir şiirimle bitirmek istiyorum.
GEL BERİ GEL
Gel dost gafil olma hak'tan
Uzak durma gel beri gel
Hak yarattı bizi yoktan
Uzak durma gel beri gel
Hakikati öze zerk et
Nur ile imanın berk et
Menfi ne var;ne yok terk et
Uzak durma gel beri gel
Kalp gözünü aç ta bir bak.
Siyah siyahtır;ak ta ak
Hakikat su gibi berrak
Uzak durma gel beri gel
Yüz çevirme iyilikten
Ne çıkar ki kötülükten
Hakk'a dair güzellikten
Uzak durma gel beri gel.