Tüm düşünceler parasal bir hedefe kitlen’se, kişisel tenzilât kaçınılmaz olur.Açıkçası olması gereken insani değerlerden imtina sözkonusudur burada.
Beşeri hasletler’in ifsatına ve yok oluşuna müsebibtir düşünülse…Böyle bir durum insan doğasına bir aykırılığı da argüman konusu yapar desem yanılmış olamam.Efendilik statüsüne yükselttilirse; ona sahip olan kişide otomatikman bir alçal’mayı beraberinde getirir.
Amaç değildir açıkçası,olmamalı’dır da…Bana göre araçtır.Bu kelime daha uygun geliyor aklımıza…
Eğer ulvi gayeler için harcanmaksa, kazanılması elbette şahsi bir yükseliş için vazgeçilmez bir unsurdur;yoksa, tersi kişilik dejenerasyonudur .
Doğru yerlerde kullanılması,kullanıcısını maddi manevi taltif’le ödüllendirmeye de yol açabilir;böyle iyi yanları da var.
Kötü demiyorum, yanlış anlaşılmasın.Amaca ulaşmak açısından değeri tabi ki vardır.Dili yok ağzı yok;ne için kullanırsan kullan, sesi soluğu çıkmaz.
Nasıl ki bıçak;bir hekimin elinde şifa,bir katilin elinde can almak için bir araç olabiliyorsa aynen öyle…
Fırtınası esti mi,kişilik binasındaki taşların yerlerinde sökülerek yerle bir olması işten bile değil.Basit bir maddedir aslında… Uğrunda manayı bozup, harcamaya değmez…
O kadarda güçlü sanılmasın,miktarı ne olursa olsun;onunla bazı değerler(din,devlet,namus gibi)satın allınamaz .Kısaca para herşey demek değildir.
İzlenen salt para odaklı bir paradigma’nın; toplumsal yapılanmada rolleri yadsınamaz nitelikteki konseptleri zayıflatıp ,cılız bırakacağını; hatta yok olup silinmelerini gündem konusu yapabileceğini bilmek için kahin olmayı gerektirmez.
Sosyal entegrasyon parasal sarhoşluğa kurban edilemeyecek kadar önem arz eder.
Çünkü,Bu sarhoşluk’tan doğacak dengesizlikler, toplumsal bir dejenerasyonu da beraberinde getirebilir.
Bunun konjonktürel sonucu; ayrışmalar,ve çözülme’lerle ilgili bir vizyonu gözler önüne serebileği ihtimali kulak ardı edilmemelidir.
Doğru olan,insanların müşterek yaşam alanı olan bu dünyada; üstünlüğün takva’da olduğu;bu öğreti’ye göre beşeri münasebetlerin umumiyetle mana temellerine dayalı bir mimarinin mimarları olabilmektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
PARA ARAÇTIR AMAÇ DEĞİLDİR
Tüm düşünceler parasal bir hedefe kitlen’se, kişisel tenzilât kaçınılmaz olur.Açıkçası olması gereken insani değerlerden imtina sözkonusudur burada.
Beşeri hasletler’in ifsatına ve yok oluşuna müsebibtir düşünülse…Böyle bir durum insan doğasına bir aykırılığı da argüman konusu yapar desem yanılmış olamam.Efendilik statüsüne yükselttilirse; ona sahip olan kişide otomatikman bir alçal’mayı beraberinde getirir.
Amaç değildir açıkçası,olmamalı’dır da…Bana göre araçtır.Bu kelime daha uygun geliyor aklımıza…
Eğer ulvi gayeler için harcanmaksa, kazanılması elbette şahsi bir yükseliş için vazgeçilmez bir unsurdur;yoksa, tersi kişilik dejenerasyonudur .
Doğru yerlerde kullanılması,kullanıcısını maddi manevi taltif’le ödüllendirmeye de yol açabilir;böyle iyi yanları da var.
Kötü demiyorum, yanlış anlaşılmasın.Amaca ulaşmak açısından değeri tabi ki vardır.Dili yok ağzı yok;ne için kullanırsan kullan, sesi soluğu çıkmaz.
Nasıl ki bıçak;bir hekimin elinde şifa,bir katilin elinde can almak için bir araç olabiliyorsa aynen öyle…
Fırtınası esti mi,kişilik binasındaki taşların yerlerinde sökülerek yerle bir olması işten bile değil.Basit bir maddedir aslında… Uğrunda manayı bozup, harcamaya değmez…
O kadarda güçlü sanılmasın,miktarı ne olursa olsun;onunla bazı değerler(din,devlet,namus gibi)satın allınamaz .Kısaca para herşey demek değildir.
İzlenen salt para odaklı bir paradigma’nın; toplumsal yapılanmada rolleri yadsınamaz nitelikteki konseptleri zayıflatıp ,cılız bırakacağını; hatta yok olup silinmelerini gündem konusu yapabileceğini bilmek için kahin olmayı gerektirmez.
Sosyal entegrasyon parasal sarhoşluğa kurban edilemeyecek kadar önem arz eder.
Çünkü,Bu sarhoşluk’tan doğacak dengesizlikler, toplumsal bir dejenerasyonu da beraberinde getirebilir.
Bunun konjonktürel sonucu; ayrışmalar,ve çözülme’lerle ilgili bir vizyonu gözler önüne serebileği ihtimali kulak ardı edilmemelidir.
Doğru olan,insanların müşterek yaşam alanı olan bu dünyada; üstünlüğün takva’da olduğu;bu öğreti’ye göre beşeri münasebetlerin umumiyetle mana temellerine dayalı bir mimarinin mimarları olabilmektir.