Bilgili'yim diyorsun, öy
le mi?
Çoğu şeyi de çöz'ebilmişliğim vardır idia'sındasın yani.. Yada öyle mi sanıyorsun; bilmem tabiki de,bu duruma binaen yorum yapacağım tek şey,o da kendini bilgili görüp, bu minval'da yapacağın yolculuğun natamam kalacağının kaçınılmazlığıdır.
Çünkü bu davranış şeklin,tahsil ettiğin bilgi birikimin, seni kibir gibi bir gaflet'in karanlığına götürdüğünü bilemiyor sun.
Bilgiye açılan kapının anahtarı,bilgisiz olmanın farkına varmak olduğu gerçeğidir.
Oysa;Alim olan Allah'tır...Onun ilim deryası sonsuzdur,dibi yoktur...Onun izni dahilinde,onun belirlediği ölçüler içerisinde bir şeyleri öğrenebilir,o öğrendiklerinle ameller üretebilirsin...
İşte tam bu noktada bir ayet-i Kerime; kendini Güneş gibi tecelli ettiriyor ansızın..."Melekler de: "Sen her türlü kusur ve eksiklikten uzaksın. Bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen her şeyi gerçeği ile bilensin." dediler.
قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Kalu subhaneke la ilme lena illa ma allemtena inneke entel alimul hakim.
Hedefine gitmek için bir yol üzerinde sın...Yolun gidişatı ile ilgili ameller cûz-î iradene bırakılmış,Rabbin tarafından her şeyinle gözetim altındasın...
O yoldan gittiğin müddetçe sorun yok, menzile tedrici bir yaklaşım içindesin...Durduğun vakit,yol da durur, gideceğin yerin bir serap'pa dönüşeceği bir sebep sonuç ilişkisinin konjonktürüdür.
Tabi yine tüm bunlar bir Ulu’l-emr” makamında inkişaf edip,kullara sirayet eder.
Kendini bilgili statüsünde görmen; sonsuz bir derya olan ilimle otomatikman bağının kesileceği demektir.O Derya'nın dibindeki hikmet hazinesinden ancak gayretin kadar Yakut, elmas, yahut pırlanta alabileceğin vakidir.
Burada çoğu şey senin tasarufuna bırakılmıştır.
Bu hazineden az çok alacaklarınla ilgili mütmain olabilmen için bir Mela-i Ceziri gibi yürek taşıman,onun gibi sebat etmen gerekir. Şu dizeleri insana bu konuda çok şey anlatır.
ملا باللە د فێ دوری
ب ڤی رنگی ب فی توری
نیشان دا وک نیشانی کس
در انین در ژ بحرینی
"Mela lazım bı vê devrê
Bi vî rengî bi vî tewrî
Nedi min kes bı mislê te
Dûr anîn der di behreynî."
Yani Mela, neyine gerek bu zamanın düzeninden,alengirli işlerinden...
Bu sefih yaşamdan.
Nerede senin gibi bir Mela-i cehd edip, bu denize dalıp,inci çıkarsın...
Hikmet,derin bir tefekkürün ortaya çıkardığı bilgi hazinesidir... Evvelâ bunları az yada çok;elde edebilme yolunun İzn-i İlahi den geçtiğini idrak edip, sonrasında bu deryada iyi bir yüzücü olmayı gerektirir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
İLMİN MUTLAK SAHİBİ ALLAH'TIR
Bilgili'yim diyorsun, öy
le mi?
Çoğu şeyi de çöz'ebilmişliğim vardır idia'sındasın yani.. Yada öyle mi sanıyorsun; bilmem tabiki de,bu duruma binaen yorum yapacağım tek şey,o da kendini bilgili görüp, bu minval'da yapacağın yolculuğun natamam kalacağının kaçınılmazlığıdır.
Çünkü bu davranış şeklin,tahsil ettiğin bilgi birikimin, seni kibir gibi bir gaflet'in karanlığına götürdüğünü bilemiyor sun.
Bilgiye açılan kapının anahtarı,bilgisiz olmanın farkına varmak olduğu gerçeğidir.
Oysa;Alim olan Allah'tır...Onun ilim deryası sonsuzdur,dibi yoktur...Onun izni dahilinde,onun belirlediği ölçüler içerisinde bir şeyleri öğrenebilir,o öğrendiklerinle ameller üretebilirsin...
İşte tam bu noktada bir ayet-i Kerime; kendini Güneş gibi tecelli ettiriyor ansızın..."Melekler de: "Sen her türlü kusur ve eksiklikten uzaksın. Bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz Sen her şeyi gerçeği ile bilensin." dediler.
قَالُواْ سُبْحَانَكَ لاَ عِلْمَ لَنَا إِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا إِنَّكَ أَنتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ
Kalu subhaneke la ilme lena illa ma allemtena inneke entel alimul hakim.
Hedefine gitmek için bir yol üzerinde sın...Yolun gidişatı ile ilgili ameller cûz-î iradene bırakılmış,Rabbin tarafından her şeyinle gözetim altındasın...
O yoldan gittiğin müddetçe sorun yok, menzile tedrici bir yaklaşım içindesin...Durduğun vakit,yol da durur, gideceğin yerin bir serap'pa dönüşeceği bir sebep sonuç ilişkisinin konjonktürüdür.
Tabi yine tüm bunlar bir Ulu’l-emr” makamında inkişaf edip,kullara sirayet eder.
Kendini bilgili statüsünde görmen; sonsuz bir derya olan ilimle otomatikman bağının kesileceği demektir.O Derya'nın dibindeki hikmet hazinesinden ancak gayretin kadar Yakut, elmas, yahut pırlanta alabileceğin vakidir.
Burada çoğu şey senin tasarufuna bırakılmıştır.
Bu hazineden az çok alacaklarınla ilgili mütmain olabilmen için bir Mela-i Ceziri gibi yürek taşıman,onun gibi sebat etmen gerekir. Şu dizeleri insana bu konuda çok şey anlatır.
ملا باللە د فێ دوری
ب ڤی رنگی ب فی توری
نیشان دا وک نیشانی کس
در انین در ژ بحرینی
"Mela lazım bı vê devrê
Bi vî rengî bi vî tewrî
Nedi min kes bı mislê te
Dûr anîn der di behreynî."
Yani Mela, neyine gerek bu zamanın düzeninden,alengirli işlerinden...
Bu sefih yaşamdan.
Nerede senin gibi bir Mela-i cehd edip, bu denize dalıp,inci çıkarsın...
Hikmet,derin bir tefekkürün ortaya çıkardığı bilgi hazinesidir... Evvelâ bunları az yada çok;elde edebilme yolunun İzn-i İlahi den geçtiğini idrak edip, sonrasında bu deryada iyi bir yüzücü olmayı gerektirir.