Neden Allah'ın daha önceden yarattığı dünyayı orijinal haliyle bırakmak gibi bir çaba içine giremiyoruz?
Nedir bu sosyal dokuyu bozmak için, birilerin çomak sokma mücadelesi?
Barış, huzur, birliktelik gibi kavramlarla sinsice oynanmasının arkasındaki amaç ne...
Çıkar için mi bunca menfi uğraş? Yarın yıkılıp gidecek olan bu dünyada, nedir bizi bize kırdıran? İyilik yerine; kötülükten yana oy kullananların varmak istedikleri hedef ne?
Ravza-i beşer de Bülbül gibi şakımak varken; Baykuş olup, felaketlere çığırtkanlık yapmak daha mı işimize geliyor.
Asıl yurdu Cennet olan insanların, oraya gitmeleri için bekletildikleri bu dünya denilen misafir salonuna, hangi hakla bir sahiplenme kompleksine girebiliyoruz? Davranışlarımızın hangi akıl terazisiyle ölçülebileceğine aklı yeten varsa buyursun söylesin!
Birlikte, sorunsuz bir yaşamın tesisi için projeler üretecek mimarlar hiç mi yok yani? Tevhidi ihya etme istidadımız hepten iflas mı etti; anlamış değilim.
Egosal duyguların tatmin edilmesi uğruna, beslendikleri mecraları ölüm, kan, gözyaşı ve savaş olan birilerinin ekmeğine yağ sürenler, öbür dünyada behemehâl kurulacak o malum mahkemede, Malik-kî yevm-mi din olan Hakk'ın huzuruna hangi yüzle çıkacaklar doğrusu mucib-i merak konusu.
Allah'ın 99 isminden müsemma olan insanoğlunun; Cehenneme çevirdikleri yeryüzünün onlardan müşteki olamayacağını düşünürlerde o yüzden mi bir rahatlığın rehaveti içinde yüzüp dururlar?
Hesaba çekilecekleri kaçınılmaz olacak olan muayyen günde, herkesin işlediği ölçüde tecziyeleri söz konusu olacağının anlatıldığı Kur'an'ı Kerim'deki zilzal süresinden mevcut bulunan iki ayeti" Fe mey yamel miskale zerratin hayray yerah
8- Ve mey ya'mel miskale zerratin şer ray yerah. Türkçesi,7.Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir." her şeyi gözler önüne sermiyor mu?
Oysa asıl olan sevgi, merhamet, hoş görü değil midir bizi birbirimize yakınlaştıran? Bu kavramlara dayalı bir düzen, bizim için istenilen müspet bir seviyeyi inkişaf ettirmez mi? Sormak isterim.
İnşallah bundan sonra daha barışçıl, daha ferah; daha güzel yarınlara doğru kanat çırpmayı umut ediyor, saygılar sunuyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
Sorgulatan Sorular
Sormadan edemiyorum.
Neden Allah'ın daha önceden yarattığı dünyayı orijinal haliyle bırakmak gibi bir çaba içine giremiyoruz?
Nedir bu sosyal dokuyu bozmak için, birilerin çomak sokma mücadelesi?
Barış, huzur, birliktelik gibi kavramlarla sinsice oynanmasının arkasındaki amaç ne...
Çıkar için mi bunca menfi uğraş? Yarın yıkılıp gidecek olan bu dünyada, nedir bizi bize kırdıran? İyilik yerine; kötülükten yana oy kullananların varmak istedikleri hedef ne?
Ravza-i beşer de Bülbül gibi şakımak varken; Baykuş olup, felaketlere çığırtkanlık yapmak daha mı işimize geliyor.
Asıl yurdu Cennet olan insanların, oraya gitmeleri için bekletildikleri bu dünya denilen misafir salonuna, hangi hakla bir sahiplenme kompleksine girebiliyoruz? Davranışlarımızın hangi akıl terazisiyle ölçülebileceğine aklı yeten varsa buyursun söylesin!
Birlikte, sorunsuz bir yaşamın tesisi için projeler üretecek mimarlar hiç mi yok yani? Tevhidi ihya etme istidadımız hepten iflas mı etti; anlamış değilim.
Egosal duyguların tatmin edilmesi uğruna, beslendikleri mecraları ölüm, kan, gözyaşı ve savaş olan birilerinin ekmeğine yağ sürenler, öbür dünyada behemehâl kurulacak o malum mahkemede, Malik-kî yevm-mi din olan Hakk'ın huzuruna hangi yüzle çıkacaklar doğrusu mucib-i merak konusu.
Allah'ın 99 isminden müsemma olan insanoğlunun; Cehenneme çevirdikleri yeryüzünün onlardan müşteki olamayacağını düşünürlerde o yüzden mi bir rahatlığın rehaveti içinde yüzüp dururlar?
Hesaba çekilecekleri kaçınılmaz olacak olan muayyen günde, herkesin işlediği ölçüde tecziyeleri söz konusu olacağının anlatıldığı Kur'an'ı Kerim'deki zilzal süresinden mevcut bulunan iki ayeti" Fe mey yamel miskale zerratin hayray yerah
8- Ve mey ya'mel miskale zerratin şer ray yerah. Türkçesi,7.Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir." her şeyi gözler önüne sermiyor mu?
Oysa asıl olan sevgi, merhamet, hoş görü değil midir bizi birbirimize yakınlaştıran? Bu kavramlara dayalı bir düzen, bizim için istenilen müspet bir seviyeyi inkişaf ettirmez mi? Sormak isterim.
İnşallah bundan sonra daha barışçıl, daha ferah; daha güzel yarınlara doğru kanat çırpmayı umut ediyor, saygılar sunuyorum.