Bir ülkede; hele hele yaşayanların çoğu Müslümansa, yoksulluk her tarafta varlığını sürdürüyor, insanlar hala çöp bidonların ‘da yiyecek arayışlarına müdavim olmaya mecbur bırakılıyorsa, o ülkede aristokratların dönüp kendilerine bir bakmaları gerekmez mi? Oysaki İslam dini; yoksula yardım edin, açları doyurun, yetimleri sevindirin der.
Emeviler zamanında, Halife Ömer bin Abdülaziz; Kur'an'da yardımlarla ilgili tüm ayet ve sureleri yasallaştırıp yürürlüğe koyunca; ülke zenginlikte altın bir çağ yaşar. Öyle ki, kimse zekât verecek adam bulamazmış.
Kur'an'da sürekli iki dünya ve arasındakilerin sahibi benim demiyor mu yüce Allah? Çünkü o Lehul mülk ‘tür. Yani mülkün mutlak sahibi...
Keremi'ne Mazhar kıldığı insanoğluna; önceden dayatıp döşettiği dünyada, beraber dostça bir yaşam sürdürmelerini buyurmuyor mu? Mal, mülk, ;dost eş, kabir kapısına kadardır, sonrası kocaman bir yalnızlık. İşte İslam kardeşliği budur. Yoksulu gözetip, ona yardım etmektir.
Misafiri olduğumuz bu dünyada; her canlıyı Tabiat denilen Rahmet sofrasında, sayısız çeşitte nimetle rızıklandıran Yüce Rabbimiz; elbette insanı verdikleriyle sınava tutacaktır, ne mutlu, o sınavda başarılı olanlara. Bazılarınızı diğerlerinden üstün kıldım der yüce Allah. Yani zenginlik verdim ki; diğer kesimle bir paylaşım içine girip takvada bir üstünlük elde edebilsin. Yoksa üstünlük zenginlikte değildir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mustafa Kaplan
İslam'da Yardımlaşma
Bir ülkede; hele hele yaşayanların çoğu Müslümansa, yoksulluk her tarafta varlığını sürdürüyor, insanlar hala çöp bidonların ‘da yiyecek arayışlarına müdavim olmaya mecbur bırakılıyorsa, o ülkede aristokratların dönüp kendilerine bir bakmaları gerekmez mi? Oysaki İslam dini; yoksula yardım edin, açları doyurun, yetimleri sevindirin der.
Emeviler zamanında, Halife Ömer bin Abdülaziz; Kur'an'da yardımlarla ilgili tüm ayet ve sureleri yasallaştırıp yürürlüğe koyunca; ülke zenginlikte altın bir çağ yaşar. Öyle ki, kimse zekât verecek adam bulamazmış.
Kur'an'da sürekli iki dünya ve arasındakilerin sahibi benim demiyor mu yüce Allah? Çünkü o Lehul mülk ‘tür. Yani mülkün mutlak sahibi...
Keremi'ne Mazhar kıldığı insanoğluna; önceden dayatıp döşettiği dünyada, beraber dostça bir yaşam sürdürmelerini buyurmuyor mu? Mal, mülk, ;dost eş, kabir kapısına kadardır, sonrası kocaman bir yalnızlık. İşte İslam kardeşliği budur. Yoksulu gözetip, ona yardım etmektir.
Misafiri olduğumuz bu dünyada; her canlıyı Tabiat denilen Rahmet sofrasında, sayısız çeşitte nimetle rızıklandıran Yüce Rabbimiz; elbette insanı verdikleriyle sınava tutacaktır, ne mutlu, o sınavda başarılı olanlara. Bazılarınızı diğerlerinden üstün kıldım der yüce Allah. Yani zenginlik verdim ki; diğer kesimle bir paylaşım içine girip takvada bir üstünlük elde edebilsin. Yoksa üstünlük zenginlikte değildir.