Bu Hadis-i Şeriflerden, iyi veya kötü bir işe aracılık edene, o işi yapan kadar sevap veya günah verileceği anlaşılmaktadır. Ancak aynı iyiliği yapan aynı sevaba kavuşamaz. İnsanların durumlarına göre de değişir. İhlasına ve imanının kuvvetine göre değişir. Gençlikte veya ihtiyarlıkta, rahat veya sıkıntılı durumlarda daha az veya daha çok sevap alır.
Hadis-i Şeriflerde buyuruluyor ki:
“Bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin bir avuç kadar arpa sadakasının sevabına kavuşamaz.” [Buhari]
“Fitne zamanında yapılan ibadet, benim yanıma hicret etmek gibi çok sevaptır.” [Müslim]
(Çünkü fitne fesat zamanında İslamiyet’e uymak, kâfirlerle savaşmak gibi güç olacaktır.)
“Rabbiniz, rahimdir. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir. Yapana, on mislinden 700 misli veya daha fazla sevap verir. Kötülük yapmak isteyip de yapmayana bir sevap, yaparsa bir günah yazar, dilerse onu affeder.” [Taberani]
Demek ki iyilik yapana veya iyiliğe aracı olana ondan yedi yüze kadar, hatta duruma göre daha çok sevap veriliyor.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:.
Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda, İslamiyet’in bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok üstün ve kıymetli olur. [Hele başka maniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak Allahü Teâlâ bilir.] Çünkü, engeller karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Engel olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. Bunun içindir ki, insanların yüksekleri, meleklerin yükseklerinden daha üstün olmuştur. Çünkü insan, engeller arasında ibadet ediyor. Melekler ise, engel olmadan emre itaat ediyor. Savaşta, askerin kıymeti artar ve savaşırken ufak bir hizmetleri, barış zamanındaki büyük gayretlerinden daha kıymetli olur. (3/35)
İlim öğrenmek ve öğretmek
Ehl-i Sünnete uygun bir din kitabını başkasına hediye edince bize de çok sevap olur.
Çünkü Hadis-i Şeriflerde buyuruluyor ki:
“Bir kimse amel etmese de, ilimden bir mesele öğrenirse, bin rekat [nafile] namazdan efdal olur. Eğer öğrendiği ilim ile amel eder veya bunu başkasına öğretirse hem bunun sevabını alır, hem de kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabını alır.” [Hatib]
“Din kardeşine, öğretilecek ilimden daha faziletli olan sadaka yoktur.” [İbni Neccar]
“En üstün sadaka, ilim öğrenmek, sonra da onu başkasına öğretmektir.” [İbni Mace]
Muteber bir kitap vermek de o ilmi başkasına öğretmek olur. İyiliğe vesile olan o iyiliği yapmış gibi sevap kazanır. Bunun aksi de, yani bozuk bir kitabı başkasına verip onun itikadını da bozmak çok veballidir. Bu sefer günaha ortak olur.
İki kat azap
Araf suresinde, “İki kat azap veriliyor” deniyor.
Tefsirlerde iki kat azaptan maksat şöyle bildiriliyor:
Hem kendi küfürlerinden dolayı, hem de başkalarını saptırdıklarından dolayı iki kat azap veriliyor. Onlara uyanlar da hem kâfir olduklarından, hem de sapık bir lideri körü körüne taklit ettiklerinden dolayı iki kat azaba maruz kalacaklardır. (Beydavi)
Allahü Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Müslüm Abacıoğlu
Yol gösteren yapan gibidir
Muhterem Kardeşlerim…
Kur’an-ı Kerimde mealen buyuruluyor ki:
“İyi ve kötü işe aracılık eden ondan bir pay alır. Allah her şeyin karşılığını verir.” [Nisa 85]
“Allah, zerre kadar iyiliğin sevabını da kat kat artırır ve ayrıca büyük mükafat verir.” [Nisa 40]
“Bir iyilik yapana on misli verilir; bir kötülük ise misli ile cezalandırılır; hiç kimseye haksızlık yapılmaz.” [Enam 160]
Peygamber Efendimizin bu konudaki Hadis-i Şeriflerinden bazıları şöyledir:
“Hayra delalet edene [yol gösterene], o hayrı işleyen kadar sevap verilir.” [Buhari]
“Hayra delalet eden [yol gösteren, önderlik eden], onu yapan gibidir.” [Ebu Ya’la]
“Kötülüğe delalet eden onu yapan gibidir.” [Deylemi]
“Doğuda biri öldürülür de, batıda olan buna razı olursa, öldürme günahına ortak olur.” [İ. Gazali]
“Dua edenle âmin diyen, Kur’an okuyanla dinleyen, hoca ile talebe sevapta ortaktır.” [Deylemi]
Bu Hadis-i Şeriflerden, iyi veya kötü bir işe aracılık edene, o işi yapan kadar sevap veya günah verileceği anlaşılmaktadır. Ancak aynı iyiliği yapan aynı sevaba kavuşamaz. İnsanların durumlarına göre de değişir. İhlasına ve imanının kuvvetine göre değişir. Gençlikte veya ihtiyarlıkta, rahat veya sıkıntılı durumlarda daha az veya daha çok sevap alır.
Hadis-i Şeriflerde buyuruluyor ki:
“Bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin bir avuç kadar arpa sadakasının sevabına kavuşamaz.” [Buhari]
“Fitne zamanında yapılan ibadet, benim yanıma hicret etmek gibi çok sevaptır.” [Müslim]
“Fitne fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışana yüz Şehid sevabı verilir!” [Hakim]
(Çünkü fitne fesat zamanında İslamiyet’e uymak, kâfirlerle savaşmak gibi güç olacaktır.)
“Rabbiniz, rahimdir. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir. Yapana, on mislinden 700 misli veya daha fazla sevap verir. Kötülük yapmak isteyip de yapmayana bir sevap, yaparsa bir günah yazar, dilerse onu affeder.” [Taberani]
Demek ki iyilik yapana veya iyiliğe aracı olana ondan yedi yüze kadar, hatta duruma göre daha çok sevap veriliyor.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:.
Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda, İslamiyet’in bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok üstün ve kıymetli olur. [Hele başka maniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak Allahü Teâlâ bilir.] Çünkü, engeller karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Engel olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. Bunun içindir ki, insanların yüksekleri, meleklerin yükseklerinden daha üstün olmuştur. Çünkü insan, engeller arasında ibadet ediyor. Melekler ise, engel olmadan emre itaat ediyor. Savaşta, askerin kıymeti artar ve savaşırken ufak bir hizmetleri, barış zamanındaki büyük gayretlerinden daha kıymetli olur. (3/35)
İlim öğrenmek ve öğretmek
Ehl-i Sünnete uygun bir din kitabını başkasına hediye edince bize de çok sevap olur.
Çünkü Hadis-i Şeriflerde buyuruluyor ki:
“Bir kimse amel etmese de, ilimden bir mesele öğrenirse, bin rekat [nafile] namazdan efdal olur. Eğer öğrendiği ilim ile amel eder veya bunu başkasına öğretirse hem bunun sevabını alır, hem de kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabını alır.” [Hatib]
“Din kardeşine, öğretilecek ilimden daha faziletli olan sadaka yoktur.” [İbni Neccar]
“En üstün sadaka, ilim öğrenmek, sonra da onu başkasına öğretmektir.” [İbni Mace]
Muteber bir kitap vermek de o ilmi başkasına öğretmek olur. İyiliğe vesile olan o iyiliği yapmış gibi sevap kazanır. Bunun aksi de, yani bozuk bir kitabı başkasına verip onun itikadını da bozmak çok veballidir. Bu sefer günaha ortak olur.
İki kat azap
Araf suresinde, “İki kat azap veriliyor” deniyor.
Tefsirlerde iki kat azaptan maksat şöyle bildiriliyor:
Hem kendi küfürlerinden dolayı, hem de başkalarını saptırdıklarından dolayı iki kat azap veriliyor. Onlara uyanlar da hem kâfir olduklarından, hem de sapık bir lideri körü körüne taklit ettiklerinden dolayı iki kat azaba maruz kalacaklardır. (Beydavi)
Allahü Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)