Bir kimse, yaşayan insanlardan iş, eş ve aş istiyor. Vefat eden evliya da ölü olmadığı için, onlardan da, böyle dünyalık şeyler istemek caiz olur mu? Gibi sorular zaman zaman bizlere ulaşıyor, hatta bazı toplumda bahsi geçince hemen itiraz edenler oluyor. Onun için bu konuda da yine Saadet-i Ebediye Tam İlmihal’den faydalanarak sizleri bilgilendirmeye çalışalım…
Efendim…
Vefat eden evliya zat, yaşayandan daha çok feyz verir, daha çok yardım eder. Şehitler ölü olmadığı gibi, peygamberler ve evliya zatlar da ölü değildir.
Yaşarken de, bir insana yapma gücünü veren, yürüten, konuşturan, iş yaptıran, Allahü Teâlâ’dır.
Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
“Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.” [Saffat 96]
Yaşayana bu gücü veren Allahü Teâlâ, vefat etmiş evliyasına niye veremesin ki? Ölüye iş yaptıran da Allahü Teâlâ’dır. Onun kudretinden şüphe etmek küfürdür. Kur’an-ı Kerimde, “Yardım ancak ve yalnız Allah’tandır” buyuruluyor. (Al-i İmran 126)
Terziye gideriz, bir elbise dik deriz. Ona bu gücü veren, elbette Allahü Teâlâ’dır.
Emlakçiye gideriz, bize kiralık bir ev bul veya satılık bir ev bul deriz. O da bulur, verir. Ona bu gücü veren, elbette Allahü Teâlâ’dır.
Doktora gideriz, tansiyonumuza bakar. Muayene eder, ilaç verir, gerekirse enjeksiyon yapar. Ona bu gücü veren, elbette Allahü Teâlâ’dır.
Vefat etmiş olan ama hakikatte ölü olmayan peygambere ve evliya zata giden kimsenin de, esas yaratıcının Allahü Teâlâ olduğunu bilerek, o kabirde yatan zattan yardım istemesi gayet normaldir. Çünkü veren, yaratan Allahü Teâlâ’dır. Hazret-i Mevlana, “Ben ölünce beni düşünün, imdadınıza yetişirim” buyurdu. Deylemi’nin bildirdiği, “Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı” Hadis-i Şerifi de, Allahü Teâlâ’nın izniyle, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir.
Allahü Teâlâ’nın kudretini inkâr eden, Allah ölüye iş yaptıramaz diyen kâfir olur.
Kabirden direkt yardım istenir
“Türbeye gidip direkt oradaki zattan yardım istemek şirk olur” deniyor.
Ölü diri herkesten yardım istenir. Ruh ölmez. Allahü Teâlâ dirilere yardım ettirdiği gibi ölülere de yardım ettirir. Hazret-i Hızır’ın ruhu çaresizlere yardım etmektedir. Eğer evliyayı yaratıcı biliyorsa, ister evden yardım istesin, ister kabrine gidip direkt istesin, fark etmez, şirk olur, ama hiçbir Müslüman zaten evliyayı yaratıcı bilmez. Evliyayı vasıta bilip evden veya direkt yanına gidip istemek, şirk olmaz.
Evliyanın diri veya ölü olması fark etmez. Hattâ ölünce, feyzi kesilmez, artar. (İrşad-üt-talibin)
Ölü veya diri Evliyadan yardım istemek, onları yaratıcı bilmek değildir. Bulut vasıtasıyla yağmur, ilaç içerek şifa ve silah kullanarak zafer beklemek, su için çeşmeye, ekmek için fırıncıya gitmek, hep Allah’tan istemek olur. Bunlar sebeptir. Rabbimiz, her şeyi sebeple yaratmaktadır. Bu sebeplere yapışmaya şirk denmez. Allahü Teâlâ’nın, Evliya zatların ruhlarına yardım etme kuvvetini verdiğini düşünüp, ruhlardan yardım beklemek caizdir. Onlar kabirde diridir. Ruhlarına keramet verilmiştir. Böyle inanana müşrik denemez. (F. Bilgiler)
Büyük bir zatın Allah’ın yardımına mazhar olduğunu, Rabbimizin her şeyi sebeple yarattığını, onun da bir sebep olduğunu düşünerek ondan yardım istemek, Allah’tan istemek olur. (Tahkik-ul-hakkıl-mübin)
Hadis-i Erbain’deki, “Bir işinizde sıkışıp bunalınca, kabirdekilerden yardım isteyin” ve Deylemi’nin bildirdiği, “Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı” Hadis-i Şerifleri de, Rabbimizin izniyle, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir. (M. Nasihat)
Allahü Teâlâ ümmeti Muhammed’in sıkıntılarını Hayat Bin Kays El Harrani hürmetine gidersin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Müslüm Abacıoğlu
Kabirden yardım istemek
Muhterem Kardeşlerim…
Bir kimse, yaşayan insanlardan iş, eş ve aş istiyor. Vefat eden evliya da ölü olmadığı için, onlardan da, böyle dünyalık şeyler istemek caiz olur mu? Gibi sorular zaman zaman bizlere ulaşıyor, hatta bazı toplumda bahsi geçince hemen itiraz edenler oluyor. Onun için bu konuda da yine Saadet-i Ebediye Tam İlmihal’den faydalanarak sizleri bilgilendirmeye çalışalım…
Efendim…
Vefat eden evliya zat, yaşayandan daha çok feyz verir, daha çok yardım eder. Şehitler ölü olmadığı gibi, peygamberler ve evliya zatlar da ölü değildir.
Yaşarken de, bir insana yapma gücünü veren, yürüten, konuşturan, iş yaptıran, Allahü Teâlâ’dır.
Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
“Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.” [Saffat 96]
Yaşayana bu gücü veren Allahü Teâlâ, vefat etmiş evliyasına niye veremesin ki? Ölüye iş yaptıran da Allahü Teâlâ’dır. Onun kudretinden şüphe etmek küfürdür. Kur’an-ı Kerimde, “Yardım ancak ve yalnız Allah’tandır” buyuruluyor. (Al-i İmran 126)
Terziye gideriz, bir elbise dik deriz. Ona bu gücü veren, elbette Allahü Teâlâ’dır.
Emlakçiye gideriz, bize kiralık bir ev bul veya satılık bir ev bul deriz. O da bulur, verir. Ona bu gücü veren, elbette Allahü Teâlâ’dır.
Doktora gideriz, tansiyonumuza bakar. Muayene eder, ilaç verir, gerekirse enjeksiyon yapar. Ona bu gücü veren, elbette Allahü Teâlâ’dır.
Vefat etmiş olan ama hakikatte ölü olmayan peygambere ve evliya zata giden kimsenin de, esas yaratıcının Allahü Teâlâ olduğunu bilerek, o kabirde yatan zattan yardım istemesi gayet normaldir. Çünkü veren, yaratan Allahü Teâlâ’dır. Hazret-i Mevlana, “Ben ölünce beni düşünün, imdadınıza yetişirim” buyurdu. Deylemi’nin bildirdiği, “Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı” Hadis-i Şerifi de, Allahü Teâlâ’nın izniyle, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir.
Allahü Teâlâ’nın kudretini inkâr eden, Allah ölüye iş yaptıramaz diyen kâfir olur.
Kabirden direkt yardım istenir
“Türbeye gidip direkt oradaki zattan yardım istemek şirk olur” deniyor.
Ölü diri herkesten yardım istenir. Ruh ölmez. Allahü Teâlâ dirilere yardım ettirdiği gibi ölülere de yardım ettirir. Hazret-i Hızır’ın ruhu çaresizlere yardım etmektedir. Eğer evliyayı yaratıcı biliyorsa, ister evden yardım istesin, ister kabrine gidip direkt istesin, fark etmez, şirk olur, ama hiçbir Müslüman zaten evliyayı yaratıcı bilmez. Evliyayı vasıta bilip evden veya direkt yanına gidip istemek, şirk olmaz.
Evliyanın diri veya ölü olması fark etmez. Hattâ ölünce, feyzi kesilmez, artar. (İrşad-üt-talibin)
Ölü veya diri Evliyadan yardım istemek, onları yaratıcı bilmek değildir. Bulut vasıtasıyla yağmur, ilaç içerek şifa ve silah kullanarak zafer beklemek, su için çeşmeye, ekmek için fırıncıya gitmek, hep Allah’tan istemek olur. Bunlar sebeptir. Rabbimiz, her şeyi sebeple yaratmaktadır. Bu sebeplere yapışmaya şirk denmez. Allahü Teâlâ’nın, Evliya zatların ruhlarına yardım etme kuvvetini verdiğini düşünüp, ruhlardan yardım beklemek caizdir. Onlar kabirde diridir. Ruhlarına keramet verilmiştir. Böyle inanana müşrik denemez. (F. Bilgiler)
Büyük bir zatın Allah’ın yardımına mazhar olduğunu, Rabbimizin her şeyi sebeple yarattığını, onun da bir sebep olduğunu düşünerek ondan yardım istemek, Allah’tan istemek olur. (Tahkik-ul-hakkıl-mübin)
Hadis-i Erbain’deki, “Bir işinizde sıkışıp bunalınca, kabirdekilerden yardım isteyin” ve Deylemi’nin bildirdiği, “Kabirdekiler olmasa, yeryüzündekiler yanardı” Hadis-i Şerifleri de, Rabbimizin izniyle, ölülerin dirilere yardım ettiğini göstermektedir. (M. Nasihat)
Allahü Teâlâ ümmeti Muhammed’in sıkıntılarını Hayat Bin Kays El Harrani hürmetine gidersin. (Amin)