Kutsal savunma mesleğini üstlenen biz avukatların, sayamayacağımız kadar sorunları vardır. Hukukun üstünlüğü, İnsan Hakları, Güvenlik soruşturması, Avukatın sağlık sorunları, Adliye Sorunları gibi daha saymakla bitmeyecek bir sürü sorunla iç içe yaşamaktayız. Bütün bunların yanında, mesleğe henüz ilk adımlarını atan stajyer avukatların ve genç avukatların saymakla bitmeyecek kadar meslekten kaynaklanan sorunları vardır.
Olmazsa olmaz denilen savunmanın temsilcileri biz avukatların; sisteme girişi, sistem içindeki kabul yerleri ve mesleğin icrasına yönelik koşullarda durumları hiç de iç açıcı değildir. Avukatlık mesleğine girişte zorunlu olan staja bakıldığında, avukat stajyerlerinin çoğu zaman hayatının çok önemli bir yılının boşta kalarak, pratik yapma ve öğrenme yerine, bildiklerini unutarak, mesleğe ilk adımlarını attıkları görülmektedir.
Türkiye’deki tüm illerdeki barolara kayıt yaptıran avukat stajyerleri, uzunca bir süre ilgili baro ortamına ve adliyeye uyum sorunu yaşamaktadır. Meslektaşlarımızın hukuk öğrenimi görürken, hukuk fakültesi dışında gerek adliyelerde gerekse hukuk bürolarında pratik yapmadıklarından dolayı, meslek ve mesleğe girişte yabancılık çekmekte, adeta damdan düşer hale gelmektedirler. Gördükleri lisans eğitimi daha yoğunluklu teorik olduğundan, uygulamanın içinde bir anda teorik eğitimleri pratiğe dökülemeyince, uzunca bir süre bir bocalama dönemi geçirilmektedir. Özellikle Adliye kısmında stajyer avukatlarla aktif olarak ilgilenen bir birim olmadığından, meslektaşlarımız bu dönemdeki eğitim süreçleri tamamen kalem memurlarının insafına kalmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra ciddi olarak hiçbir maddi kaynak ve yardımla desteklenmeyen stajyer avukatların, mesleğe adım atıkları bu dönemde, mesleği öğrenmenin zorluğunun yanında, maddi bakımdan da ciddi zorluklarla karşılaşılmaktadır. Mesleğe girişte alınan baro giriş aidatları, baro yıllık aidatları, ruhsat harç ve giderleri, ruhsat alındıktan sonra bir büro oluşturma masraf ve giderlerini çoğu zaman meslektaşlarımız borçlanarak ödemek zorunda kalmaktadır. Bu kadar zorluk karşısında, genç bir avukattan meslek ilklerine harfiyen uymasını beklemek boş ve aşırı iyimser bir beklenti olacaktır. Ekonomik zorluklar, meslektaşlarımızın meslek ilke ve değerlerine karşı maalesef zafiyetini de beraberinde getirmektedir.
Mesleğe yeni adım atmış bir stajyer avukatın, kısmen de olsa sorunları aşabilmesi için stajyerin stajının her aşamasındaki eğitim ve sorunlarına dâhil olacak, problemlerine sahip çıkacak, uyum sorunlarını en aza indirecek baro bünyesinde ve adalet komisyonu nezdinde birimlerin oluşturulması gerekir. Ancak bu şekilde meslek ilke ve değerleri ile donatılmış bir avukatın yetişmesine yardımcı olunabilinir.
Stajyer avukatın ekonomik sorunlarının kısmen de olsa aşılabilmesi için baro bütçesinden, belli oranda yardım yapılması gerekir. 1136 sayılı Avukatlık Yasasında buna dair düzenleme vardır. Baronun düzenlemiş olduğu tüm etkinliklerden stajyerin öncellikle ve bedelsiz istifade etmesi gerekir. Barolar tarafından çıkarılan tüm yayın, kitap ve broşürler stajyerler ücretsiz dağıtılmalıdır.
Avukatlık mesleğine yeni başlamış olan genç avukatların, mesleğe başladıkları ilk yıllarda ekonomik zorlukların belli ölçüde aşılabilmeleri, mesleki dayanışma ve meslek onuru, meslek ilke ve prestijini koruyabilmek için CMUK’tan doğan nöbetçi avukatlık müessesesi genç meslektaşlarımıza tahsis edilmelidir. CMUK’tan doğan mecburi müdafi görevi gerekirse ilk 5 yılını henüz doldurmayan avukatlara tahsisi için baroların genel kurulunda ilke kararlar alınmalıdır.
Hukuk Devleti olma yolunda önemli bir yer tutan avukatlık mesleğinin onurunu koruyabilme ve gereken dayanışmayı sağlama dileği ile…
Bu yazıyı daha mesleğimin ilk yıllarında yazmıştım. Yazının yazım tarihinden bu yanı 25 yıldan fazla bir süre geçti. Yani çeyrek asır sonra dönüm mesleğe giriş süreci ve mesleğin şu anki haline bakıldığında, pek bir şeyin değişmediğini görmek üzüntü verici olsa da umudumuz asla tükenmeyecektir. Çünkü yaptığımız iş savunma mesleği olduğundan Hukuk Devleti yolunda mücadelemiz var gücüyle sürmelidir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Murat Toprak
Başka bir başlangıç
Kutsal savunma mesleğini üstlenen biz avukatların, sayamayacağımız kadar sorunları vardır. Hukukun üstünlüğü, İnsan Hakları, Güvenlik soruşturması, Avukatın sağlık sorunları, Adliye Sorunları gibi daha saymakla bitmeyecek bir sürü sorunla iç içe yaşamaktayız. Bütün bunların yanında, mesleğe henüz ilk adımlarını atan stajyer avukatların ve genç avukatların saymakla bitmeyecek kadar meslekten kaynaklanan sorunları vardır.
Olmazsa olmaz denilen savunmanın temsilcileri biz avukatların; sisteme girişi, sistem içindeki kabul yerleri ve mesleğin icrasına yönelik koşullarda durumları hiç de iç açıcı değildir. Avukatlık mesleğine girişte zorunlu olan staja bakıldığında, avukat stajyerlerinin çoğu zaman hayatının çok önemli bir yılının boşta kalarak, pratik yapma ve öğrenme yerine, bildiklerini unutarak, mesleğe ilk adımlarını attıkları görülmektedir.
Türkiye’deki tüm illerdeki barolara kayıt yaptıran avukat stajyerleri, uzunca bir süre ilgili baro ortamına ve adliyeye uyum sorunu yaşamaktadır. Meslektaşlarımızın hukuk öğrenimi görürken, hukuk fakültesi dışında gerek adliyelerde gerekse hukuk bürolarında pratik yapmadıklarından dolayı, meslek ve mesleğe girişte yabancılık çekmekte, adeta damdan düşer hale gelmektedirler. Gördükleri lisans eğitimi daha yoğunluklu teorik olduğundan, uygulamanın içinde bir anda teorik eğitimleri pratiğe dökülemeyince, uzunca bir süre bir bocalama dönemi geçirilmektedir. Özellikle Adliye kısmında stajyer avukatlarla aktif olarak ilgilenen bir birim olmadığından, meslektaşlarımız bu dönemdeki eğitim süreçleri tamamen kalem memurlarının insafına kalmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra ciddi olarak hiçbir maddi kaynak ve yardımla desteklenmeyen stajyer avukatların, mesleğe adım atıkları bu dönemde, mesleği öğrenmenin zorluğunun yanında, maddi bakımdan da ciddi zorluklarla karşılaşılmaktadır. Mesleğe girişte alınan baro giriş aidatları, baro yıllık aidatları, ruhsat harç ve giderleri, ruhsat alındıktan sonra bir büro oluşturma masraf ve giderlerini çoğu zaman meslektaşlarımız borçlanarak ödemek zorunda kalmaktadır. Bu kadar zorluk karşısında, genç bir avukattan meslek ilklerine harfiyen uymasını beklemek boş ve aşırı iyimser bir beklenti olacaktır. Ekonomik zorluklar, meslektaşlarımızın meslek ilke ve değerlerine karşı maalesef zafiyetini de beraberinde getirmektedir.
Mesleğe yeni adım atmış bir stajyer avukatın, kısmen de olsa sorunları aşabilmesi için stajyerin stajının her aşamasındaki eğitim ve sorunlarına dâhil olacak, problemlerine sahip çıkacak, uyum sorunlarını en aza indirecek baro bünyesinde ve adalet komisyonu nezdinde birimlerin oluşturulması gerekir. Ancak bu şekilde meslek ilke ve değerleri ile donatılmış bir avukatın yetişmesine yardımcı olunabilinir.
Stajyer avukatın ekonomik sorunlarının kısmen de olsa aşılabilmesi için baro bütçesinden, belli oranda yardım yapılması gerekir. 1136 sayılı Avukatlık Yasasında buna dair düzenleme vardır. Baronun düzenlemiş olduğu tüm etkinliklerden stajyerin öncellikle ve bedelsiz istifade etmesi gerekir. Barolar tarafından çıkarılan tüm yayın, kitap ve broşürler stajyerler ücretsiz dağıtılmalıdır.
Avukatlık mesleğine yeni başlamış olan genç avukatların, mesleğe başladıkları ilk yıllarda ekonomik zorlukların belli ölçüde aşılabilmeleri, mesleki dayanışma ve meslek onuru, meslek ilke ve prestijini koruyabilmek için CMUK’tan doğan nöbetçi avukatlık müessesesi genç meslektaşlarımıza tahsis edilmelidir. CMUK’tan doğan mecburi müdafi görevi gerekirse ilk 5 yılını henüz doldurmayan avukatlara tahsisi için baroların genel kurulunda ilke kararlar alınmalıdır.
Hukuk Devleti olma yolunda önemli bir yer tutan avukatlık mesleğinin onurunu koruyabilme ve gereken dayanışmayı sağlama dileği ile…
Bu yazıyı daha mesleğimin ilk yıllarında yazmıştım. Yazının yazım tarihinden bu yanı 25 yıldan fazla bir süre geçti. Yani çeyrek asır sonra dönüm mesleğe giriş süreci ve mesleğin şu anki haline bakıldığında, pek bir şeyin değişmediğini görmek üzüntü verici olsa da umudumuz asla tükenmeyecektir. Çünkü yaptığımız iş savunma mesleği olduğundan Hukuk Devleti yolunda mücadelemiz var gücüyle sürmelidir.