Her yıl olduğu gibi, bu yıl da yılbaşının yaklaşmasıyla birlikte, %99’u Müslüman olan Türkiye’de, Hristiyan geleneklerinden biri olan Noel ve yılbaşı kutlamaları çeşitli medya araçlarıyla Müslüman topluma empoze edilmeye çalışılmaktadır. Dini inançlarımız açısından hoş görülmeyen bu kutlamalar, İslam’ın yasakladığı alkol, piyango ve şans oyunları gibi haram sayılan uygulamalarla iç içe geçmiş durumdadır.

35 yıldır Almanya’da yaşayan biri olarak, iki hafta önce Türkiye’de bulunduğum sırada bu durumu yakından gözlemleme fırsatı buldum. İlginçtir ki, Hristiyanların çoğunlukta olduğu Almanya’da bile süslenen ağaçlar bu denli yaygın değilken, Türkiye’de bu kutlama şekilleri adeta normalleştirilmiş durumda. Müslüman bir birey, kimseye özenmek yerine, ilmiyle, irfanıyla, yüksek ahlakıyla ve yaşam şekliyle herkese örnek olmalıdır. Ancak, yılbaşı kutlamalarının yaygınlaşması ve adeta toplumsal norm haline gelmesi, tehlikeli bir gidişatın habercisidir.

Peygamber Efendimiz (SAV), “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır” (Ebû Dâvûd, Libâs, 4/4031) buyurmuştur. Bu hadis-i şerif, bizlere kimliğimizi ve değerlerimizi koruma noktasında açık bir rehber sunmaktadır. Hristiyan adetlerinden olan bu tür kutlamalara özenmek, İslam’ın bize sunduğu yaşam biçiminden uzaklaşmamıza neden olabilir.

Toplum olarak, kültürel ve dini değerlerimizi muhafaza etmek, bizi biz yapan öğelere sıkı sıkıya sarılmak zorundayız. Modernleşme adına her gelenek ve göreneği kabullenmek, bizi köklerimizden koparabilir. Bu nedenle, yılbaşı kutlamalarının arka planını ve Müslüman toplumlar üzerindeki etkisini bir kez daha düşünmek, değerlendirmek ve doğru bir yol çizmek hepimizin sorumluluğudur.