Bu toprakların en büyük gücü, farklılıkların içinde saklı olan kardeşlik ruhudur. Ancak son zamanlarda, bizleri ayrıştırmaya çalışan söylemler ve tavırlarla karşı karşıya kalıyoruz. Alevi-Sünni, Kürt-Türk, sağcı-solcu… Bu etiketler, bizi birbirimizden uzaklaştırmak için kullanılan birer araç olmamalı. Eğer bu ayrışmaların esiri olursak, kışın ortasında ne sığınacak bir yerimiz kalır ne de sıcak bir tabak yemeği paylaşacak bir dostumuz.

Unutmamalıyız ki, bu coğrafyada bizim bizden başka kimsemiz yok. Her Kürt’ün bir Türk dostu, her Sünni’nin bir Alevi arkadaşı, her sağcının solcu bir dostu mutlaka vardır. Çünkü ortak paydamız insanlığımız, komşuluğumuz ve vatan sevgimizdir. Eğer birbirimize tahammül edemezsek, birbirimizi sevip sahip çıkmazsak, bu vatan elden giderse bize kim sahip çıkar?

Artık ideolojik düşüncelerimizi bir kenara bırakma, birbirimize dostça, kardeşçe bakma zamanı geldi. Komşumuzu, arkadaşımızı, iş arkadaşımızı etiketlere göre değil, insan olarak görmeliyiz. Zira bu topraklar, birliğini ve beraberliğini koruyabildiği ölçüde güçlü kalacaktır.

Unutmayalım ki, bir tane Türkiye var ve başka gidecek bir yerimiz yok. Allah, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara fırsat vermesin. Biz birlikte güzeliz ve ancak birlik olursak bu güzel vatanı geleceğe taşıyabiliriz. Şimdi birbirimize sarılma, hoşgörüyle yaklaşma ve kenetlenme zamanı.