Ürkütücü bir paradoks, sosyal sorunların adli vakalarla giderek kangrenleştiği bir ülkede, toplumu bir taraftan kaygılandırıyor, diğer taraftan da büyük bir tehdidin giderek büyüdüğüne işaret ediyor...
Sanki bizim ülkemizde kan davası, arazi kavgaları, töre cinayetleri; PKK-IŞİD-Hizbullah-El Kaide'nin cinayetleri az geliyordu da, dışarıdan gelenlerin yarattığı şiddet de vahşet olaylarını artık seri hale getiriyor...
Dünyanın kaç ülkesinde şiddete meyilli gruplar adeta ithal edilircesine sokaklara salınır diye soracağız ama bu sorunun da anlamını yitirdiği, hem Türkiye'de, hem de Avrupa'daki olaylardan giderek çok net anlaşılıyor...
Avrupa Birliği istediği kadar büyük kaynaklar ayırarak sığınmacıların Türkiye sınırı dışına çıkmasını engellemeye çalışsın ama gümrükler, tel örgüleri ve güvenlik önlemleri de istilacı güçleri artık engelleyemiyor...
Libya ile Lübnan, Suriye'den gelen sığınmacıları kamyonlara bindirerek ülkelerine geri gönderirken, Türkiye ve Avrupa bu konuda büyük çaresizlik içinde, hem de kanlı olaylarla bocalamaya devam ediyor...
Son aylarda vize krizini de tetikleyen kaçaklar sadece Avrupa'da sosyal sorunlara yol açmıyor, toplum için giderek büyük bir tehdit de oluşturuyor...
İşte Rusya bir yandan Ukrayna ile savaş halindeyken, diğer taraftan da kaçaklarla uğraşıyor...
Rus istihbarat birimleri yasa dışı göçmenleri yakalayarak kendi ülkelerine göndermeye başlamış...
Özellikle Aleksander Dugin'in kızı Derya Dugina'ya yapılan suikast ve Moskova'da bomba taşıyan insansız hava araçlarıyla yapılan terör saldırıları, kaçaklara yönelik operasyonların sıklaştırılmasına yol açmış...
Yunanistan'da ise kayıp Polonyalı kadın Anastasia Rubińska'nın çıplak ve ölü bedeni bir çantaya gizlenmiş ve üzeri dallarla kaplı halde bulunmuş...
Yunan polisi, ülkede panik yaratan Pakistanlı ve Bangladeşli dört göçmeni tutuklamış...
Fransa'da çocukları ve yetişkinleri bıçaklayan 31 yaşındaki bir Suriyeli, Lyon yakınlarındaki bir tesise sevk edilmiş... Savcılık, sığınmacıya yönelik altı cinayet teşebbüsünü de soruşturuyormuş...
25 Ocak’ta Avusturya’nın Steiermark eyaletinde 34 yaşında bir kadın öldürülmüş, biri Afgan uyruklu 2 kişi tutuklanmış... Avusturya bu cinayetin ardından sığınmacı konusuna odaklanmış...
TÜRKLERE KARŞI ŞİDDET...
El-Kaide ve IŞİD'in Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde geçmiş yıllarda, patlayıcılarla, kamyonlarla ve uzun namlulu silahlarla gerçekleştirdiği toplu katliamların korkusu bitmezken, Avrupa'nın bu kez sığınmacıların bireysel şiddet olayları ile sarsılması dikkatleri ister istemez Türkiye'ye çekiyor...
Türkiye sadece Suriye'den değil, İran, Afganistan ve çevresinden yurda giren kaçakların Avrupa'ya çıkış kapısı olarak kullanılıyor...
Ancak kaçakların Türkiye'de karıştıkları olaylar Avrupa'da yaşananların en az 100 katı...
Suriyeli, Pakistanlı, İranlı ve Afgan kaçakların son 11 yıl içerisinde karıştıkları olayların yüzde 300 civarında arttığı resmî kaynaklara yansımış...
İranlı'sı, Suriyeli'si ve Afganı, son 11 yılda işkenceden kafa kesmeye kadar yüzlerce olaya karıştı, onlarca kurban aldı... Kurbanlar arasında 16 yaşında çocuklar da var, genç kızlar da...
Ankara'dan Trakya'ya Urfa'dan Karadeniz'e, İzmir'den Marmara'ya kadar kaçakların hırsızlık, gasp, suikast, taciz, tecavüz, cinayet gibi karışmadıkları suç kalmamış...
Türkiye'de her yıl kaçakların karıştığı en az 5 bin suç tespit ediliyor.
Son olaylar da dehşet verici;
Örneğin; Türk kızı Adanur Uzkul'un katili Suriyeli Abdurrahman Hamo'ydu...
Bir Suriyeli kaçak tarafından hunharca katledilen Batuhan Barlak’ın cinayet davası da geçen hafta görüldü...
Geçtiğimiz hafta Antalya'da, Serik Ülkü Ocaklarında bir Suriyeli tarafından vurulan 26 yaşındaki Ahmet Akkurt da öldü...
ÇETELERİN KATLİAMLARI...
Sığınmacı adı altındaki kaçaklar, sadece Türklere karşı giriştikleri vahşi cinayetler, taciz, tecavüz ve gasp olayları ile gündeme gelmiyorlar...
Özellikle Suriye ve Afganlar'dan oluşan çeteler sadece kendi aralarında giriştikleri rant kavgalarında, sokaklarda tabancalar, pompalı tüfekler, satırlar ve hatta kılıçlarla birbirine saldırmıyorlar, aynı zamanda vahşice katliamlara girişmekten de kaçınmıyorlar;
10 Kasım 2022'de Ankara'nın Altındağ ilçesine bağlı Örnek Mahallesi'ndeki bir evde Afgan uyruklu 5 kişiyi öldüren
Mohammad Omar Yusufi (23) Afganistan'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi...
14 Mart’ta Eskişehir'de İran uyruklu Reza Feyza, oturduğu evde, kentte kâğıt toplayan Afganistan uyruklu 4 kişi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. 6 Afgan gözaltına alındı...
Kahramanmaraş'ta Suriyeliler arasında çıkan borç-alacak kavgasında Suriyeli Ahmet S., Alaa Alsaid ile oğlu Alaaddin'i öldürdü, 1 kişiyi de yaraladı.
İşte son olay da dehşet verici;
İzmir Bayraklı'da bir evde, Türkmenistanlı dört kişinin cansız bedenleri derin dondurucuda bulundu...
Cinayetlerin faili, Türkmenistanlı S.H. yakalandı.
İzmir Valiliği, zanlının cinayetleri kıskançlık sebebiyle işlediğini söylediğini açıkladı...
Gaziantep'te kayınbiraderi Hasan El Melle'yi boğazını keserek öldüren Suriyeli Muhammed El M. "Savaş var gidemeyiz" dediği Suriye'ye kaçmaya çalışırken yakalandı...
Cinayet sebebi, Muhammed'in kayınbiraderinin karısı ile aşk yaşamasıymış...
İstanbul'da kucağında bebeğiyle yürüdüğü sırada başından tabanca ile vurulan Suriyeli Hatice Haji'nin cinayet şüphelisi erkek kardeşi Arif Haji de Suriye sınırında yakalandı...
Evet; iki ucu da keskin bir bıçağı andıran kaçak sığınmacılar meselesi artık sadece Türkiye için değil, Avrupa için de giderek kangrenleşmiş bir girdaba dönüşüyor...
İşin tuhaf tarafı ise, her an yeni bir olaya karışan sığınmacıların başka grupları her gün Afganistan, Suriye ve çevresinden kaçak yollarla Türkiye'ye girmeye devam ediyor... Bu konuda her gün internete videolar yansıyor...
Peki; Libya'dan Lübnan'a, oradan Rusya'ya kadar birçok ülke kaçaklara karşı operasyonları yoğunlaştırırken, Türkiye istilaya ve de teröre dönüşen bu pervasızlığa daha ne kadar izin verecek?..
Devlet 14 Mayıs seçimleri öncesinde de büyük tartışmaya yol açan bu sorun karşısında niçin susmaya devam ediyor?..
İşte Hüseyin Şahin adlı bir Twitter kullanıcısının, kaçakların yarattığı kaotik manzarayı özetlediği aşağıdaki paylaşımı da toplumun sabrının iyice tükendiğine işaret ediyor; "Suriyeli dilenci çeteleri,
Suriyeli fuhuş çeteleri,
Suriyeli hırsızlık ve gasp çeteleri,
Suriyeli kaçakçılık çeteleri,
Suriyeli dolandırıcılık çeteleri...
Cinayet, yaralama, taciz ve tecavüz vakaları...
Gel de bu vahşiler arasında, huzur ve güven içinde yaşa."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mehmet Faraç
"Kaçak" bıçağın iki yüzü!!!
Ürkütücü bir paradoks, sosyal sorunların adli vakalarla giderek kangrenleştiği bir ülkede, toplumu bir taraftan kaygılandırıyor, diğer taraftan da büyük bir tehdidin giderek büyüdüğüne işaret ediyor...
Sanki bizim ülkemizde kan davası, arazi kavgaları, töre cinayetleri; PKK-IŞİD-Hizbullah-El Kaide'nin cinayetleri az geliyordu da, dışarıdan gelenlerin yarattığı şiddet de vahşet olaylarını artık seri hale getiriyor...
Dünyanın kaç ülkesinde şiddete meyilli gruplar adeta ithal edilircesine sokaklara salınır diye soracağız ama bu sorunun da anlamını yitirdiği, hem Türkiye'de, hem de Avrupa'daki olaylardan giderek çok net anlaşılıyor...
Avrupa Birliği istediği kadar büyük kaynaklar ayırarak sığınmacıların Türkiye sınırı dışına çıkmasını engellemeye çalışsın ama gümrükler, tel örgüleri ve güvenlik önlemleri de istilacı güçleri artık engelleyemiyor...
Libya ile Lübnan, Suriye'den gelen sığınmacıları kamyonlara bindirerek ülkelerine geri gönderirken, Türkiye ve Avrupa bu konuda büyük çaresizlik içinde, hem de kanlı olaylarla bocalamaya devam ediyor...
Son aylarda vize krizini de tetikleyen kaçaklar sadece Avrupa'da sosyal sorunlara yol açmıyor, toplum için giderek büyük bir tehdit de oluşturuyor...
İşte Rusya bir yandan Ukrayna ile savaş halindeyken, diğer taraftan da kaçaklarla uğraşıyor...
Rus istihbarat birimleri yasa dışı göçmenleri yakalayarak kendi ülkelerine göndermeye başlamış...
Özellikle Aleksander Dugin'in kızı Derya Dugina'ya yapılan suikast ve Moskova'da bomba taşıyan insansız hava araçlarıyla yapılan terör saldırıları, kaçaklara yönelik operasyonların sıklaştırılmasına yol açmış...
Yunanistan'da ise kayıp Polonyalı kadın Anastasia Rubińska'nın çıplak ve ölü bedeni bir çantaya gizlenmiş ve üzeri dallarla kaplı halde bulunmuş...
Yunan polisi, ülkede panik yaratan Pakistanlı ve Bangladeşli dört göçmeni tutuklamış...
Fransa'da çocukları ve yetişkinleri bıçaklayan 31 yaşındaki bir Suriyeli, Lyon yakınlarındaki bir tesise sevk edilmiş... Savcılık, sığınmacıya yönelik altı cinayet teşebbüsünü de soruşturuyormuş...
25 Ocak’ta Avusturya’nın Steiermark eyaletinde 34 yaşında bir kadın öldürülmüş, biri Afgan uyruklu 2 kişi tutuklanmış... Avusturya bu cinayetin ardından sığınmacı konusuna odaklanmış...
TÜRKLERE KARŞI ŞİDDET...
El-Kaide ve IŞİD'in Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde geçmiş yıllarda, patlayıcılarla, kamyonlarla ve uzun namlulu silahlarla gerçekleştirdiği toplu katliamların korkusu bitmezken, Avrupa'nın bu kez sığınmacıların bireysel şiddet olayları ile sarsılması dikkatleri ister istemez Türkiye'ye çekiyor...
Türkiye sadece Suriye'den değil, İran, Afganistan ve çevresinden yurda giren kaçakların Avrupa'ya çıkış kapısı olarak kullanılıyor...
Ancak kaçakların Türkiye'de karıştıkları olaylar Avrupa'da yaşananların en az 100 katı...
Suriyeli, Pakistanlı, İranlı ve Afgan kaçakların son 11 yıl içerisinde karıştıkları olayların yüzde 300 civarında arttığı resmî kaynaklara yansımış...
İranlı'sı, Suriyeli'si ve Afganı, son 11 yılda işkenceden kafa kesmeye kadar yüzlerce olaya karıştı, onlarca kurban aldı... Kurbanlar arasında 16 yaşında çocuklar da var, genç kızlar da...
Ankara'dan Trakya'ya Urfa'dan Karadeniz'e, İzmir'den Marmara'ya kadar kaçakların hırsızlık, gasp, suikast, taciz, tecavüz, cinayet gibi karışmadıkları suç kalmamış...
Türkiye'de her yıl kaçakların karıştığı en az 5 bin suç tespit ediliyor.
Son olaylar da dehşet verici;
Örneğin; Türk kızı Adanur Uzkul'un katili Suriyeli Abdurrahman Hamo'ydu...
Bir Suriyeli kaçak tarafından hunharca katledilen Batuhan Barlak’ın cinayet davası da geçen hafta görüldü...
Geçtiğimiz hafta Antalya'da, Serik Ülkü Ocaklarında bir Suriyeli tarafından vurulan 26 yaşındaki Ahmet Akkurt da öldü...
ÇETELERİN KATLİAMLARI...
Sığınmacı adı altındaki kaçaklar, sadece Türklere karşı giriştikleri vahşi cinayetler, taciz, tecavüz ve gasp olayları ile gündeme gelmiyorlar...
Özellikle Suriye ve Afganlar'dan oluşan çeteler sadece kendi aralarında giriştikleri rant kavgalarında, sokaklarda tabancalar, pompalı tüfekler, satırlar ve hatta kılıçlarla birbirine saldırmıyorlar, aynı zamanda vahşice katliamlara girişmekten de kaçınmıyorlar;
10 Kasım 2022'de Ankara'nın Altındağ ilçesine bağlı Örnek Mahallesi'ndeki bir evde Afgan uyruklu 5 kişiyi öldüren
Mohammad Omar Yusufi (23) Afganistan'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi...
14 Mart’ta Eskişehir'de İran uyruklu Reza Feyza, oturduğu evde, kentte kâğıt toplayan Afganistan uyruklu 4 kişi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. 6 Afgan gözaltına alındı...
Kahramanmaraş'ta Suriyeliler arasında çıkan borç-alacak kavgasında Suriyeli Ahmet S., Alaa Alsaid ile oğlu Alaaddin'i öldürdü, 1 kişiyi de yaraladı.
İşte son olay da dehşet verici;
İzmir Bayraklı'da bir evde, Türkmenistanlı dört kişinin cansız bedenleri derin dondurucuda bulundu...
Cinayetlerin faili, Türkmenistanlı S.H. yakalandı.
İzmir Valiliği, zanlının cinayetleri kıskançlık sebebiyle işlediğini söylediğini açıkladı...
Gaziantep'te kayınbiraderi Hasan El Melle'yi boğazını keserek öldüren Suriyeli Muhammed El M. "Savaş var gidemeyiz" dediği Suriye'ye kaçmaya çalışırken yakalandı...
Cinayet sebebi, Muhammed'in kayınbiraderinin karısı ile aşk yaşamasıymış...
İstanbul'da kucağında bebeğiyle yürüdüğü sırada başından tabanca ile vurulan Suriyeli Hatice Haji'nin cinayet şüphelisi erkek kardeşi Arif Haji de Suriye sınırında yakalandı...
Evet; iki ucu da keskin bir bıçağı andıran kaçak sığınmacılar meselesi artık sadece Türkiye için değil, Avrupa için de giderek kangrenleşmiş bir girdaba dönüşüyor...
İşin tuhaf tarafı ise, her an yeni bir olaya karışan sığınmacıların başka grupları her gün Afganistan, Suriye ve çevresinden kaçak yollarla Türkiye'ye girmeye devam ediyor... Bu konuda her gün internete videolar yansıyor...
Peki; Libya'dan Lübnan'a, oradan Rusya'ya kadar birçok ülke kaçaklara karşı operasyonları yoğunlaştırırken, Türkiye istilaya ve de teröre dönüşen bu pervasızlığa daha ne kadar izin verecek?..
Devlet 14 Mayıs seçimleri öncesinde de büyük tartışmaya yol açan bu sorun karşısında niçin susmaya devam ediyor?..
İşte Hüseyin Şahin adlı bir Twitter kullanıcısının, kaçakların yarattığı kaotik manzarayı özetlediği aşağıdaki paylaşımı da toplumun sabrının iyice tükendiğine işaret ediyor;
"Suriyeli dilenci çeteleri,
Suriyeli fuhuş çeteleri,
Suriyeli hırsızlık ve gasp çeteleri,
Suriyeli kaçakçılık çeteleri,
Suriyeli dolandırıcılık çeteleri...
Cinayet, yaralama, taciz ve tecavüz vakaları...
Gel de bu vahşiler arasında, huzur ve güven içinde yaşa."