Demirel'in, "Siyasette 24 saat çok uzun süredir" şeklindeki o meşhur saptamasının ne kadar haklı olduğunu gösteren o kadar şaşırtıcı olaylar yaşandı ki, tüm Türkiye sarsıldıkça sarsıldı...
Daha geçen hafta Millet İttifakı'nı oluşturan 6 parti arasında hiçbir sorun yokmuş gibi görünüyordu...
İttifak üyelerinin cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlıkları bölüşmesi, milletvekili dağılımı konuşuluyor, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusundaki beklentiler ise iyice öne çıkıyordu...
Ancak bir anda hiç kimsenin beklemediği bir olay yaşandı ve ittifak içinde esen fırtına masanın bir ayağının çökmesine yol açtı...
İYİ Parti lideri Meral Akşener, oldukça dikkatle yazılmış, şaşırtıcı bir metinle toplum karşısına çıktı ve ittifakın artık milletin beklentilerine cevap verecek durumdan uzaklaştığını söyledi...
Belli ki diğer 4 parti Kılıçdaroğlu'nun adaylığında birleşmiş, ancak Akşener "yeniden anket yapalım" diye karşı çıkmıştı...
İttifak gerilimi Türkiye'nin AKP'den kurtulacağı şeklinde, aylardır büyütülen bir umudun ortasına adeta bomba gibi düşerken, bu gelişmeyi "Akşener'in kafasında bir plan olmazsa, masadan bu kadar kolay çekilmezdi" şeklinde değerlendirmiştim...
Kimi kesimler ise İYİ Parti'nin bu krizde büyük darbe alacağını konuşurken, ittifaka onun yerine HDP'nin gireceği şeklindeki tartışmalar da "millet" uğruna oluşturulan yapının, iki tarafı keskin bir bıçak üzerinde sürükleneceği şeklinde algılanmıştı...
İşte bu süreçte, İYİ Parti olmadan ittifakın ne kadar başarılı olabileceği de tartışılırken, karşılıklı restleşmeler devam etti...
Ve tam da Millet İttifakı'nın 5 parti tarafından yoluna devam edeceği beklentisine girilmişken, önceki gece Kılıçdaroğlu-Yavaş-İmamoğlu üçgeninde yapılan toplantılar dün sabaha gelindiğinde; Akşener'in "yeni bir plan"ı CHP'ye ulaştırılmasıyla hem kriz duraksadı, hem de yeni bir sayfa açıldı...
Yani Akşener'in masadan çekilmesi ne kadar sarsıcı bir sürpriz olduysa, Kılıçdaroğlu'na iki belediye başkanı aracılığıyla gönderdiği yeni yol haritası da bir o kadar şaşırtıcı oldu...
İmamoğlu ve Yavaş'ın Akşener'le beş dakika süren görüşmesinin hemen ardından İYİ Parti önünde yaptıkları açıklamalar da oldukça dikkat çekiciydi!..
Hele de Mansur Yavaş'ın, "Bizler Millet İttifakı'nın belediye başkanlarıyız" demesi, hem iki başkanın Akşener'le olan diyaloglarının öyle zannedildiği gibi kesintiye uğramadığının, hem de çekişmenin baştan beri satranç hamleleri olduğunun işaretiydi!!!
ZİRVEDE GÜÇ KAZANMAK!..
Evet; son gelişmeler, Millet İttifakı'na 4 gün önce bomba gibi düşen ve büyük çatlağa yol açan anlaşmazlığın öyle zannedildiği gibi, Akşener'in "Ben artık oynamıyorum, masadan kalkıyorum şeklinde" basit ve sıradan yorumlanabilecek bir girişimi olmadığını ortaya çıkardı...
Akşener'in Kılıçdaroğlu'na sunduğu İmamoğlu ve Yavaş'ın icracı cumhurbaşkanlığı yardımcılığı önerisi, son siyasi kaosun içerisinde aslında büyük anlamlar ifade ediyor...
İYİ Parti lideri belli ki, kendi çabasıyla da seçilen iki belediye başkanını Kılıçdaroğlu'nun yanına yerleştirerek hem kendine, hem de ittifak içerisindeki gücüne yeni bir konum kazandırmak istiyor...
Akşener; eğer seçilirse Kılıçdaroğlu'nun sağına ve soluna kendi önerisiyle iki belediye başkanını yerleştirerek bir yandan CHP'nin (oy oranı açısından) öncelikli hakimiyetini kontrol altında tutmak istiyor, diğer taraftan da "onları biz seçtirdik, ittifakın asıl konumunu da biz belirleriz" şeklinde, İYİ Parti'nin gücünü etkili bir pozisyona yerleştirmeye çalışıyor...
Siyasette dört gün içerisinde yaşanan olayların son 20 yıldaki bütün politik çalkantıları bir tarafa attığını gösteren gelişmeler elbette yeni bir strateji olabilir ama, planın nasıl uygulanacağı da ittifak görüşmelerinin "gidişatı"yla ortaya çıkacak...
Daha önce Avrupa'da da denendiği ortaya çıkan hem belediye başkanı, hem cumhurbaşkanı yardımcılığı sisteminin yasal engeller aşılarak Türkiye'de nasıl uygulanacağı konusu bir tarafa da, ittifak içerisindeki çekişmeler acaba bunlarla mı sınırlı kalır sorusu da elbette herkesi düşündürüyor... Başkanlar için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı sistemi uygulanabilir mi, bunun için Meclis'te çoğunluk sağlanabilir mi, ya da İmamoğlu ve Yavaş 2024'teki yerel seçimlerin ardından mı görevlendirilir tartışmalarını daha sonraya bırakalım...
Çünkü hem parlamenter sisteme dönüş, hem bakanlık bölüşümü, hem de CHP örgütlerini ciddi biçimde rahatsız edecek olan milletvekili dağılımı tartışmalarının yol açacağı olası gerginlikler de unutulmamalı...
AKŞENER'İN SATRANCI VE KAİDE!..
Evet; dün akşama doğru ittifak içerisinde yeni bir yol haritası gündeme gelince, Meral Akşener, Saadet Partisi'ne giderek
Altılı Masa toplantısına yeniden katıldı...
Millet İttifakı içerisinde iki belediye başkanından birinin aday gösterilmesi üzerinden başlayan ve AKP karşıtı kitlelerin umudunu sarsan çekişme, Yavaş-İmamoğlu ikilisi üzerinden (yeni bir mevziyle) şimdilik durdurulurken, ittifakın tamamen pürüzsüz yola devam edip etmeyeceğini zaman gösterecek...
Asıl sorular ise çok düşündürücüdür;
Bir planı olmadan elbette masadan çekileceği düşünülemeyecek olan Akşener, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına engel olamayacağını görünce İmamoğlu ve Yavaş'la ilgili stratejiyi çok daha önceden mi tasarlamıştı?..
Geri çekilerek ve daha güçlü biçimde taarruz ederek yeni bir mevzi kazanmayı aylar önce mi planlamıştı Akşener?..
O halde cumhurbaşkanlığı yardımcılığı meselesi ittifak açısından ve yasal olarak çözülürse, hele de Kılıçdaroğlu seçilirse tıpkı 2019 yerel seçiminde olduğu gibi Akşener "cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda da biz etkili olduk" diyerek, partisini daha sağlam bir kaideye oturtacağını mı düşünüyor?..
Hem bu soruların yanıtını, hem de Akşener'in bu çok tehlikeli satrançta oy açısından zarar görüp görmediğini Altılı Masa'nın "seçim protokolü" ve 14 Mayıs sandığının sonuçları gösterecek...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Faraç
Mevzi savaşının asıl sonu!..
Mevzi savaşının asıl sonu!..
Siyaset nelere kadir bu ülkede?..
Demirel'in, "Siyasette 24 saat çok uzun süredir" şeklindeki o meşhur saptamasının ne kadar haklı olduğunu gösteren o kadar şaşırtıcı olaylar yaşandı ki, tüm Türkiye sarsıldıkça sarsıldı...
Daha geçen hafta Millet İttifakı'nı oluşturan 6 parti arasında hiçbir sorun yokmuş gibi görünüyordu...
İttifak üyelerinin cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlıkları bölüşmesi, milletvekili dağılımı konuşuluyor, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusundaki beklentiler ise iyice öne çıkıyordu...
Ancak bir anda hiç kimsenin beklemediği bir olay yaşandı ve ittifak içinde esen fırtına masanın bir ayağının çökmesine yol açtı...
İYİ Parti lideri Meral Akşener, oldukça dikkatle yazılmış, şaşırtıcı bir metinle toplum karşısına çıktı ve ittifakın artık milletin beklentilerine cevap verecek durumdan uzaklaştığını söyledi...
Belli ki diğer 4 parti Kılıçdaroğlu'nun adaylığında birleşmiş, ancak Akşener "yeniden anket yapalım" diye karşı çıkmıştı...
İttifak gerilimi Türkiye'nin AKP'den kurtulacağı şeklinde, aylardır büyütülen bir umudun ortasına adeta bomba gibi düşerken, bu gelişmeyi "Akşener'in kafasında bir plan olmazsa, masadan bu kadar kolay çekilmezdi" şeklinde değerlendirmiştim...
Kimi kesimler ise İYİ Parti'nin bu krizde büyük darbe alacağını konuşurken, ittifaka onun yerine HDP'nin gireceği şeklindeki tartışmalar da "millet" uğruna oluşturulan yapının, iki tarafı keskin bir bıçak üzerinde sürükleneceği şeklinde algılanmıştı...
İşte bu süreçte, İYİ Parti olmadan ittifakın ne kadar başarılı olabileceği de tartışılırken, karşılıklı restleşmeler devam etti...
Ve tam da Millet İttifakı'nın 5 parti tarafından yoluna devam edeceği beklentisine girilmişken, önceki gece Kılıçdaroğlu-Yavaş-İmamoğlu üçgeninde yapılan toplantılar dün sabaha gelindiğinde; Akşener'in "yeni bir plan"ı CHP'ye ulaştırılmasıyla hem kriz duraksadı, hem de yeni bir sayfa açıldı...
Yani Akşener'in masadan çekilmesi ne kadar sarsıcı bir sürpriz olduysa, Kılıçdaroğlu'na iki belediye başkanı aracılığıyla gönderdiği yeni yol haritası da bir o kadar şaşırtıcı oldu...
İmamoğlu ve Yavaş'ın Akşener'le beş dakika süren görüşmesinin hemen ardından İYİ Parti önünde yaptıkları açıklamalar da oldukça dikkat çekiciydi!..
Hele de Mansur Yavaş'ın, "Bizler Millet İttifakı'nın belediye başkanlarıyız" demesi, hem iki başkanın Akşener'le olan diyaloglarının öyle zannedildiği gibi kesintiye uğramadığının, hem de çekişmenin baştan beri satranç hamleleri olduğunun işaretiydi!!!
ZİRVEDE GÜÇ KAZANMAK!..
Evet; son gelişmeler, Millet İttifakı'na 4 gün önce bomba gibi düşen ve büyük çatlağa yol açan anlaşmazlığın öyle zannedildiği gibi, Akşener'in "Ben artık oynamıyorum, masadan kalkıyorum şeklinde" basit ve sıradan yorumlanabilecek bir girişimi olmadığını ortaya çıkardı...
Akşener'in Kılıçdaroğlu'na sunduğu İmamoğlu ve Yavaş'ın icracı cumhurbaşkanlığı yardımcılığı önerisi, son siyasi kaosun içerisinde aslında büyük anlamlar ifade ediyor...
İYİ Parti lideri belli ki, kendi çabasıyla da seçilen iki belediye başkanını Kılıçdaroğlu'nun yanına yerleştirerek hem kendine, hem de ittifak içerisindeki gücüne yeni bir konum kazandırmak istiyor...
Akşener; eğer seçilirse Kılıçdaroğlu'nun sağına ve soluna kendi önerisiyle iki belediye başkanını yerleştirerek bir yandan CHP'nin (oy oranı açısından) öncelikli hakimiyetini kontrol altında tutmak istiyor, diğer taraftan da "onları biz seçtirdik, ittifakın asıl konumunu da biz belirleriz" şeklinde, İYİ Parti'nin gücünü etkili bir pozisyona yerleştirmeye çalışıyor...
Siyasette dört gün içerisinde yaşanan olayların son 20 yıldaki bütün politik çalkantıları bir tarafa attığını gösteren gelişmeler elbette yeni bir strateji olabilir ama, planın nasıl uygulanacağı da ittifak görüşmelerinin "gidişatı"yla ortaya çıkacak...
Daha önce Avrupa'da da denendiği ortaya çıkan hem belediye başkanı, hem cumhurbaşkanı yardımcılığı sisteminin yasal engeller aşılarak Türkiye'de nasıl uygulanacağı konusu bir tarafa da, ittifak içerisindeki çekişmeler acaba bunlarla mı sınırlı kalır sorusu da elbette herkesi düşündürüyor... Başkanlar için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı sistemi uygulanabilir mi, bunun için Meclis'te çoğunluk sağlanabilir mi, ya da İmamoğlu ve Yavaş 2024'teki yerel seçimlerin ardından mı görevlendirilir tartışmalarını daha sonraya bırakalım...
Çünkü hem parlamenter sisteme dönüş, hem bakanlık bölüşümü, hem de CHP örgütlerini ciddi biçimde rahatsız edecek olan milletvekili dağılımı tartışmalarının yol açacağı olası gerginlikler de unutulmamalı...
AKŞENER'İN SATRANCI VE KAİDE!..
Evet; dün akşama doğru ittifak içerisinde yeni bir yol haritası gündeme gelince, Meral Akşener, Saadet Partisi'ne giderek
Altılı Masa toplantısına yeniden katıldı...
Millet İttifakı içerisinde iki belediye başkanından birinin aday gösterilmesi üzerinden başlayan ve AKP karşıtı kitlelerin umudunu sarsan çekişme, Yavaş-İmamoğlu ikilisi üzerinden (yeni bir mevziyle) şimdilik durdurulurken, ittifakın tamamen pürüzsüz yola devam edip etmeyeceğini zaman gösterecek...
Asıl sorular ise çok düşündürücüdür;
Bir planı olmadan elbette masadan çekileceği düşünülemeyecek olan Akşener, Kılıçdaroğlu'nun adaylığına engel olamayacağını görünce İmamoğlu ve Yavaş'la ilgili stratejiyi çok daha önceden mi tasarlamıştı?..
Geri çekilerek ve daha güçlü biçimde taarruz ederek yeni bir mevzi kazanmayı aylar önce mi planlamıştı Akşener?..
O halde cumhurbaşkanlığı yardımcılığı meselesi ittifak açısından ve yasal olarak çözülürse, hele de Kılıçdaroğlu seçilirse tıpkı 2019 yerel seçiminde olduğu gibi Akşener "cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda da biz etkili olduk" diyerek, partisini daha sağlam bir kaideye oturtacağını mı düşünüyor?..
Hem bu soruların yanıtını, hem de Akşener'in bu çok tehlikeli satrançta oy açısından zarar görüp görmediğini Altılı Masa'nın "seçim protokolü" ve 14 Mayıs sandığının sonuçları gösterecek...