Ahval ve şerait, bu memleketin kesinlikle düzelmeyeceğinin her gün farklı farklı işaretlerini vermeye devam ediyor...
Bırakın son bir ayda yaşananları, medyaya son 48 saatte yansıyanlar bile ülkenin huzur ve refah, demokrasi ve adalet açısından gelecekle ilgili zerre kadar ışık göstermediğine ısrarla vurgu yapıyor...
Vurgunlar, siyasi ve ekonomik rezaletler, çarpıklıklar, çelişkiler, pervasızlık, liyakat düşmanlığı ve israf almış başını giderken, bu memleketin düzelmeyeceğini işaretleri artık mide bulandırıyor...
Ana muhalefet lideri Amerika'da görüşmeler yaparken ve 8 saat ortadan kaybolduğuna ilişkin farklı iddialar gündeme getirilirken, siyasetin tek gizemi bu değil!..
İşte ülkedeki her olayın gizemli kalmasını isteyen iktidar, sosyal medyayı zapturapt altına almak için sansür yasasını dayatırken, iktidar ve muhalefetin Yargıtay üyeliklerini bölüşmek için anlaşma yaptığı da gazetelere yansıdı ki, "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" dedirtti!!!
BORÇ, İŞSİZLİK VE ÖLÜM!..
Velhasıl, Yargıtay'ın üye bölüşümü bile iktidarla muhalefetin birbirini ayakta tutmak için uğraştığını bir kez daha gösterirken, milletin asıl gündemi ekonomi ve iyice rezalete dönüşen hayat pahalılığı...
Zamlar milleti inletirken, ülkenin üçte birinden fazlası borç batağında...
İşte 2022 Ağustos ayı sonu itibarıyla bireysel kredi kullananların sayısı geçen yıla oranla 1 milyon 961 bin artarak 36.5 milyona ulaşmış... Kredi kart borcu devam edenlerin sayısı ise neredeyse 5.5 milyona ulaşmış...
Bu vahim çarpıklığın bir nedeni de son bir yılda dünyada gıda fiyatları yüzde 4 artarken, Türkiye'deki artışın yüzde 92'ye ulaşması ve piyasayı denetimsiz bırakan iktidarın bu çelişkinin üzerine zerre kadar gitmemesi...
Yoksulluk ve geçim sıkıntısı yetmezmiş gibi işsizlik de milletin belini kırmaya devam ediyor...
TÜİK ve İŞKUR'a göre işsiz sayısı 3.5 milyona ulaşırken, DİSK bu rakamın aslında 7.3 milyonu aştığını duyurmuş...
Bu arada çalışanların da can güvenliği kalmamış bu ülkede!.. İşte resmî raporlara göre son 9 ayda 1359 işçi yaşamını yitirmiş...
İSRAF, FAİZ, ZAM...
Peki, ülkeyi iyice karanlığa sürükleyen sosyo politik ve sosyo ekonomik karanlığın girdabına ne demeli?..
Ankara Belediyesi'nde; AKP'li meclis üyelerinin teklifi ve oylarıyla su fiyatlarında yüzde 50 indirim kararı alınınca, CHP'liler Meclis'e elektrik, benzin ve doğal gaz fiyatlarında yüzde 50 indirim için teklifi vermiş...
Bu arada Erdoğan faiz politikasına karşı dururken, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiği 2018'den bu yana Saray'ın faiz geliri yüzde 24 bin 290 artmış!.. 2018'de hiç faiz geliri olmayan Saray'ın 2019'da 270, 2020'de 7 bin 333 TL, 2021'de ise 65 bin 855 TL faizden gelir elde ettiği mali tablolarda ortaya çıkmış...
Peki ya rezalet boyutlarına ulaşan israfa ne demeli?..
İşte Sayıştay raporuna göre, AFAD bütçesinden 10.7 milyar liranın "Özel Hesap" denilen harcama kalemiyle AKP'li kişi ve kurumlara aktarıldığı ortaya çıkmış...
Bu arada AKP, seçim için konut kampanyası başlatırken, DEVA lideri Ali Babacan, kur korumalı mevduata ödenecek para ile 1 milyon konut alınabileceğini açıklamış...
ÇARPIKLIK VE SKANDALLAR...
"Bu ülke düzelmez" dedirten olaylar yukarıdakilerden de ibaret değil... Başka vahametler de var ki, artık pes dedirtiyor;
2019'da 261 milyona ihale edilen 500 yataklı Erzincan Devlet Hastanesi inşaatının tamamlanması için yeni ihale açılmış ve aynı müteahhide, aldığı işi bitirmesi için iki kat para verileceği ortaya çıkmış!..
Gelecek Partisi'nin Suriyeli kurucusu, "Suriyelilerin Suriye'ye gönderilmesi, Suriye'nin demografik yapısını bozar" demiş...
Kadıköy Fikirtepe'de bomba yaparken binayı havaya uçuran kişinin, cinayet suçundan müebbet hapisken 2020'deki afla serbest kaldığı ortaya çıkarken, Sözcü gazetesinin bir muhabirinin Şişli'deki evi, asılsız bomba ihbarı üzerine polisler tarafından basılmış ve kapısı koçbaşı ile kırılmış!..
Son skandala gelince; Polisler arasında intihar vakaları artarken, eski Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Arif Verimli, kendi döneminde açılan "İntihar Müdahale Merkezi ve Müdahale Hattı"nın dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından kapatıldığını duyurmuş...
Şimdi son 48 saatte yaşanan olayların sadece bir bölümüne bakarak sormak lazım;
Bu kadar skandal, çarpıklık, rezalet ve ihanete rağmen bu memleket düzelir mi?..
Umudu canlı tutalım ama, gidişat çok vahim vesselam...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mehmet Faraç
Düzelir mi bu memleket, ey ahali?..
Ahval ve şerait, bu memleketin kesinlikle düzelmeyeceğinin her gün farklı farklı işaretlerini vermeye devam ediyor...
Bırakın son bir ayda yaşananları, medyaya son 48 saatte yansıyanlar bile ülkenin huzur ve refah, demokrasi ve adalet açısından gelecekle ilgili zerre kadar ışık göstermediğine ısrarla vurgu yapıyor...
Vurgunlar, siyasi ve ekonomik rezaletler, çarpıklıklar, çelişkiler, pervasızlık, liyakat düşmanlığı ve israf almış başını giderken, bu memleketin düzelmeyeceğini işaretleri artık mide bulandırıyor...
Ana muhalefet lideri Amerika'da görüşmeler yaparken ve 8 saat ortadan kaybolduğuna ilişkin farklı iddialar gündeme getirilirken, siyasetin tek gizemi bu değil!..
İşte ülkedeki her olayın gizemli kalmasını isteyen iktidar, sosyal medyayı zapturapt altına almak için sansür yasasını dayatırken, iktidar ve muhalefetin Yargıtay üyeliklerini bölüşmek için anlaşma yaptığı da gazetelere yansıdı ki, "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" dedirtti!!!
BORÇ, İŞSİZLİK VE ÖLÜM!..
Velhasıl, Yargıtay'ın üye bölüşümü bile iktidarla muhalefetin birbirini ayakta tutmak için uğraştığını bir kez daha gösterirken, milletin asıl gündemi ekonomi ve iyice rezalete dönüşen hayat pahalılığı...
Zamlar milleti inletirken, ülkenin üçte birinden fazlası borç batağında...
İşte 2022 Ağustos ayı sonu itibarıyla bireysel kredi kullananların sayısı geçen yıla oranla 1 milyon 961 bin artarak 36.5 milyona ulaşmış... Kredi kart borcu devam edenlerin sayısı ise neredeyse 5.5 milyona ulaşmış...
Bu vahim çarpıklığın bir nedeni de son bir yılda dünyada gıda fiyatları yüzde 4 artarken, Türkiye'deki artışın yüzde 92'ye ulaşması ve piyasayı denetimsiz bırakan iktidarın bu çelişkinin üzerine zerre kadar gitmemesi...
Yoksulluk ve geçim sıkıntısı yetmezmiş gibi işsizlik de milletin belini kırmaya devam ediyor...
TÜİK ve İŞKUR'a göre işsiz sayısı 3.5 milyona ulaşırken, DİSK bu rakamın aslında 7.3 milyonu aştığını duyurmuş...
Bu arada çalışanların da can güvenliği kalmamış bu ülkede!.. İşte resmî raporlara göre son 9 ayda 1359 işçi yaşamını yitirmiş...
İSRAF, FAİZ, ZAM...
Peki, ülkeyi iyice karanlığa sürükleyen sosyo politik ve sosyo ekonomik karanlığın girdabına ne demeli?..
Ankara Belediyesi'nde; AKP'li meclis üyelerinin teklifi ve oylarıyla su fiyatlarında yüzde 50 indirim kararı alınınca, CHP'liler Meclis'e elektrik, benzin ve doğal gaz fiyatlarında yüzde 50 indirim için teklifi vermiş...
Bu arada Erdoğan faiz politikasına karşı dururken, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiği 2018'den bu yana Saray'ın faiz geliri yüzde 24 bin 290 artmış!.. 2018'de hiç faiz geliri olmayan Saray'ın 2019'da 270, 2020'de 7 bin 333 TL, 2021'de ise 65 bin 855 TL faizden gelir elde ettiği mali tablolarda ortaya çıkmış...
Peki ya rezalet boyutlarına ulaşan israfa ne demeli?..
İşte Sayıştay raporuna göre, AFAD bütçesinden 10.7 milyar liranın "Özel Hesap" denilen harcama kalemiyle AKP'li kişi ve kurumlara aktarıldığı ortaya çıkmış...
Bu arada AKP, seçim için konut kampanyası başlatırken, DEVA lideri Ali Babacan, kur korumalı mevduata ödenecek para ile 1 milyon konut alınabileceğini açıklamış...
ÇARPIKLIK VE SKANDALLAR...
"Bu ülke düzelmez" dedirten olaylar yukarıdakilerden de ibaret değil... Başka vahametler de var ki, artık pes dedirtiyor;
2019'da 261 milyona ihale edilen 500 yataklı Erzincan Devlet Hastanesi inşaatının tamamlanması için yeni ihale açılmış ve aynı müteahhide, aldığı işi bitirmesi için iki kat para verileceği ortaya çıkmış!..
Gelecek Partisi'nin Suriyeli kurucusu, "Suriyelilerin Suriye'ye gönderilmesi, Suriye'nin demografik yapısını bozar" demiş...
Kadıköy Fikirtepe'de bomba yaparken binayı havaya uçuran kişinin, cinayet suçundan müebbet hapisken 2020'deki afla serbest kaldığı ortaya çıkarken, Sözcü gazetesinin bir muhabirinin Şişli'deki evi, asılsız bomba ihbarı üzerine polisler tarafından basılmış ve kapısı koçbaşı ile kırılmış!..
Son skandala gelince; Polisler arasında intihar vakaları artarken, eski Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Arif Verimli, kendi döneminde açılan "İntihar Müdahale Merkezi ve Müdahale Hattı"nın dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından kapatıldığını duyurmuş...
Şimdi son 48 saatte yaşanan olayların sadece bir bölümüne bakarak sormak lazım;
Bu kadar skandal, çarpıklık, rezalet ve ihanete rağmen bu memleket düzelir mi?..
Umudu canlı tutalım ama, gidişat çok vahim vesselam...