Osmanlı'nın dağılma sürecinde Afrika kıtasındaki Osmanlı eyaletlerine saldıran Avrupa'nın işgalci ve sömürgeci ülkeleri Mısır, Fas, Tunus, Cezayir ve Libya yı işgal edip nüfuzları altına almaya başlamışlardı.
Osmanlı, Afrika kıtasında yönetim anlamında 400 küsur yıl kendi idaresinde kalan fakat Osmanlı’nın içerdeki kötü yönetim gidişatından dolayı kendisinden kopan fakat birçok noktada birlik ve beraberliği olan bu Müslüman milletlerin ve eyaletlerinin Avrupa ülkelerinin boyunduruğu altına girmelerini engellemek ve o bölgelerde özgür bir yönetim kurabilmelerini sağlamak ve halkın İşgalci ülkelere karşı silahlanma hareketlerini ve kendi milis güçlerini oluşturmaları ve bağımsız olabilmeleri için, birçok yönden değerli olan yetişmiş kendi Osmanlı subay ve paşalarını o ülkelere göndermiş ve halkı silahlandırarak Muhammedi halkın İsevi idaresine geçmesini engellemek yönünde elinden geleni yapmıştır.
Afrika ya giden subaylar içinde Enver paşa, Mustafa Kemal ve Kut ül Ammare kahramanı Halil paşada vardı.
İşte Libya Mısır Cezayı ve Tunus gibi Kuzey Afrika ülkeleri bizim için her zaman önemlidir.
Akdeniz kıyısında toprağı bulunmayan ülkeler dahi Akdeniz'in sıcak sularında silahlı korsanlar gibi gezinirken Türkiye Cumhuriyetinin Akdeniz'de Libya ile ortak protokol yaparak Akdeniz'de var olması niye çoğuna batıyor, diye sorulduğunda bence şunu demek gerekir,
Râhmetullâh Barbaros Hayrettin Paşa ve Turgut Reis den aldıkları mağlubiyetler ve kılıç darbesi yiyenlerin yaraları demek ki hala rahat olmamış. Saygılarımla.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M. Sıtkı Aloğlu
Libya'nın önemi ve Barbaros'un kılıç darbeleri...
Osmanlı'nın dağılma sürecinde Afrika kıtasındaki Osmanlı eyaletlerine saldıran Avrupa'nın işgalci ve sömürgeci ülkeleri Mısır, Fas, Tunus, Cezayir ve Libya yı işgal edip nüfuzları altına almaya başlamışlardı.
Osmanlı, Afrika kıtasında yönetim anlamında 400 küsur yıl kendi idaresinde kalan fakat Osmanlı’nın içerdeki kötü yönetim gidişatından dolayı kendisinden kopan fakat birçok noktada birlik ve beraberliği olan bu Müslüman milletlerin ve eyaletlerinin Avrupa ülkelerinin boyunduruğu altına girmelerini engellemek ve o bölgelerde özgür bir yönetim kurabilmelerini sağlamak ve halkın İşgalci ülkelere karşı silahlanma hareketlerini ve kendi milis güçlerini oluşturmaları ve bağımsız olabilmeleri için, birçok yönden değerli olan yetişmiş kendi Osmanlı subay ve paşalarını o ülkelere göndermiş ve halkı silahlandırarak Muhammedi halkın İsevi idaresine geçmesini engellemek yönünde elinden geleni yapmıştır.
Afrika ya giden subaylar içinde Enver paşa, Mustafa Kemal ve Kut ül Ammare kahramanı Halil paşada vardı.
İşte Libya Mısır Cezayı ve Tunus gibi Kuzey Afrika ülkeleri bizim için her zaman önemlidir.
Akdeniz kıyısında toprağı bulunmayan ülkeler dahi Akdeniz'in sıcak sularında silahlı korsanlar gibi gezinirken Türkiye Cumhuriyetinin Akdeniz'de Libya ile ortak protokol yaparak Akdeniz'de var olması niye çoğuna batıyor, diye sorulduğunda bence şunu demek gerekir,
Râhmetullâh Barbaros Hayrettin Paşa ve Turgut Reis den aldıkları mağlubiyetler ve kılıç darbesi yiyenlerin yaraları demek ki hala rahat olmamış. Saygılarımla.