Urfa Nuh Peygamber tufanından sonra yer yüzünde kurulan ilk şehir olduğu bilinmektedir. Urfa’mızın  Yakın tarihi kapı kalıntılarına bakarsak, şehrin giriş çıkışlarını sağlayan dokuz kapıdan iki kapısı sağlam varlık göstermektedir.  BEYKAPISI,  (BABIL Emir) vede (BAB Harran) HARRAN kapısı halen halka ve tarihe hizmet etmektedir. 

            Harran kapısı şuan ki tarihi canlı yapısı ile kesme taşlı sokakları,  Hayad’lı pir lahit kesme taşlı evleri ,tarihi çarşısı ve  Çökmeye hazır aşamasında ki CİNCIKLI Hamamı,  Urfa Tarihinde ilk olarak Kilonun kullanıldığı meydandan ismini alan  ( OKKA MEYDANI) ,Kendir üretimi ile kendirci mahallesi ismini nüfus kimliklerine kazıtarak varlık gösteren tarihi yaşayan, ve halende yaşatan kutsal bir sanatsal mahaldedir.

         Harran kapısının bitiminde yapılan çarpık kentleşme Harran kapısının tarihi dokusuna çirkinlikler yansıtmaktadır.  Kendirci Bekir CÖMERT Hoca camisine bağlı taziye evinin cadde üzerindeki  tuvaletlerin yerleşim şekli, aman yaklaşma koklarsan burnun düşer kokusu salmakta. Bu çarpık taziye yerleşim alanı, ne kadınlar, nede erkeklere, aslına uygun bir hizmet vermemektedir. Bu ayıplı yapılanma Harran kapısı ve camisinin tarihi yapısına gölge düşürmektedir. taziye evinin çarpık imarı, cami avlusunun  bu dar alanı içinde cemaatin  cenaze namazını kılması, tam bir eziyet. hele birden fazla cenazede olunca, cenaze karışımı kaçınılmaz bir hal almaktadır.

      Söz konusu taziye evinin hemen den başka bir mekana taşınmalıdır.  Turistik gezi ve de manevi açıdan bakınca, büyük şehir belediye korosu ile,    Yasin’in kahvesi (İbrahim tatlı ses) müzik müzesinin, taziye evine yakınca olması düşünülemez.

     Bu çarpık yapılanma, cenazelerin, hem de cemaat Zihninin karışmasına yol açmış bulunmaktadır.

    Başta Dedik ya…! 

             HARRAN KAPISI 

                                CENAZE KARIŞIMI !