TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

KARINCA MİSALİ

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2023 14:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.10.2024 06:25
KARINCA MİSALİ

Bazen yanıbaşımızda bazen ise dünyanın başka bir köşesin de bizleri bir zulüm ya da bir insan çığlığı uyandırıyor gaflet uykularımızdan.

Rüyalarımızın rengini, nefes alışverişlerimizin ahengini değiştiriyor.

İnsani duygularımızı kösele ayakkabılarının topuklarıyla çiğneyip duruyor zulüm.

Pervasız ve acımasızca.

 

Bazen yüksek sedalarla seslerimiz çıkarken çoğu zaman ise kısık sesler, ürkek yürekler ve korkak bedenler oluveriyoruz.

Halbuki attığımız adımlar kararlı ve devamlı olmalıdır ki istenilen menzile ulaşabilelim.

Aksinin hiç bir işe yaradığına şahit olmadım bugüne dek.

Evet zulüm; kimden, nereden ve nasıl gelirse gelsin zulümdür.

Zulme rıza ise katmerli zulümdür.

Zulme sessiz kalmak zalimlere fırsat vermek, güçlerine güç katmaktır.

Yaptığı zulmü meşrulaştırmak, bir sonraki zulmün o karanlık enerjisini kendi üzerimize çekmektir.

 

Son günlerimizin en acı zulüm sahnelerine tanıklık ediyoruz KUDÜS’te tüm organlarımızla.

Lakin kulaklarımız sağır,dillerimiz lal, gözlerimiz ise perde çekilmişçesine görmez durumda.

Ya da görüyor, duyuyor, işitiyoruz gibi yapmaktayız.

Ve çok ilginçtir ki çoğumuzun tabiriyle gavur dediğimiz batı insanının sesi bizlerden çok daha fazla gür çıkmaktadır.

Belki de “Güneş batıdan doğacaktır” tabiri tam da yerini bulmaya başlıyordur artık.

Endişem odur ki islam dini bu coğrafyalarda hakketiği değeri bulamadığından terk-i diyar edip, değerinin anlaşılacağı beldelere doğru göç etmek istemesidir.

Açıkçası bunun düşüncesi bile korkunç geliyor bana.

              PEKİ NE YAPABİLİRİZ?

Bize düşen şey hadisler ve ayetler ışığında hareket etmektir.

Adına PROTESTO veya  BOYKOT her ne deniliyorsa kararlılıkla ve çok büyük kalabalıklarla yerine getirmektir.

Zira düşmanın cesareti çürük; tek gücü ve beslendiği kaynak ise müslümanların zaaf noktalarıdır.

Bizler ise zaaf noktalarımızı en zayıf noktalarımıza çevirelim.

Çevirelim ki düşmanın maddi ve manevi gücü kırılıversin.

 

Bakınız ne diyor ayet ve hadisler:“Kim bir kötülük ve haksızlık görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin.(Müslim)”

“Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz!(Hud Suresi)”

Zulüm ile abad olmaya çalışan siyonist rejimin mallarını boykot ederek karınca misali zulme karşı duralım.

Bu gördüğümüz kötülüğü elimizle düzeltmenin bariz adımlarından biridir.

Sonraki adımlar ise Allah’ın takdiri ve verdiği müjdelerle bir bir yerine gelecektir.

Demem odur ki bu olay bir saf belirleme olayıdır.

Allah’ın bizlerin safına ihtiyacı yoktur. Biz saflarımızı belirlemeye muhtacız.

Zira Allah’ın hak vaadi elbette yerine gelecektir.

Çünkü, zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur.

Rabbim dünyanın neresinde olursa olsun mazlum müslümanlara güç kuvvet versin.

Bizlere ise farkındalık için feraset, kalkmak için cesaret ve emin adımlarla hareket etmeyi nasip etsin.

 

FİLİSTİNLİ mücahitlere dua ve minnet ile…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.