Aile;toplumun içerisinde yaşayan ve toplumu meydana getiren en küçük yapı birimidir. Toplumun çekirdeği ve vereceği meyvenin özüdür. Toprağa neyi ekersen onu alırsın misali...
Hiç arpa ekip buğday hasat eden birini gördünüz mü?
Evet toplum da aynı bu şekildedir.
Aile denen o çekirdeği ne ile doldurursan toplum olarak o yeşerir, meyve verir,can bulur.
Kin tohumu atarsan kin, nefret tohumu atarsan nefret, sevgi ekersen sevgi, güzellik ekersen güzellik, hasetlik tohumu saçarsak hasetlik yeşeriverir.
Bu da demek oluyor ki toplumu şekillendiren asıl unsur ailedir.
Bir nevi aile ne ise toplum da o yönde şekil bulur.
Değişen dünya düzeniyle birlikte zamanla aile içerisinde de bazı yozlaşmalar, dejenerasyonlar meydana geldi. Aile bağları zamanla yıprandı.
Dolayısıyla toplum da bir çeşit alışılmışın ötesinde muamelelere maruz kaldı.
Elbette bunlar globalleşen ve kendi iç yapısın da değişimler geçiren dünya düzenin de kaçınılmaz senaryolardır. Fakat ölçü ve nizamı elimizden kaçırmadan bunu minimalize etmemiz gereken yerde üstüne bizlerde tuz biber ekiyoruz.
Nasıl mı?
Elimizin altında bir hazine misali var olan teknolojiyi yanlış kullanıp yeni doğmuş bebeklerimize kadar bunları indirgeyerek, evlatlarımıza adabı muaşereti öğretmeden onları toplumun içine hava cıva için boy gösterecek şekilde salarak, aile kavramının manevi boyutunu öğrenmeden sırf geleneklere uymak için aile kurarak...
Evet aile kavramının sahip olduğu değer yargıları adeta ayaklar altına alındı.
Eskiden aile özelidir denilen şeyler sosyal mecralardan ifşa edilir oldu. Ne aile kavramını bir önemi kaldı ne de esamesi okunur oldu ailenin.
Evet aile bu hallere düşünce toplum ister istemez bunlardan nasibini aldı.
Eskiden yaptıktan sonra nedamet duymadığız davranışlarımızın hepsi çocuklarımıza sirayet ederek başlarımıza felaket oldu.
Utanma duygusunu aile içerisinde yok edilerek toplumu ahlak fakiri haline getirildi.
Ve unutmayalım ki bunların hepsi planlı ve programlı bir şekilde ciğerparemiz olan evlatlarımızın elleriyle yaptırıldı.
Demiştik ya ne ekersen onu biçersin.
İşte mesele tam da bu şekilde gerçekleşti.
Yozlaşma ektik dejenerasyon biçtik. Özenti ektik kendi özümüzden uzak şeyler biçtik, haset ektik hasid biçtik, nefret ektik kin biçtik...
Sevgili okurlarım temiz ve baş üstünde yükselecek bir toplum istiyorsak kendi kafamızın içerisindekilerden başlayarak temiz düşünceli evlatlar veya daha geniş manasıyla aileler yetiştirmeliyiz.
Aksi taktirde evlatlarımızla birlikte ailelerimizi, ailelerimizle birlikte toplumumuzun felaketinin önüne geçmemiz imkansız hale gelir.
Unutmayalım ki temiz aile temiz toplum demektir. Temiz toplum ise temiz ülke demektir.
Rabbimden niyazımdır ki temiz evlatlarla birlikte güzel bir toplum inşaa edelim ve bu toplumun içerisinde yaşayan bireyler olarak ülkemiz de huzurlu, mutlu bir yaşam sürelim.
Saygılarım ve en derin hürmetlerimle...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ferit Bugenç
AİLE VE TOPLUM ÜZERİNE
Aile;toplumun içerisinde yaşayan ve toplumu meydana getiren en küçük yapı birimidir. Toplumun çekirdeği ve vereceği meyvenin özüdür. Toprağa neyi ekersen onu alırsın misali...
Hiç arpa ekip buğday hasat eden birini gördünüz mü?
Evet toplum da aynı bu şekildedir.
Aile denen o çekirdeği ne ile doldurursan toplum olarak o yeşerir, meyve verir,can bulur.
Kin tohumu atarsan kin, nefret tohumu atarsan nefret, sevgi ekersen sevgi, güzellik ekersen güzellik, hasetlik tohumu saçarsak hasetlik yeşeriverir.
Bu da demek oluyor ki toplumu şekillendiren asıl unsur ailedir.
Bir nevi aile ne ise toplum da o yönde şekil bulur.
Değişen dünya düzeniyle birlikte zamanla aile içerisinde de bazı yozlaşmalar, dejenerasyonlar meydana geldi. Aile bağları zamanla yıprandı.
Dolayısıyla toplum da bir çeşit alışılmışın ötesinde muamelelere maruz kaldı.
Elbette bunlar globalleşen ve kendi iç yapısın da değişimler geçiren dünya düzenin de kaçınılmaz senaryolardır. Fakat ölçü ve nizamı elimizden kaçırmadan bunu minimalize etmemiz gereken yerde üstüne bizlerde tuz biber ekiyoruz.
Nasıl mı?
Elimizin altında bir hazine misali var olan teknolojiyi yanlış kullanıp yeni doğmuş bebeklerimize kadar bunları indirgeyerek, evlatlarımıza adabı muaşereti öğretmeden onları toplumun içine hava cıva için boy gösterecek şekilde salarak, aile kavramının manevi boyutunu öğrenmeden sırf geleneklere uymak için aile kurarak...
Evet aile kavramının sahip olduğu değer yargıları adeta ayaklar altına alındı.
Eskiden aile özelidir denilen şeyler sosyal mecralardan ifşa edilir oldu. Ne aile kavramını bir önemi kaldı ne de esamesi okunur oldu ailenin.
Evet aile bu hallere düşünce toplum ister istemez bunlardan nasibini aldı.
Eskiden yaptıktan sonra nedamet duymadığız davranışlarımızın hepsi çocuklarımıza sirayet ederek başlarımıza felaket oldu.
Utanma duygusunu aile içerisinde yok edilerek toplumu ahlak fakiri haline getirildi.
Ve unutmayalım ki bunların hepsi planlı ve programlı bir şekilde ciğerparemiz olan evlatlarımızın elleriyle yaptırıldı.
Demiştik ya ne ekersen onu biçersin.
İşte mesele tam da bu şekilde gerçekleşti.
Yozlaşma ektik dejenerasyon biçtik. Özenti ektik kendi özümüzden uzak şeyler biçtik, haset ektik hasid biçtik, nefret ektik kin biçtik...
Sevgili okurlarım temiz ve baş üstünde yükselecek bir toplum istiyorsak kendi kafamızın içerisindekilerden başlayarak temiz düşünceli evlatlar veya daha geniş manasıyla aileler yetiştirmeliyiz.
Aksi taktirde evlatlarımızla birlikte ailelerimizi, ailelerimizle birlikte toplumumuzun felaketinin önüne geçmemiz imkansız hale gelir.
Unutmayalım ki temiz aile temiz toplum demektir. Temiz toplum ise temiz ülke demektir.
Rabbimden niyazımdır ki temiz evlatlarla birlikte güzel bir toplum inşaa edelim ve bu toplumun içerisinde yaşayan bireyler olarak ülkemiz de huzurlu, mutlu bir yaşam sürelim.
Saygılarım ve en derin hürmetlerimle...