Çağ; daha önce hiç görülmemiş bir şekilde hırpalanıyor insanların elleriyle.
Her tarafa kan bulaşmış, barut kokuları akılları başlardan almış durumda.
Kendi benliğinden kopmuş her insan potansiyel birer seri katil gibi dolaşıyor aramız da.
Gayrimeşru ve gayri ahlaki tüm kartlar açılmış, ruhumuzun derinliklerine sığınmaktan başka bir çare kalmamış, bedenimiz fitne ve fitnecilerin açık hedefi konumunda.
Evet çağ ve çağın farkındalığıyla ödüllendirilmek muhteşem bir olay.
Fakat meşakkatle yapılan bir yemeği çok sıcakken yutarak yemek gibidir,
lezzetini alamadan genzini yaka yaka ağzında dolaştırarak.
Asır, Asr Suresinde and edilen zamanın başı, ortası veya sonu mu bilemiyorum.
Fakat Tanrı tarafından edilen yemini tam olarak yaşamamıza şahitlik ettiriyor bizlere, tabi tefekkür etmeyip başıboş gezen birilerinden değilsek şayet.
Deccalliyetin fitnelerine mazhar olmuş bu zaman diliminde Yecüc Mecücü de çok aramamıza gerek yok etrafta aslında.
Zira çocuk katilleri, tecavüzcüler, kadın katilleri, adalet katilleri, ahlak katilleri, hayvan katilleri gibi insani değerlerden yoksun insanlar aslında Yecüc Mecüc’ten türeme birer varlık olduğunun kanaati bende hasıl olmuş durum da.
Bu konu da elbette sizleri bilemem.
Çünkü artık sıradanlaşmış bu tür şeyleri bu tanıma uydurmak farkındalığı herkeste aynı şekilde zuhur etmemiş olabilir.
Bende ziyadesiyle var ve rahatsızlık boyutunda.
Fakat bir noktada bir şeyler beni üzüyor elimde olmadan ve elimden bir şey gelmeden.
Toplum içerisinde çağın deccaliyet sıfatına bürünmüş ne kadar kişilik varsa üst düzey yerlerde ve avam tabakasına da üst perdeden konuşmakta.
İlginçtir ki çağ bu sıfatları ilerleyişini durduramıyor ve halkların elleriyle yüceltilip çağın şahları haline getiriliyor.
Neyseki birden aklıma şu ayet geliyor. Şahları mat edecek nitelikte.
“Asra yemin olsun ki insanlar ziyandadır.”Ferahlıyorum.
Çünkü çağ gerektiği gibi devinimini Allahın yeminine sadık bir şekilde tamamlıyor. İnsanoğlu ise fitne veya ferahlığın sebebi olma tercihini kendisi kullanıp bu devinimin malzemesi haline geliyor.
Sözün en öz haliyle farkındaysak çağın gidişatının, önlemlerimizi en akıllı şekilde almamız icap eder.
Aksi taktirde un oluveririz zamanın dişli çarkları arasında.
Son olarak utanç perdesi yırtılmış böylesi bir çağda nasıl yaşamamız gerektiğini en veciz ifadelerle anlatan bir hadis bırakıyorum buraya, dileyen tefekkür edip payesini alır.
“Fitne zamanı oturan ayakta durandan, ayaktaki yürüyenden, yürüyen koşandan hayırlıdır.”
Saygılarımla, umutlu ve mutlu yarınlara…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ferit Bugenç
ÇAĞIN FARKINDA OLMAK
Çağ; daha önce hiç görülmemiş bir şekilde hırpalanıyor insanların elleriyle.
Her tarafa kan bulaşmış, barut kokuları akılları başlardan almış durumda.
Kendi benliğinden kopmuş her insan potansiyel birer seri katil gibi dolaşıyor aramız da.
Gayrimeşru ve gayri ahlaki tüm kartlar açılmış, ruhumuzun derinliklerine sığınmaktan başka bir çare kalmamış, bedenimiz fitne ve fitnecilerin açık hedefi konumunda.
Evet çağ ve çağın farkındalığıyla ödüllendirilmek muhteşem bir olay.
Fakat meşakkatle yapılan bir yemeği çok sıcakken yutarak yemek gibidir,
lezzetini alamadan genzini yaka yaka ağzında dolaştırarak.
Asır, Asr Suresinde and edilen zamanın başı, ortası veya sonu mu bilemiyorum.
Fakat Tanrı tarafından edilen yemini tam olarak yaşamamıza şahitlik ettiriyor bizlere, tabi tefekkür etmeyip başıboş gezen birilerinden değilsek şayet.
Deccalliyetin fitnelerine mazhar olmuş bu zaman diliminde Yecüc Mecücü de çok aramamıza gerek yok etrafta aslında.
Zira çocuk katilleri, tecavüzcüler, kadın katilleri, adalet katilleri, ahlak katilleri, hayvan katilleri gibi insani değerlerden yoksun insanlar aslında Yecüc Mecüc’ten türeme birer varlık olduğunun kanaati bende hasıl olmuş durum da.
Bu konu da elbette sizleri bilemem.
Çünkü artık sıradanlaşmış bu tür şeyleri bu tanıma uydurmak farkındalığı herkeste aynı şekilde zuhur etmemiş olabilir.
Bende ziyadesiyle var ve rahatsızlık boyutunda.
Fakat bir noktada bir şeyler beni üzüyor elimde olmadan ve elimden bir şey gelmeden.
Toplum içerisinde çağın deccaliyet sıfatına bürünmüş ne kadar kişilik varsa üst düzey yerlerde ve avam tabakasına da üst perdeden konuşmakta.
İlginçtir ki çağ bu sıfatları ilerleyişini durduramıyor ve halkların elleriyle yüceltilip çağın şahları haline getiriliyor.
Neyseki birden aklıma şu ayet geliyor. Şahları mat edecek nitelikte.
“Asra yemin olsun ki insanlar ziyandadır.”Ferahlıyorum.
Çünkü çağ gerektiği gibi devinimini Allahın yeminine sadık bir şekilde tamamlıyor. İnsanoğlu ise fitne veya ferahlığın sebebi olma tercihini kendisi kullanıp bu devinimin malzemesi haline geliyor.
Sözün en öz haliyle farkındaysak çağın gidişatının, önlemlerimizi en akıllı şekilde almamız icap eder.
Aksi taktirde un oluveririz zamanın dişli çarkları arasında.
Son olarak utanç perdesi yırtılmış böylesi bir çağda nasıl yaşamamız gerektiğini en veciz ifadelerle anlatan bir hadis bırakıyorum buraya, dileyen tefekkür edip payesini alır.
“Fitne zamanı oturan ayakta durandan, ayaktaki yürüyenden, yürüyen koşandan hayırlıdır.”
Saygılarımla, umutlu ve mutlu yarınlara…