TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Mevcuda Uyulmadan Yenisine Gerek Var Mı?

Yazının Giriş Tarihi: 04.05.2024 18:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2024 06:09

Yerel seçim bitti, tartışmalar devam ediyor. Kazananlar, kaybedenler, kaybetmesine rağmen kazandığını iddia edenler, kazanmasına rağmen emanet oyla kazandı diyenler, bir önceki seçimde gücünden fazla kazanç elde edenler ve kaybetmesine rağmen koltuklarını bırakmayanlar veya o koltuklara bir dönemliğine emanetçi arayanlar uzayan giden bir tartışma silsilesinin içinde kaybolup gittik.

Oysa gündemin ilk maddesi açlık, yoksulluk, geçim derdi olmalıydı. Amma velakin özellikle de iktidar tüm bunların konuşulmasını istememiş olsa gerek, nur topu gibi bir tartışma konusunu kucağımıza bıraktı. Tartışma konumuz yeni ve sivil bir Anayasa. Gerçi anayasa tartışmaları hep oldu ama bugün halk nezdinde eskisi kadar gündemin ilk sırasında yer almıyor. Bunun nerden mi biliyorum? Yapılan tüm anketler yeni bir anayasa tartışmasının halkın gündeminde 20’nci sırada dahi yer almadığından.

Peki nedir bu Anayasa; ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir.

Ünlü Hukuk Kuramcısı Hans Kelsen'in normlar hiyerarşisine göre ise diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metinleridir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir, şeklinde tanımlanır.

Anayasalar her ne kadar ülke yönetimleri için hayati önemde sözleşmeler olsa da, anayasası olmadan demokrasisi ve hukuk düzeni aksamadan işleyen gelişmiş ülkelerde vardır. Bu da aslında anayasaların bir anlayış ve kültür meselesi olduğunu göstermektedir. Bizde bu anlayış kültürü var mıdır derseniz, son yıllarda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlara ve o kararların yerine getirilmemesine, en önemlisi de alt mahkemelerin bile Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamasına bakınca bunu söylemenin mümkün olmadığını net bir şekilde söyleyebiliriz.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana anayasa hep tartışma konusu oldu. Bir türlü iyi bir anayasaya sahip olamadık. Sanırım ondan olsa gerek hep 1921 ve bir askeri darbe anayasası olmasına rağmen 1961 anayasasına atıflar yapıldı.

Cumhuriyet, bugün defalarca birçok maddesi değiştirilmesine rağmen bir askeri darbe sonucu kabul edilen 1982 Anayasası ile yürümektedir. Aslında iktidara kim gelirse gelsin bu anayasayı tamamıyla değiştirmek istemedi. Çünkü askerler öyle bir anayasa yaptılar ki, iktidara gelen siviller bu anayasa ile güç zehirlenmesine kapıldı. Dolayısıyla özgürlükleri genişleten değil, daraltan maddeler getirmek istedi.

Askeri darbe ürünü olan 1982 Anayasası için 7 Kasım’da yapılan halk oylamasında yüzde 91.37 ile kabul edilen anayasa, bugüne kadar 21 kez değişikliğe uğradı. Başlangıçta Anayasa da toplam 177 asıl madde vardır. Bildiğim kadarıyla bu maddelerden 58 tanesi hiç değişmedi. 96 maddede değişiklik oldu. Değişen 96 maddenin 31'i yeniden yazılarak tümden değiştirildi. 20'sinde esaslı değişiklik oldu. 45 maddede tali değişiklik yapıldı. 23 madde ise tamamen yürürlükten kaldırıldı.

Aslında 1982 Askeri Darbe Anayasası’ndan sadece artıklar kaldı. Yeniden gündeme gelen anayasa tartışmalarında siyasi partiler ne istiyor. Bir bakalım:

-AK Parti; özgürlükçü ve sivil bir anayasa.    

-50+1 tartışılsın.

MHP; 50+1kalsın ama parlamentonun denetim gücü artsın.

-ilk 4 madde değiştirilmesin.

-66’ncı maddeye dokunulmasın.

CHP; Önce mevcut anayasa uygulansın.

DEM Parti; Yol temizliği.

-Toplumsal mutabakat.

-Eşit Yurttaşlık.

Bu arada bazı siyasi partilerimiz Anayasa Mahkemesi kararları hoşuna gittiğinde ‘Kanunlara, yasalara saygılıyız. Herkes saygılı olmalı’ derken, hoşuna gitmeyen kararlarda ise ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın. Yargıtay'ın verdiği karar doğrudur’ diyerek, anayasanın toplumsal sözleşmeden çok her partinin kendine göre anayasa istediği sonucunu doğurmaktan öteye gitmiyor. Kısacası  mevcuda uygulanmadan yenisine gerek var mı,  takdiri sizlere bırakıyorum. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.