GÜVENİMİZİ KAYBETTİK…

Yazının Giriş Tarihi: 10.11.2024 16:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.11.2024 16:19

GÜVENİMİZİ KAYBETTİK…

İnternette dolaşırken gözüme iki araştırma çarptı. Her iki araştırmadan elde edilen veriler, ilgi çekiciydi. Dolayısıyla bu haftaki köşe yazmı bu konuya ayırmak istedim. Konu: Güven meselesi.

Ailemizdeki yaşlılardan sürekli duyarız. Eskiden şöyleydi, eskiden böyleydi diye. Anladığımız kadarıyla eskiden insanların birbirlerine olan güveni daha fazlaydı. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte ilişkilerde yapaylaştı. İnsanların birbirine olan güven duygusu azaldı. Hormonlu ilişkiler ve çıkar üzerine ilişkiler arttı.

AREDA Araştırma Eğitim Danışmanlık, "Güven" konusunda yaptığı araştırmadan elde ettiği bilgileri paylaştı. Araştırmada ilginç sonuçlar yer alıyor. Ülkemizde halkın en çok güven duyduğu kişi yüzde 89,1 ile baba olurken, onu yüzde 86,8 ile eş takip ediyor. Akrabalara güven yüzde 49,1 seviyesinde kalırken, komşuya güven yüzde 43,9 ile dördüncü sırada yer aldı. Araştırmada en az güven duyulan grup ise yüzde 33,3 ile esnaf oldu. Esnafa güvensizliğin başlıca nedeni “Fırsatçılık” yapması olarak gösterildi.

Diğer araştırmanın sahibi ise Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat). Eurostat, Avrupa ve Türkiye’de “Güven seviyesini” belirlediği araştırmada da ilginç ve bir o kadarda önemli sonuçlar elde etti. 2023 verilerine göre, Avrupa Birliği ülkelerinde insanlar, diğer insanlara ortalama 5,8 düzeyinde güven duyuyor.

Güven seviyesi ölçümünde insanların, tanımadıkları kişiler hakkında genel bir güven algısı değerlendirildi. Bu, aile, arkadaş ya da komşular gibi yakın çevreden bağımsız olarak diğer insanlara duyulan soyut bir güven anlayışını yansıtıyor. Bu tür bir güven, bir kişinin temel değerleri, inançları ve toplum içindeki güvenlik algısı ile doğrudan ilişkili.

Araştırmada; Finlandiya ve Romanya, Avrupa'da en yüksek güven seviyesine sahip ülkeler arasında bulunuyor. Finlandiya’da güven düzeyi 7,3 iken Romanya’da bu oran 7,2 olarak ölçüldü. Bu yüksek oranlar, bu ülkelerdeki sosyal güvenin güçlü olduğunu ve bireylerin birbirlerine karşı daha açık olduklarını gösteriyor. Finlandiya’nın uzun yıllardır sürdürülebilir toplumsal politikaları, sosyal refah sistemi ve bireylerin birbirlerine duyduğu güvenin güçlü olmasına katkıda bulunuyor.

Avrupa Birliği ortalamasına yakın olan ülkeler arasında Polonya, İrlanda, Hollanda ve Belçika yer alıyor. Bu ülkelerde güven oranı 6,5 ile 6,9 arasında değişiyor. Polonya’da güven oranı 6,9 iken, İrlanda ve Hollanda’da 6,7 olarak kaydedildi. Avrupa Birliği ortalaması olan 5,8 puan ise Avrupa’daki genel güven seviyesinin oldukça dengeli olduğunu gösteriyor.

Peki araştırmaya göre, Avrupa’da en düşük güven seviyesine sahip ülkeler hangileri diye baktığımız ise, Türkiye ve Kıbrıs'ın başı çektiğini görüyoruz. Türkiye’de güven oranı 3,4 iken, Kıbrıs’ta bu oran 3,6 olarak ölçüldü. Bu düşük oranlar, bazı toplumsal ve ekonomik faktörlerin, insanların tanımadıkları kişilere karşı temkinli davranmalarına neden olduğunu düşündürüyor. Özellikle Türkiye gibi toplumsal dinamiklerin hızlı değişim gösterdiği ülkelerde, bireylerin birbirine karşı güveninin daha düşük olması dikkat çekiliyor.

Aslında birbirimize daha fazla güven duymamız gereken bir dünya düzeninde yaşıyoruz. Bazı ülkeleri yönetenler, kendi çıkarları için az gelişmiş ve yoksul ülkeleri birbirine kırdırırken, beri taraftan yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömürüp, kendi ülkesinin zenginlik içinde yaşamasını sağlıyor, diğer ülkelerin sefaletini de arttırıyor.

Ülke olarak çok güzel ve önemli bir coğrafyada yer alıyoruz. Ama etrafımız ateş çemberi. Yaşanan savaşlar ve iç çatışmalar sonucunda insanlar güvenli liman olarak Türkiye’yi görüyor ve buraya göç ediyor. Bu da zaten zor durumda olan ekonomimizi daha da zorlaştırıyor. Bu da birbirimize olan güven duygusunu azaltıyor.

Ülkemizin daha iyi duruma gelmesi ve daha müreffeh içinde yaşamamız için güven duygusunu güçlendirmeliyiz. Biraraya geldiğimizde birbirimize daha fazla zaman ayırmalı, cep telefonlarını, televizyonları kapatıp, daha çok konuşmalı, birbirimizi dinlemeli, birbirimize tahammül etmeli, sorunları elbirliğiyle aşmamız gerekiyor. Yani hormonsuz ilişkilere yeniden dönmemiz gerekiyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.