Tüm kesimler tarafından kabul gördüğü üzere, seçimin kilit partisi Halkların Demokrasi Partisi (HDP). Durum böyle olunca tüm siyasi partiler ve tüm kesimler oyun planı ve olasılıklarını HDP üzerine kuruyor-oynuyor.
Ülke tarihinin en kritik seçimine giderken, herkesin malumu bir tarafta AK Parti, MHP ve BBP'nin oluşturduğu, diğer tarafta CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP'nin oluşturduğu ittifak cephesi yer alıyor.
AK Parti, liderliğini yaptığı 'Cumhur İttifakı'na uzun süre Saadet Partisi'ni dahil etme çabası gösterse de Abdullah Gül faktörü nedeniyle girişim boşa çıktı. CHP'nin liderliğinde oluşturulan İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP'nin oluşturduğu 'Millet İttifakı'na ise, CHP ve Saadet Partisi uzun süre HDP'yi alma eğilimi gösterse de, bu girişim söz konusu partilerin isteksizlikleri ve İYİ Parti'nin milliyetçiliği nedeniyle suya düştü.
Öyle veya böyle, geri sayımın başladığı süreçte partiler Kürtler ve Kürt sorunuyla ilgili görüşlerini düşüncelerini hem seçim beyannamelerinde, hem de seçim meydanlarında söylüyor-anlatıyor.
AK Parti'nin 360 sayfalık seçim beyannamesinde Kürt sorunu veya Kürtlere yönelik mumla arasak bir söylem bulmak mümkün olmadığı gibi olaya, yine güvenlikçi politikalarla yaklaşıldığını görüyoruz. Zaten Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'da, Diyarbakır mitinginde bunu net bir şekilde ortaya koydu. Ve dedi ki, 'Kürt var, ama Kürt sorunu yoktur.'
Erdoğan, MHP ile harekat etmeye başladığından bu yana, politikasını bu yönlü sürdürüyor. Bu durum özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki adayların çalışmalarını zorlaştırsa da, genelde bu konuda liste başı olan tecrübeli isimler fikir beyan ediyor. Tıpkı Diyarbakır'da olduğu gibi… Daha önce Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yapan ve şuan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Mehmet Mehdi Eker, bu konuda konuşuyor. Ve çözümün önündeki engelin HDP ve PKK olduğunu seçmene anlatmaya çalışıyor.
CHP'nin 260 sayfalık seçim beyannamesine baktığımızda ise, Newroz'un resmi tatil yapılacağını, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını hayata geçireceği ve Kürt sorununu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çözüleceği gibi önemli başlıkların olduğunu görmemize rağmen, güvenlikçi politikalara da atıfta bulunuluyor.
MHP'den kopanların oluşturduğu İYİ Parti'nin ve diğer küçük partilerin bu konudaki görüşleri ortada… Fakat Saadet Partisi'ne bir parantez açmak gerekiyor. Saadet Partisi, HDP Milletvekili Altan Tan ve Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Seyyit Haşim Haşimi'yi listelerine alarak özellikle Doğu ve Güneydoğu kökenli seçmenlere göz kırptı. Ardından rötarlı da olsa 'Kürt Meselsi' raporu açıklandı. 3 ana başlık altında toplanan rapor, her ne kadar eksik olsa da yinede bölgede memnuniyetle karşılandı.
Bir süre önce ziyaretime gelen HÜDA-PAR eski genel başkanı ve bağımsız milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu ise, AK Parti, HDP ve PKK'nin çözüm konusunda duvara tosladığını ifade ederek, Kürt sorununun çözümünde en net partinin kendileri olduğunu ve bunun merak edenlerin parti bildirgelerine bakmalarını önerdi.
Bu koca resimde Kürt seçmenin ve HDP'nin, hem cumhurbaşkanlığı, hem de genel seçimde kilit seçmen ve parti olduğunu herkes görüyor-söylüyor. Dolayısıyla mesajlar bu yönlü oluyor. HDP barajı aştığı takdirde ki, hemen hemen tüm anketler aşacağı yönünde, Cumhur İttifakı'nın Meclis'te çoğunluğu alamayacağını, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ise, ikinci tura kalacağı yönünde. Dolayısıyla Cumhur İttifakı, pozisyonunun HDP'nin baraj altında kalmasına, HDP'yi ittifaka almayan Millet İttifakı ise, barajı geçmesine yönelik alıyor.
Son olarak, Türkiye'nin önemli anket firmalarından biri olan MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat'ın, Diyarbakır Yerel Medya Derneğimize yaptığı ve saatlerce siyaset konuştuğumuz geceden önemli bir-iki tespitini yazayım.
Kulat, 'Cumhur İttifakı'nın şu anda oy oranı yüzde 49 -50 bandında. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy oranı bunun 1-2 puan daha üzerinde. CHP yüzde 25 bandında. İlk başlarda oylarını İYİ Parti'ye ve Meral Akşener'e kaptırmıştı, ama sonunda toparlandılar. Meral Akşener, şu an için yüzde 11 – 12 bandında seyrediyor. HDP 9,5- 10 bandında seyrediyor. Selahattin Demirtaş yarım puan partisinin önünde. Marjinal sol guruplar da Demirtaş'a destek veriyor. Seçim yaklaştıkça HDP'nin barajı aşma ihtimalini yüksek görüyorum. Ankete dayalı sonuca göre, HDP barajı aşsa aşmasa Salim Ensarioğlu'nun ciddi oranda kazanma şansı var gözüküyor. HÜDA-PAR, kendi seçmeni içinde yükselen bir grafikte ancak, oy oranı düşük. Seçime 10 gün kala dengeler değiştirebilir. Bu potansiyel var. Bunlar Kandil operasyonu, af konusu ve bedelli askerliktir.'
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
İttifak arası HDP ve Kürt seçmene mesajlar…
Tüm kesimler tarafından kabul gördüğü üzere, seçimin kilit partisi Halkların Demokrasi Partisi (HDP). Durum böyle olunca tüm siyasi partiler ve tüm kesimler oyun planı ve olasılıklarını HDP üzerine kuruyor-oynuyor.
Ülke tarihinin en kritik seçimine giderken, herkesin malumu bir tarafta AK Parti, MHP ve BBP'nin oluşturduğu, diğer tarafta CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP'nin oluşturduğu ittifak cephesi yer alıyor.
AK Parti, liderliğini yaptığı 'Cumhur İttifakı'na uzun süre Saadet Partisi'ni dahil etme çabası gösterse de Abdullah Gül faktörü nedeniyle girişim boşa çıktı. CHP'nin liderliğinde oluşturulan İYİ Parti, Saadet Partisi ve DP'nin oluşturduğu 'Millet İttifakı'na ise, CHP ve Saadet Partisi uzun süre HDP'yi alma eğilimi gösterse de, bu girişim söz konusu partilerin isteksizlikleri ve İYİ Parti'nin milliyetçiliği nedeniyle suya düştü.
Öyle veya böyle, geri sayımın başladığı süreçte partiler Kürtler ve Kürt sorunuyla ilgili görüşlerini düşüncelerini hem seçim beyannamelerinde, hem de seçim meydanlarında söylüyor-anlatıyor.
AK Parti'nin 360 sayfalık seçim beyannamesinde Kürt sorunu veya Kürtlere yönelik mumla arasak bir söylem bulmak mümkün olmadığı gibi olaya, yine güvenlikçi politikalarla yaklaşıldığını görüyoruz. Zaten Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'da, Diyarbakır mitinginde bunu net bir şekilde ortaya koydu. Ve dedi ki, 'Kürt var, ama Kürt sorunu yoktur.'
Erdoğan, MHP ile harekat etmeye başladığından bu yana, politikasını bu yönlü sürdürüyor. Bu durum özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki adayların çalışmalarını zorlaştırsa da, genelde bu konuda liste başı olan tecrübeli isimler fikir beyan ediyor. Tıpkı Diyarbakır'da olduğu gibi… Daha önce Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yapan ve şuan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Mehmet Mehdi Eker, bu konuda konuşuyor. Ve çözümün önündeki engelin HDP ve PKK olduğunu seçmene anlatmaya çalışıyor.
CHP'nin 260 sayfalık seçim beyannamesine baktığımızda ise, Newroz'un resmi tatil yapılacağını, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını hayata geçireceği ve Kürt sorununu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çözüleceği gibi önemli başlıkların olduğunu görmemize rağmen, güvenlikçi politikalara da atıfta bulunuluyor.
MHP'den kopanların oluşturduğu İYİ Parti'nin ve diğer küçük partilerin bu konudaki görüşleri ortada… Fakat Saadet Partisi'ne bir parantez açmak gerekiyor. Saadet Partisi, HDP Milletvekili Altan Tan ve Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Seyyit Haşim Haşimi'yi listelerine alarak özellikle Doğu ve Güneydoğu kökenli seçmenlere göz kırptı. Ardından rötarlı da olsa 'Kürt Meselsi' raporu açıklandı. 3 ana başlık altında toplanan rapor, her ne kadar eksik olsa da yinede bölgede memnuniyetle karşılandı.
Bir süre önce ziyaretime gelen HÜDA-PAR eski genel başkanı ve bağımsız milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu ise, AK Parti, HDP ve PKK'nin çözüm konusunda duvara tosladığını ifade ederek, Kürt sorununun çözümünde en net partinin kendileri olduğunu ve bunun merak edenlerin parti bildirgelerine bakmalarını önerdi.
Bu koca resimde Kürt seçmenin ve HDP'nin, hem cumhurbaşkanlığı, hem de genel seçimde kilit seçmen ve parti olduğunu herkes görüyor-söylüyor. Dolayısıyla mesajlar bu yönlü oluyor. HDP barajı aştığı takdirde ki, hemen hemen tüm anketler aşacağı yönünde, Cumhur İttifakı'nın Meclis'te çoğunluğu alamayacağını, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ise, ikinci tura kalacağı yönünde. Dolayısıyla Cumhur İttifakı, pozisyonunun HDP'nin baraj altında kalmasına, HDP'yi ittifaka almayan Millet İttifakı ise, barajı geçmesine yönelik alıyor.
Son olarak, Türkiye'nin önemli anket firmalarından biri olan MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat'ın, Diyarbakır Yerel Medya Derneğimize yaptığı ve saatlerce siyaset konuştuğumuz geceden önemli bir-iki tespitini yazayım.
Kulat, 'Cumhur İttifakı'nın şu anda oy oranı yüzde 49 -50 bandında. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy oranı bunun 1-2 puan daha üzerinde. CHP yüzde 25 bandında. İlk başlarda oylarını İYİ Parti'ye ve Meral Akşener'e kaptırmıştı, ama sonunda toparlandılar. Meral Akşener, şu an için yüzde 11 – 12 bandında seyrediyor. HDP 9,5- 10 bandında seyrediyor. Selahattin Demirtaş yarım puan partisinin önünde. Marjinal sol guruplar da Demirtaş'a destek veriyor. Seçim yaklaştıkça HDP'nin barajı aşma ihtimalini yüksek görüyorum. Ankete dayalı sonuca göre, HDP barajı aşsa aşmasa Salim Ensarioğlu'nun ciddi oranda kazanma şansı var gözüküyor. HÜDA-PAR, kendi seçmeni içinde yükselen bir grafikte ancak, oy oranı düşük. Seçime 10 gün kala dengeler değiştirebilir. Bu potansiyel var. Bunlar Kandil operasyonu, af konusu ve bedelli askerliktir.'
Sevgiyle kalın.