Bir seçim mevsimi yaşıyoruz. Önce ertelenen ticaret ve sanayi odası ile ticaret borsası seçimleri, ardından meslek odası seçimleri, sonra oda birlik başkanlığı seçimleri derken, araya birde bizden bir seçim ekledik. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin 21. Olağan Genel Kurulu'nu gerçekleştirdik.
Şimdi sıra Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde… Normalde Kasım 2019’da yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri, ani bir kararla erkene alındı. 24 Haziran 2018’de gerçekleştirilecek olan seçim, yerel seçimleri kapsamıyor. Yerel seçimler bir değişiklik olmaz ise, Mart 2019’da yapılacak.
Peki, erken seçime neden gelindi. Bir buna bakalım. AK Parti, iktidarda bulunduğu süre içinde, hiçbir zaman erken seçime gitmedi, erken seçimi yüksek sesle dillendirmedi. Aynı şekilde hiçbir zaman koalisyonlardan taraf olmadı, koalisyonları dışladı. Bu kez durum çok farklı… AK Parti, uzun süreden bu yana MHP ile resmi olmayan bir koalisyon yürütürken, bu ortaklığı Cumhur İttifakıyla resmileştirdi. Koalisyon ortağıyla da erken seçim ilanı yaparak kolları sıvadı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, girdiği her seçimden oylarını yükselterek çıkan bir lider olarak, bu kararı kolay vermedi elbet… Kendisinin de söylediği gibi erken seçim kararını tetikleyen en önemli faktör, hiç kuşkusuz ekonomi oldu. Hatırlanacağı gibi, 16 yıldan bu yana iktidarda bulunan AK Parti’yi iktidara taşıyan en önemli faktörde ekonomiydi.
Açıklanan resmi rakamlar istediği kadar pembe tablo çizsin, ekonomideki gidişat istendiği kadar dış güçlere yüklensin. Kim ne derse desin ekonomi iyi değil, iyi gitmiyor ve iyiye gideceği yolunda da bir belirti bulunmuyor.
Hatırlanacağı üzere AK Parti’yi iktidara taşıyan en önemli olay, 2001’de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizi oldu. O dönem Bülent Ecevit’in DSP’si, Devlet Bahçeli’nin MHP’si ve Mesut Yılmaz’ın Anavatan Partisi koalisyonu iktidardaydı.
2001’deki politik istikrarsızlık, yüksek faiz oranları, yurtiçi sermaye çıkışı Rusya ile yaşanan krizi, Marmara Depremi gibi olaylar krizin başlıca nedenleri arasında yer alıyordu ve ortaya çıkan sonuçta binlerce işyerinin kapanması, binlerce insanın işsiz kalmasıyla sonuçlandı. Bunun bedelini de siyasi partiler ödedi. Krizden sonraki ilk seçimde olan 3 Kasım 2002’de AK Parti iktidara geldi ve 16 yıldan bu yana ülkeyi tek başına yönetiyor.
24 Haziran 2018 seçimlerine giderken, durum o günden farklılık arz etse de, sonuç itibariyle bir ekonomik sıkıntı var ve bu sıkıntı insanların direk cebini yakıyor. Ekonomik sıkıntılar Türkiye’de her zaman seçime etki etmiştir, şimdide edeceği benziyor. Çünkü koalisyonlara karşı olan AK Parti, iktidarda kalabilmek için MHP ile sürdürdüğü koalisyona BBP’yi dahil etti, SP’yi’de dahil etmek için çok uğraştı ama olmadı.
AK Parti’nin karşısında CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ‘Millet İttifak’ı kurdu. Dışarıda bir tek HDP kaldı. Sanırım bu seçim ülke tarihinin hem en önemli, hem de en ilginç seçimi olacak ve de istenmeyen HDP kilit parti konumuna gelecek gibi görünüyor.
Tüm hesaplara rağmen seçim takviminde geri sayım hızla devam ediyor. Binlerce kişi aday adaylığı için başvurdu. En büyük aday adayı başvurusu, son yıllarda olduğu gibi iktidarda bulunan AK Parti’de gerçekleşti. HDP’ye ise, en fazla ilgi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde oldu.
Bazı partilerin uyguladığı ve aday adayların ilk sınav olan temayül yoklamaları da tamamlandı. Sıra adayların belirleneceği ikinci sınava geldi. Partiler, ülkenin geleceğini belirleyecek adayları iyi tespit etmeli. Nitelikli ve kadın adaylara önem vermeli. Umarım seçim mevsiminin sonunda ülke kazanır.
BİR DİP NOT: 29 Nisan 2018 tarihinde Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin seçimi yapıldı. Seçime mevcut başkan Veysi İpek ve bendenizin başkanlığında ve de kısa bir süre içinde oluşturulan liste katıldı. Cemiyet tarihinin en fazla katılımlı seçimlerinden birini yaşadık. Demokratik tahammüller çerçevesinde yarıştık ve seçimi kaybettik.
Mesleğimiz ve meslektaşlarımız için hazırladığımız birçok projeyi hangi imkânlarla ve nasıl gerçekleştireceğimizi anlattık. İş başındaki yönetime hem yol gösterici, hem de icraatlarının takipçisi olacağımızın altını çizdik. Sonuç olarak Türkiye’nin en önemli meslek örgütü olan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti seçimlerinde listemize oy veren ve vermeyen tüm meslektaşlarımıza listemde bulunan tüm arkadaşlarım adına sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
Seçim Mevsimi
Bir seçim mevsimi yaşıyoruz. Önce ertelenen ticaret ve sanayi odası ile ticaret borsası seçimleri, ardından meslek odası seçimleri, sonra oda birlik başkanlığı seçimleri derken, araya birde bizden bir seçim ekledik. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin 21. Olağan Genel Kurulu'nu gerçekleştirdik.
Şimdi sıra Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde… Normalde Kasım 2019’da yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri, ani bir kararla erkene alındı. 24 Haziran 2018’de gerçekleştirilecek olan seçim, yerel seçimleri kapsamıyor. Yerel seçimler bir değişiklik olmaz ise, Mart 2019’da yapılacak.
Peki, erken seçime neden gelindi. Bir buna bakalım. AK Parti, iktidarda bulunduğu süre içinde, hiçbir zaman erken seçime gitmedi, erken seçimi yüksek sesle dillendirmedi. Aynı şekilde hiçbir zaman koalisyonlardan taraf olmadı, koalisyonları dışladı. Bu kez durum çok farklı… AK Parti, uzun süreden bu yana MHP ile resmi olmayan bir koalisyon yürütürken, bu ortaklığı Cumhur İttifakıyla resmileştirdi. Koalisyon ortağıyla da erken seçim ilanı yaparak kolları sıvadı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, girdiği her seçimden oylarını yükselterek çıkan bir lider olarak, bu kararı kolay vermedi elbet… Kendisinin de söylediği gibi erken seçim kararını tetikleyen en önemli faktör, hiç kuşkusuz ekonomi oldu. Hatırlanacağı gibi, 16 yıldan bu yana iktidarda bulunan AK Parti’yi iktidara taşıyan en önemli faktörde ekonomiydi.
Açıklanan resmi rakamlar istediği kadar pembe tablo çizsin, ekonomideki gidişat istendiği kadar dış güçlere yüklensin. Kim ne derse desin ekonomi iyi değil, iyi gitmiyor ve iyiye gideceği yolunda da bir belirti bulunmuyor.
Hatırlanacağı üzere AK Parti’yi iktidara taşıyan en önemli olay, 2001’de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ekonomik krizi oldu. O dönem Bülent Ecevit’in DSP’si, Devlet Bahçeli’nin MHP’si ve Mesut Yılmaz’ın Anavatan Partisi koalisyonu iktidardaydı.
2001’deki politik istikrarsızlık, yüksek faiz oranları, yurtiçi sermaye çıkışı Rusya ile yaşanan krizi, Marmara Depremi gibi olaylar krizin başlıca nedenleri arasında yer alıyordu ve ortaya çıkan sonuçta binlerce işyerinin kapanması, binlerce insanın işsiz kalmasıyla sonuçlandı. Bunun bedelini de siyasi partiler ödedi. Krizden sonraki ilk seçimde olan 3 Kasım 2002’de AK Parti iktidara geldi ve 16 yıldan bu yana ülkeyi tek başına yönetiyor.
24 Haziran 2018 seçimlerine giderken, durum o günden farklılık arz etse de, sonuç itibariyle bir ekonomik sıkıntı var ve bu sıkıntı insanların direk cebini yakıyor. Ekonomik sıkıntılar Türkiye’de her zaman seçime etki etmiştir, şimdide edeceği benziyor. Çünkü koalisyonlara karşı olan AK Parti, iktidarda kalabilmek için MHP ile sürdürdüğü koalisyona BBP’yi dahil etti, SP’yi’de dahil etmek için çok uğraştı ama olmadı.
AK Parti’nin karşısında CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ‘Millet İttifak’ı kurdu. Dışarıda bir tek HDP kaldı. Sanırım bu seçim ülke tarihinin hem en önemli, hem de en ilginç seçimi olacak ve de istenmeyen HDP kilit parti konumuna gelecek gibi görünüyor.
Tüm hesaplara rağmen seçim takviminde geri sayım hızla devam ediyor. Binlerce kişi aday adaylığı için başvurdu. En büyük aday adayı başvurusu, son yıllarda olduğu gibi iktidarda bulunan AK Parti’de gerçekleşti. HDP’ye ise, en fazla ilgi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde oldu.
Bazı partilerin uyguladığı ve aday adayların ilk sınav olan temayül yoklamaları da tamamlandı. Sıra adayların belirleneceği ikinci sınava geldi. Partiler, ülkenin geleceğini belirleyecek adayları iyi tespit etmeli. Nitelikli ve kadın adaylara önem vermeli. Umarım seçim mevsiminin sonunda ülke kazanır.
BİR DİP NOT: 29 Nisan 2018 tarihinde Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nin seçimi yapıldı. Seçime mevcut başkan Veysi İpek ve bendenizin başkanlığında ve de kısa bir süre içinde oluşturulan liste katıldı. Cemiyet tarihinin en fazla katılımlı seçimlerinden birini yaşadık. Demokratik tahammüller çerçevesinde yarıştık ve seçimi kaybettik.
Mesleğimiz ve meslektaşlarımız için hazırladığımız birçok projeyi hangi imkânlarla ve nasıl gerçekleştireceğimizi anlattık. İş başındaki yönetime hem yol gösterici, hem de icraatlarının takipçisi olacağımızın altını çizdik. Sonuç olarak Türkiye’nin en önemli meslek örgütü olan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti seçimlerinde listemize oy veren ve vermeyen tüm meslektaşlarımıza listemde bulunan tüm arkadaşlarım adına sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Sevgiyle kalın.