Gerçi daha öncede defalarca yazmıştım, ama geçtiğimiz gün bir bakanın Diyarbakır'a gelmesi ile yeniden gündeme geldi. Ee gazeteci olmamız hasebiyle girdiğimiz her ortamda da şikayet ve yakınmaları duyunca yeniden yazmak zarureti doğdu.
 
Bilindiği gibi büyük-küçük neredeyse tüm şehirlerimizde, hatta büyük ilçelerimizde altyapı yetersizliği nedeniyle yollar çok dar ve yetersizdir. Buna bir de toplu taşım araçlarını ile trafik canavarlarının keyfi tutumları eklenince bir keşmekeşlik alıp başını gidiyor.
 
Ülkemizde valilerin, kaymakamların, emniyet müdürlerinin ve garnizon komutanlarının geçişi sırasında yollar, o yöneticilerin, o güzergahtan geçişi süresince kapatılıyor. En önemlisi ise cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, ana muhalefet ve diğer parti liderlerinin bir şehre gelmesi ile yolların kapatılması resmen eziyete dönüşüyor. Çünkü yolların büyük bölümü bazen gün boyu, bazen de birkaç gün kapatılıyor ve kentler yaşanmaz bir hal alıyor. Ha bunlara Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki belediyelere atanan kayyımları da ekleyebiliriz.
 
Diyarbakır'daki sivil toplum örgütü başkan ve yöneticileri, zaman zaman gazetede ziyaretimize gelip çalışmalarını, sorunlarını aktarıyorlar, bizden bu konuları gündeme taşımamızı bekliyorlar. Neredeyse son zamanlarda ziyaretimize gelen tüm bir sivil toplum örgütü başkanı ve üyeleri, bu yol kapatma konusundan muzdaripler.
 
Son olarak ziyaretime gelen bir sivil toplum örgütü başkan ve üyelerinin, bu konudaki derdi daha da büyüktü. O sivil toplum örgütü başkan ve üyeleri, bir süre önce batıdan bir heyetin misafirleri olarak kente geldiğini ve kendilerini birkaç günlüğüne misafir ettiklerini anlattı. Ancak, bir bakanın Diyarbakır'da olması nedeniyle planladıkları tüm programın allak bullak olduğundan yakınarak, bu konuya artık bir çözüm bulunması gerektiğini anlattılar.
 
Şimdi bazıları 'kardeşim ülkede terör var, yanı başımızda yaşanan savaşlar var.' diyebilir. Ancak, bunlar olmadan öncede durum farklı değildi ki. Ülkemizde söz konusu uygulama, kendimi bildim bileli var. Bazı yöneticiler bunları kırmaya çalışsa da genel anlayışta bir değişim olmuyor yada olması istenmiyor.
 
Gelişmiş ülkelere baktığımızda bazı istisnalar hariç, öyle yol kapatma olaylarına pek fazla rastlamıyoruz. Bu ülkelerin birçoğunda siyasilerin, belediye başkanlarının, kentleri yönetenlerinin bisikletlerle işine gidip-döndüğünü görüyoruz.
 
Son tahlilde şunu söylemek istiyorum. Bu sorunun giderilmesi için geniş kapsamlı çalışma ve yeni düzenlemeler yapılarak, yol kapatmalar eziyete dönüştürülmekten çıkartılmalıdır.
 
 
Sevgiyle kalın.