Kürt siyasi hareketi yerel yönetimlerde doğal olarak, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada yani Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin çoğunluğunda iktidarda yer almaktadırlar.
Özellikle son 10-15 yıla baktığımızda Kürt siyasal hareketini temsil eden partilerin, her yerel seçimlerde ülke genelinde iktidarda bulunan partiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde iktidar yarışına girdiğini görmekteyiz.
Kürt siyasal hareketinin önce Demokratik Toplum Partisi yani DTP’yle 54, sonraki dönemde Barış ve Demokrasi Partisi yani BDP’yle 98, son olarak Demokratik Bölgeler Partisi ve Halkların Demokrasi Partisi yani (DBP-HDP) ittifakıyla 102 belediyeyi kazandığını görmekteyiz.
Her ne kadar Kürtler hizmetten çok ‘kimlik’lerine oy verseler de, son yıllarda hizmet istemlerini de gündeme getirmektedirler. Bunda, ülke iktidarını elinde bulunduran bölge iktidarına da ortak olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Urfa, Van (önceki dönemler), Mardin (önceki dönemler), Adıyaman ve Antep gibi kentlerdeki yerel iktidarlarına büyük kaynaklar aktararak, Kürtlerin iktidarda bulunduğu kentlere karşı ‘model’ oluşturmak isteğiyle orantılıdır.
Bunun sonucunda ülke iktidarını elinde bulunduran AKP, sürekli olarak Kürtlerin iktidarda bulunduğu yerlerde hizmet yapılmadığından dem vururken, Kürt siyasi hareketi ise, hizmetlerinin engellendiğini ve KCK gibi operasyonlarıyla yerel yöneticilerinin hizmet yapamama durumuna düşürüldüğünü öne sürdüler.
KAYIP SOKAK
Şimdi gelelim asıl meramıma…
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, bir süre önce ‘sanat sokağı’ pardon kafeler sokağı ile ilgili bir açıklama yaptı.
Sokağın şu anki haliyle kendileri açısından ‘kayıp bir sokak’ olduğunun altını çizen Kışanak, sokağın her metrekaresinin baraka tipi çadırlarla işgal edilmiş olduğunu ifade ederek, ‘Bu kararı alırken, önünü arkasını düşünmeden almadık. Sokakta, resmen yeşil alan ve kaldırımlara kurulan kafeler var. Bunu kabul edemeyiz. Ortada bir yanlış var. Orası bir kamusal alandır. Bunun üzerine yapılan her yapılaşma yanlıştır. Bizim de bu kentin hakkını korumak için buna dur deme hakkımız vardır. Biz yanlışı düzeltmek için yanlışı yapana gidip sormayız. Biz halka sorarız. Halkta bize açık bir şekilde her yerde (bu yanlıştır bu yanlışı düzeltin) diyor. O yüzden biz yanlışı tespit ettik. Ortada yanlış yapılmış bir iş var ve bunun ortadan kaldırılması için kararımızı aldık. Bundan sonra sokağı halkın yararı için en iyi hangi şekilde düzenleyebiliriz. Bunu konuşmaya hazırız. Ama gidip çocuk oyun grubunu kaldırıp, oraya parke taşı döşeyip üzerine kafe yapıp işleten insana ben ne sorayım? Bu bir yanlış, bunun kaldırılması lazım. Bu tartışmasız kaldırılacak. Ama o sokağın halkın yararına nasıl daha iyi sunulabileceğini halkımızla konuşmaya hazırız. Ortada bir yanlış var ve bu yanlışın düzeltilmesi gerekir.’
Evet, mevzu bu…
Nedense yerelde iktidarda bulunan Kürt siyasi hareketi yöneticilerinin aklına ilk gelen icraat ‘sanat sokağı’ yapmak oluyor. Bunlar belki ilk etapta iyi niyetle düşünülen projeler olabilir. Ama ilerleyen süreçlerde istismara en açık alanların yine buralar olduğunu hep beraber yaşadık ve gördük.
İki dönemdir Kürt siyasal hareketinin iktidarda bulunduğu Van’daki ‘sanat sokağı’nın durumu daha da içler acısı… Kentin en işlek iki caddesi arasında bulunan bu kıymetli alanda sanat adına hiçbir şey yapılmazken, oturabilinecek bir yer dahi bulunmuyor. Sokak, sanattan çok kaçak sigara satıcılarına hizmet ediyor. Bu durum maalesef Diyarbakır’dan Van’a, Siirt’ten Silopi’ye kadar böyle…
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Gültan Kışanak, kanımca bir özeleştiri yapmış, halkın taleplerine kulak tıkamamış ve yanlıştan dönerek büyük bir erdemlik göstermiştir.
Kışanak, aslında kamuya açık alanlarda yaptığı yeniliklerle bununun sinyalini çoktan vermişti zaten. Koşuyolu Parkı ve diğer parklardaki istinat duvarlarını yıkan Başkan Kışanak, dinlenme parklarının halkın ailesiyle gidebileceği alanlara hızla dönüştürdü.
Bu ‘sanat sokaklarının’ ve dinlenme parklarının çoğunu yapan Kürt siyasal harekatının yerel iktidarlarıydı. Bu nedenle her iktidara gelen öncekinin yanlışını sürdürdü. İlk kez Gültan Kışanak, yanlıştan döndü ve bu tutumuyla da halk arasında taktir topladı kanısındayım.
Umarım, HDP’li diğer belediyelerde yanlış yapılanı görür ve onlara oy veren halkın isteklerine kulak tıkamazlar.
Sevgiyle kalın
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ercan AKKAR
Yanlıştan dönmek…
Kürt siyasi hareketi yerel yönetimlerde doğal olarak, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyada yani Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin çoğunluğunda iktidarda yer almaktadırlar.
Özellikle son 10-15 yıla baktığımızda Kürt siyasal hareketini temsil eden partilerin, her yerel seçimlerde ülke genelinde iktidarda bulunan partiyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde iktidar yarışına girdiğini görmekteyiz.
Kürt siyasal hareketinin önce Demokratik Toplum Partisi yani DTP’yle 54, sonraki dönemde Barış ve Demokrasi Partisi yani BDP’yle 98, son olarak Demokratik Bölgeler Partisi ve Halkların Demokrasi Partisi yani (DBP-HDP) ittifakıyla 102 belediyeyi kazandığını görmekteyiz.
Her ne kadar Kürtler hizmetten çok ‘kimlik’lerine oy verseler de, son yıllarda hizmet istemlerini de gündeme getirmektedirler. Bunda, ülke iktidarını elinde bulunduran bölge iktidarına da ortak olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Urfa, Van (önceki dönemler), Mardin (önceki dönemler), Adıyaman ve Antep gibi kentlerdeki yerel iktidarlarına büyük kaynaklar aktararak, Kürtlerin iktidarda bulunduğu kentlere karşı ‘model’ oluşturmak isteğiyle orantılıdır.
Bunun sonucunda ülke iktidarını elinde bulunduran AKP, sürekli olarak Kürtlerin iktidarda bulunduğu yerlerde hizmet yapılmadığından dem vururken, Kürt siyasi hareketi ise, hizmetlerinin engellendiğini ve KCK gibi operasyonlarıyla yerel yöneticilerinin hizmet yapamama durumuna düşürüldüğünü öne sürdüler.
KAYIP SOKAK
Şimdi gelelim asıl meramıma…
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, bir süre önce ‘sanat sokağı’ pardon kafeler sokağı ile ilgili bir açıklama yaptı.
Sokağın şu anki haliyle kendileri açısından ‘kayıp bir sokak’ olduğunun altını çizen Kışanak, sokağın her metrekaresinin baraka tipi çadırlarla işgal edilmiş olduğunu ifade ederek, ‘Bu kararı alırken, önünü arkasını düşünmeden almadık. Sokakta, resmen yeşil alan ve kaldırımlara kurulan kafeler var. Bunu kabul edemeyiz. Ortada bir yanlış var. Orası bir kamusal alandır. Bunun üzerine yapılan her yapılaşma yanlıştır. Bizim de bu kentin hakkını korumak için buna dur deme hakkımız vardır. Biz yanlışı düzeltmek için yanlışı yapana gidip sormayız. Biz halka sorarız. Halkta bize açık bir şekilde her yerde (bu yanlıştır bu yanlışı düzeltin) diyor. O yüzden biz yanlışı tespit ettik. Ortada yanlış yapılmış bir iş var ve bunun ortadan kaldırılması için kararımızı aldık. Bundan sonra sokağı halkın yararı için en iyi hangi şekilde düzenleyebiliriz. Bunu konuşmaya hazırız. Ama gidip çocuk oyun grubunu kaldırıp, oraya parke taşı döşeyip üzerine kafe yapıp işleten insana ben ne sorayım? Bu bir yanlış, bunun kaldırılması lazım. Bu tartışmasız kaldırılacak. Ama o sokağın halkın yararına nasıl daha iyi sunulabileceğini halkımızla konuşmaya hazırız. Ortada bir yanlış var ve bu yanlışın düzeltilmesi gerekir.’
Evet, mevzu bu…
Nedense yerelde iktidarda bulunan Kürt siyasi hareketi yöneticilerinin aklına ilk gelen icraat ‘sanat sokağı’ yapmak oluyor. Bunlar belki ilk etapta iyi niyetle düşünülen projeler olabilir. Ama ilerleyen süreçlerde istismara en açık alanların yine buralar olduğunu hep beraber yaşadık ve gördük.
İki dönemdir Kürt siyasal hareketinin iktidarda bulunduğu Van’daki ‘sanat sokağı’nın durumu daha da içler acısı… Kentin en işlek iki caddesi arasında bulunan bu kıymetli alanda sanat adına hiçbir şey yapılmazken, oturabilinecek bir yer dahi bulunmuyor. Sokak, sanattan çok kaçak sigara satıcılarına hizmet ediyor. Bu durum maalesef Diyarbakır’dan Van’a, Siirt’ten Silopi’ye kadar böyle…
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Gültan Kışanak, kanımca bir özeleştiri yapmış, halkın taleplerine kulak tıkamamış ve yanlıştan dönerek büyük bir erdemlik göstermiştir.
Kışanak, aslında kamuya açık alanlarda yaptığı yeniliklerle bununun sinyalini çoktan vermişti zaten. Koşuyolu Parkı ve diğer parklardaki istinat duvarlarını yıkan Başkan Kışanak, dinlenme parklarının halkın ailesiyle gidebileceği alanlara hızla dönüştürdü.
Bu ‘sanat sokaklarının’ ve dinlenme parklarının çoğunu yapan Kürt siyasal harekatının yerel iktidarlarıydı. Bu nedenle her iktidara gelen öncekinin yanlışını sürdürdü. İlk kez Gültan Kışanak, yanlıştan döndü ve bu tutumuyla da halk arasında taktir topladı kanısındayım.
Umarım, HDP’li diğer belediyelerde yanlış yapılanı görür ve onlara oy veren halkın isteklerine kulak tıkamazlar.
Sevgiyle kalın