Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ekonomik paket tek başına yeterli olacak mı?

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.10.2024 12:41

İnanın ki gündemi takip etmek ve bir konu üzerine yoğunlaşarak yazı yazmak o kadar zor ki… Son yıllarda Türkiye’de gündem ne haftalık, ne birkaç günlük, ne de günlük oluşuyor veya belirleniyor.  Gündem neredeyse an-be-an değişiyor. Öyle ki, alışmamamız gereken birçok konuda belli bir süre sonra normalmiş gibi karşılanıyor.

 

Gündemin bu kadar sık değiştiği ülkede, 15 Temmuz ve sonrasında ilan edilen Olağanüstü Halk uygulaması ile birlikte FETÖ/PDY ile mücadele adı altında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin hiç biri neredeyse konuşulmuyor bile… Halbuki her biri tek tek ele alınmalı,  önümüzdeki yıllarda göz önünde bulundurularak demokrasi-hukuk devleti bağlamında incelenmeli-tartışılmalı, olası sonuçları ortaya konulmalıdır. Ama ne mümkün…

 

Çünkü; Türk Silahlı Kuvvetleri bir süre önce Cerablus’a, şimdi ise Çobanbey’e girerek Suriye’de ikinci cepheyi açtı, içeride PKK ile çatışmaların son yılların en şiddetli dönemine girdi, art arda patlayan bombalar ve bunun yarattığı atmosfer ile körüklenen milliyetçilikle birlikte toplumda ‘Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır’ anlayışı hakim kılındı.

 

Durum böyle iken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başlattığı dış politika hamlesini Çin’de sürdürmeye devam ederken, Başbakan Binali Yıldırım ise beraberinde kalabalık bir grup bakan ve milletvekili ile Diyarbakır’a geldi. Başbakan Yıldırım, Diyarbakır’da (terörden zarar gören 23 ili kapsayan) ‘Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi’ tanıtım programına katıldı, halka hitap etti, 1.4 milyar dolarlık yeni yatırımların temelini attı ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.

 

Başbakan Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’a geleceği günler öncesinden belliydi.  Doğal olarak açıklayacağı ekonomik paketin neredeyse tamamı basında, iş dünyasında ve sokakta tartışılmaya başlanmıştı. Hatta iş dünyası ve sokak konu hakkında görüşlerini açıklamış ve beklentilerini de eklemişti.

 

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Sayar, teşvik ve ekonomi paketlerin demokratik adımlarla güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, ‘Yatırım ortamının oluşabilmesi için ilk olarak barış ve huzurun sağlanması gerekiyor. Barışın olmadığı yerde bu tür teşvikler tam anlamıyla karşılık bulmaz, amacına da ulaşmaz. Geçmişte de böyle oldu, bugünde aynısı olur. Güvenlikli bir ortamda ancak ekonomik kalkınma olur’ dedi.

 

Diyarbakır Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal da, ‘Silahlar susmadan tek başına teşvikler, paketler bir işe yaramayacak. Diyalog ortamı sağlanmadan bir şeylerin değişeceğine inanmıyoruz’ şeklinde görüş belirtti.

 

Hendek ve operasyonlar nedeniyle neredeyse yerle bir olan Silopi, Yüksekova, Nusaybin, Cizre, Şırnak, Sur ve İdil gibi kentlerde oturan vatandaşlar ise, daha öncede teşvik paketleri gördüklerini, ancak bunların uygulamaya geçmeden  unutulduğunu öne sürerek, ‘Daha bu yılın başında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Mardin’de bir ekonomik paket açıkladı. Ama hiçbir sonuç alınamadı’ diyerek, umutlu olmadıklarını beyan ettiler.

 

11 Aralık 2015 tarihinden bu yana 6 mahallesinde sokağa çıkma yasağı uygulanan ve birkaç hafta önce Diyarbakır Valiliğinin kısmen kaldırıldığını açıkladığı sokağa çıkma yasağının devam ettiği Merkez Sur ilçendeki esnaf ve vatandaşlar ise, ‘eksiksiz bir demokrasi gelmeden ekonomik paketlerin bir yararı olmayacaktır. Önce huzur olmalı. Barış sağlanmalı. Hani Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sur’u Toledo yapacaktı. Hani Sur’dan ev alacaktı. Yeni Başbakan Binali Yıldırım’da Diyarbakır’a gelmeden Çözüm mözüm yok. Çözüm vatandaşta. Diyerek tavrını ortaya koydu. Eğer çözüm bizdeyse bizde diyoruz ki, yeniden çözüm masasına oturulsun’ dediler. 

 

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki 23 ili kapsayan ve 4 yılda özel sektörle birlikte 140 milyar TL'ye ulaşacağı öngörülen yatırım ve projelerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

 

-Diyarbakır'ın yanı sıra Van, Kars, Şanlıurfa gibi şehirler cazibe merkezi olarak belirlenecek. Çevre illerle birlikte bu cazibe merkezlerinin bir sinerji oluşturması amaçlanacak. Böylece bölgeden batıya yönelik büyük insan göçünün önüne geçilmesi hedeflenecek.

 

-Büyük özel sektör firmalarının çağrı merkezlerini bölgeye taşımaları için teşvikler getirilecek. Gençler ve kadınlar teşvik ve desteklerden öncelikli olarak yararlanacak. Kadınların kuracağı küçük işlemlere hibe niteliğinde kredi verilecek.

 

-Kamu-özel sektör ortaklığıyla bölgelere uygun fabrikalar ve işyerleri kurulacak. Buralar sembolik rakamlarla veya ücretsiz olarak yatırımcılara verilecek. Yapılan üretime belli bir süre ile alım garantisi sağlanacak. Bu en az 5 yıl olacak.

 

-Kamunun ihtiyacı olan sarf malzemeleri, kapsam alanında bulunan 23 ilden alınacak. Türkiye'nin Kızılay veya AFAD gibi kuruluşlar aracılığıyla yurtdışına gönderdiği insani yardımlar bu bölgeden sağlanacak.

 

-Yatırımlar tarım, ulaştırma, altyapı, enerji, sağlık, turizm ve eğitim alanlarını kapsayacak. Bunun için ilave bütçe konulacak. İlgili şehrin veya ilçenin özelliğine göre yatırım önceliği belirlenecek. Kars ve Muş'a büyükbaş hayvancılık konusunda teşvik verilirken, Şanlıurfa'da tahıl, Malatya'da tekstil alanında yapılan yatırımlar teşvik edilecek.

 

Durum bu ahvalde…

 

Devlet ve hükümet, bölge için ekonomik paketi yeterli görüyor. İş dünyası ve sokaktaki vatandaş ise, ekonomik paketlerin tek başına yeterli olmayacağını barış, huzur ve eksiksiz bir demokrasinin olması gerektiğini söylüyor ve ekliyorlar, önceki ekonomik paketlerin başarısızlığının bunların eksikliğinden kaynaklandığını ifade ediyorlar.

 

 

 

Sevgiyle kalın.  

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.