“Elçiye zeval olmaz” bir atasözüdür. Sözlük anlamına gelince; ‘bir kimsenin sözünü başka bir kimseye iletmekle görevli kişi, bu sözlerden sorumlu değildir. Sözler kırıcı ise bunda aracının bir suçu yoktur. Onu cezalandırmak gibi bir davranışta bulunulmamalıdır’.
Ben de bu yazımda elçi görevini yerine getireceğim. Zaten kamu adına görev ifa eden gazeteciler, bir nevi elçi değiller mi? Uzun süreden bu yana gerek dost-ahbap sohbetlerinden, gerek dolaylı kulak misafiri olduğum bazı olaylardan, gerekse e-postamda biriken maillerimden edindiğim izlenim belediyenin birçok hizmetinden memnuniyet olduğu kadar, bazı hizmetlerinden de bir hoşnutsuzluk söz konusu…
Belediyeler hizmetlerini elbette iyi yapmalı ve iyi yapılan hizmetler medya tarafından gündeme getirilir, vatandaşlar tarafından takdir edilir. Ancak hoşnut olunmayan ve gerektiği gibi yapılmayan veya yapılamayan hizmetler de vatandaş adına medya tarafından özellikle de köşe yazarları tarafından gündeme getirilmeli ki, halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla o koltuklara oturanlar tarafından gereği yapılsın.
Tabii ki çatışma, yıkım, en önemlisi ölümlerin olduğu şehir, ilçe ve beldelerde hizmetin lafı olmaz veya son sırada gelir elbette. Ama bunların yaşanmadığı ve hayatın devam ettiği yerlerde hizmetlerin ve yatırımların aksamaması lazım. Ramazan ayını idrak ettiğimiz şu günlerde vatandaşlar, sabah erken işlerine gitmekte, akşamüstü evlerindeki iftara yetişmekte büyük sıkıntılar yaşıyor. Hoş bu sadece Ramazan ayı için de geçerli değil. Fakat oruçlu insanların en azından bu kutsal ayda işlerine gidip-dönmede sıkıntı yaşamaması gerekir diye düşünüyorum.
Maalesef ulaşımda Ramazanla birlikte keşmekeşlik zirve yaptı. Minibüslerin gitmediği yeni yerleşim alanlarında özellikle Kayapınar ilçesinin tamamında belediyeye ait otobüsler, servis saatlerine riayet etmiyor. Dolayısıyla işine yetişemeyen vatandaşlar, okuluna veya dershanesine geç kalan öğrenciler yollarda perişan oluyor. Sayın yetkililer de, bu bölgede yaşayanların tamamının özel aracı var sanıyor herhalde.
Neyse devam edelim. Bazı belediye otobüsü sürücüleri, içinde yolcu bulunan araçlarını istedikleri yerde park ederek keyiflerine göre bakkala, markete gidiyor, araçtan inip tütün saranların bile olduğu dile getiriliyor. En acı ise yapılan şikayetlerin dikkate alınmıyor olmasıdır. Buna bizzat bende şahit oldum.
Sayın yetkililer, kangrene dönüşmeye başlayan bu sorunu kendileri mi, yoksa tebdil-i kıyafetli müfettişleri aracılığıyla mı, zaman geçirmeden tespit etmelidir. Sorunu hizmet içi eğitimle mi, takviye araç ve servis saatleriyle mi çözüme kavuştururlar kararını vermelidir. Diğer bir sorun veya sıkıntı ise dinlenme parklarıyla alakalı. Birçok dinlenme parkında uygulanan ve başarılı olarak görülen istinat duvarlarının kaldırılmasının zaman geçirilmeden diğer parklarda da gerçekleştirilmeli. Kentin birçok ilçesindeki bazı parkların bakımları ya yapılmıyor, ya da zamanında yapılmıyor. Yine bazı dinlenme parklarının ne yazık ki, ticari alanlara döndüğü yönünde çok sayıda şikayet var. Acilen ya bu parklar ticari alan olmaktan çıkartılmalı, ya da dinlenmeye gelen insanların ticari meta olarak görülmesi engellenmelidir. Çünkü bu alanlar sosyal belediyeciliğin bir gereğidir ve ticaret yapanların değil toplumun tamamınıdır, yani kamunundur.
-Gelelim asfalt, kaldırım çalışmalarıyla ilgili duruma… Belediyeler şehiriçi yol, kaldırım gibi alt ve üstyapı çalışmalarını da gerçekleştirmekle yükümlüdür. Aslında bu bir şikayetten ziyade benim ve bana iletilenlerden elde ettiğim gözlemdir. Yaz ayı ile birlikte yeni yerleşim alanlarında hem asfalt, hem de kaldırım çalışmaları hızlı bir şekilde yapılıyor. Asfalt çalışmalarından herkes memnun… Haklı olarak kışın çamur ve tozdan kurtulmak için insanlar, asfaltlanacak alanların çoğaltılmasını istiyor.
Kaldırım çalışması da birçok yerde sürüyor. Döşenen malzeme güzel, ama döşenmesinde büyük sıkıntılar mevcut. Yani işçiliği pek de iyi değil. Özellikle kaldırımların kenarlarına yük binmesi halinde yıkılacak gibi duruyor. Üst taraflarının bazı bölümlerinde ise taşlar düzgün döşenmemiş veya bitiş noktaları yapılmamış olarak bırakılıyor.
-Son olarak Urfa yolu üzerindeki 3’ncü sanayi sitesi yanında oturan üç çocuk annesi bir okurumun e-postasındaki sıkıntıyı dile getirmek istiyorum. Bu okurum tüm birikimleriyle sanayiye yetişmeden bir daire aldıklarını belirtiyor. Sitelerinin önüne büyük tonajlı araçların park etmesinden, yakılan sanayi atıklarının çıkarttığı zararlı dumanlardan ve yine ağır tonajlı araçların yollarında yarattığı tahribattan ve sitelerinin önündeki yeşil alanın belediye tarafından şantiye olarak kullanılmasından ve halen kaldırımlarının yapılmamasından şikayet ediyordu.
Okurum, bu şikayetlerinden birinin sanayiye duvar çekilmesiyle çözüldüğünü belirtiyor. Ancak diğer sorunların orta yerde durduğunu, yetkililere seslerini duyuramadığından şikayet ediyor.
Dedik ya elçiye zeval olmaz. Ben elçilik görevimi yaptım. Gerisi başta Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak ve alt kademe belediye başkanlarına kalmış. Ha çevredeki şehir, ilçe ve belde belediye başkanları da payına düşeni alırsa bunda da bir sakınca yok.
Son olarak bir dip not: Yıllarca yazdık-çizdik ırkçılığı bu kadar körüklerseniz olacağı budur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin otobüs firmalarına yönelik silahlı saldırıyı kınıyorum.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ercan AKKAR
Elçiye Zeval Olmaz
“Elçiye zeval olmaz” bir atasözüdür. Sözlük anlamına gelince; ‘bir kimsenin sözünü başka bir kimseye iletmekle görevli kişi, bu sözlerden sorumlu değildir. Sözler kırıcı ise bunda aracının bir suçu yoktur. Onu cezalandırmak gibi bir davranışta bulunulmamalıdır’.
Ben de bu yazımda elçi görevini yerine getireceğim. Zaten kamu adına görev ifa eden gazeteciler, bir nevi elçi değiller mi? Uzun süreden bu yana gerek dost-ahbap sohbetlerinden, gerek dolaylı kulak misafiri olduğum bazı olaylardan, gerekse e-postamda biriken maillerimden edindiğim izlenim belediyenin birçok hizmetinden memnuniyet olduğu kadar, bazı hizmetlerinden de bir hoşnutsuzluk söz konusu…
Belediyeler hizmetlerini elbette iyi yapmalı ve iyi yapılan hizmetler medya tarafından gündeme getirilir, vatandaşlar tarafından takdir edilir. Ancak hoşnut olunmayan ve gerektiği gibi yapılmayan veya yapılamayan hizmetler de vatandaş adına medya tarafından özellikle de köşe yazarları tarafından gündeme getirilmeli ki, halkın büyük çoğunluğunun oylarıyla o koltuklara oturanlar tarafından gereği yapılsın.
Tabii ki çatışma, yıkım, en önemlisi ölümlerin olduğu şehir, ilçe ve beldelerde hizmetin lafı olmaz veya son sırada gelir elbette. Ama bunların yaşanmadığı ve hayatın devam ettiği yerlerde hizmetlerin ve yatırımların aksamaması lazım. Ramazan ayını idrak ettiğimiz şu günlerde vatandaşlar, sabah erken işlerine gitmekte, akşamüstü evlerindeki iftara yetişmekte büyük sıkıntılar yaşıyor. Hoş bu sadece Ramazan ayı için de geçerli değil. Fakat oruçlu insanların en azından bu kutsal ayda işlerine gidip-dönmede sıkıntı yaşamaması gerekir diye düşünüyorum.
Maalesef ulaşımda Ramazanla birlikte keşmekeşlik zirve yaptı. Minibüslerin gitmediği yeni yerleşim alanlarında özellikle Kayapınar ilçesinin tamamında belediyeye ait otobüsler, servis saatlerine riayet etmiyor. Dolayısıyla işine yetişemeyen vatandaşlar, okuluna veya dershanesine geç kalan öğrenciler yollarda perişan oluyor. Sayın yetkililer de, bu bölgede yaşayanların tamamının özel aracı var sanıyor herhalde.
Neyse devam edelim. Bazı belediye otobüsü sürücüleri, içinde yolcu bulunan araçlarını istedikleri yerde park ederek keyiflerine göre bakkala, markete gidiyor, araçtan inip tütün saranların bile olduğu dile getiriliyor. En acı ise yapılan şikayetlerin dikkate alınmıyor olmasıdır. Buna bizzat bende şahit oldum.
Sayın yetkililer, kangrene dönüşmeye başlayan bu sorunu kendileri mi, yoksa tebdil-i kıyafetli müfettişleri aracılığıyla mı, zaman geçirmeden tespit etmelidir. Sorunu hizmet içi eğitimle mi, takviye araç ve servis saatleriyle mi çözüme kavuştururlar kararını vermelidir. Diğer bir sorun veya sıkıntı ise dinlenme parklarıyla alakalı. Birçok dinlenme parkında uygulanan ve başarılı olarak görülen istinat duvarlarının kaldırılmasının zaman geçirilmeden diğer parklarda da gerçekleştirilmeli. Kentin birçok ilçesindeki bazı parkların bakımları ya yapılmıyor, ya da zamanında yapılmıyor. Yine bazı dinlenme parklarının ne yazık ki, ticari alanlara döndüğü yönünde çok sayıda şikayet var. Acilen ya bu parklar ticari alan olmaktan çıkartılmalı, ya da dinlenmeye gelen insanların ticari meta olarak görülmesi engellenmelidir. Çünkü bu alanlar sosyal belediyeciliğin bir gereğidir ve ticaret yapanların değil toplumun tamamınıdır, yani kamunundur.
-Gelelim asfalt, kaldırım çalışmalarıyla ilgili duruma… Belediyeler şehiriçi yol, kaldırım gibi alt ve üstyapı çalışmalarını da gerçekleştirmekle yükümlüdür. Aslında bu bir şikayetten ziyade benim ve bana iletilenlerden elde ettiğim gözlemdir. Yaz ayı ile birlikte yeni yerleşim alanlarında hem asfalt, hem de kaldırım çalışmaları hızlı bir şekilde yapılıyor. Asfalt çalışmalarından herkes memnun… Haklı olarak kışın çamur ve tozdan kurtulmak için insanlar, asfaltlanacak alanların çoğaltılmasını istiyor.
Kaldırım çalışması da birçok yerde sürüyor. Döşenen malzeme güzel, ama döşenmesinde büyük sıkıntılar mevcut. Yani işçiliği pek de iyi değil. Özellikle kaldırımların kenarlarına yük binmesi halinde yıkılacak gibi duruyor. Üst taraflarının bazı bölümlerinde ise taşlar düzgün döşenmemiş veya bitiş noktaları yapılmamış olarak bırakılıyor.
-Son olarak Urfa yolu üzerindeki 3’ncü sanayi sitesi yanında oturan üç çocuk annesi bir okurumun e-postasındaki sıkıntıyı dile getirmek istiyorum. Bu okurum tüm birikimleriyle sanayiye yetişmeden bir daire aldıklarını belirtiyor. Sitelerinin önüne büyük tonajlı araçların park etmesinden, yakılan sanayi atıklarının çıkarttığı zararlı dumanlardan ve yine ağır tonajlı araçların yollarında yarattığı tahribattan ve sitelerinin önündeki yeşil alanın belediye tarafından şantiye olarak kullanılmasından ve halen kaldırımlarının yapılmamasından şikayet ediyordu.
Okurum, bu şikayetlerinden birinin sanayiye duvar çekilmesiyle çözüldüğünü belirtiyor. Ancak diğer sorunların orta yerde durduğunu, yetkililere seslerini duyuramadığından şikayet ediyor.
Dedik ya elçiye zeval olmaz. Ben elçilik görevimi yaptım. Gerisi başta Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak ve alt kademe belediye başkanlarına kalmış. Ha çevredeki şehir, ilçe ve belde belediye başkanları da payına düşeni alırsa bunda da bir sakınca yok.
Son olarak bir dip not: Yıllarca yazdık-çizdik ırkçılığı bu kadar körüklerseniz olacağı budur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin otobüs firmalarına yönelik silahlı saldırıyı kınıyorum.
Sevgiyle kalın.