2019-2020 eğitim yılında eğitimin gündemini pandemi belirledi. Devlet okullarına destek Eba’dan gelirken, özel okullar da zoom vb. üzerinden eğitim sürecini tamamladı.
1. Dönem de eğitim alan öğrencilere destek devletten geldi. YKS ve LGS sınavına giren öğrenciler 2. dönem konularından sorumlu tutulmazken,180 barajı da 170’e düşürülerek bu sürece katkı sağlandı. Yalnız ev ortamı eğitim sürecinde iç disiplini desteklememiş ve pandemi sürecindeki kaygı öğrencideki arzu edilen başarıyı ulaşamama yönün de veli ve öğrenci de hayal kırıklığına uğratmıştır.
Malumunuz Eğitim de anne ve babalar da çocukları gibi zor bir süreçten geçiyor. Okul açılacak mı, açılmayacak mı?, sorularını çevremizden sıkça duyuyoruz.
Devlet okulları bu soruna kademeli olarak çözüm bulmuş olsada , özel okulların, devlet okullarıyla aynı kategori de değerlendirilmesi beraberinde ayrı sorunları getiriyor.
Covid-19 sebebiyle 2.dönem kayıtlarını tahsil edememekten dert yanan özel okulların, personel ve öğretmen kadrosunda daralmaya, kurumsal olarak da küçülmeye gittiklerini hepinizce malumunuz... Devlet kısa ödenekten destek sağlasada, tahsil edilemeyen kayıt ücretleri ile kurum kiraları ve personel maaşlarını işletmecilerin belini bükmüştür.
2020-2021 de de özel okulların durumu pek iç açıcı değil.
12 Ekim itibaren 8 ve 12 sınıflar için yüz yüze eğitimi başlarken, 21 Eylül de Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, Bilim kurulunun yaptığı açıklamasıyla aşamalı bir şekilde eğitime geçilmesi ve uzaktan eğitim süreci veliyi tedbir almaya itmiştir.5 ve 9 sınıflar 2 Kasım da yüz yüze eğitime başlarken, 6.7-10.11 sınıflar da 23 Kasım’ı bekliyor. Yalnız bu açıklamayla Özel Okulların kaderi bir kez daha olumsuz yönde değiştiğini ifade etmek istiyorum. Devlet okullarına uygulanan genelge kapsamında aşamalı eğitimle özel okullar güven kaybetmiş, pandemi ve uzaktan eğitim memnuniyetsizliği velinin özel okullara kayıt yapmasına engel teşkil etmiştir. Kurumların itibarlarını yitirdikleri bu süreçte devletten gelen Kdv desteğinin % 1 düşmesi, kayıt almakta zorlanan özel okulların yüzünü güldürmeye yetmemiştir.
---Özel okulların kayıt ücretlerinin aşağı çekmesi bile artık veliyi ikna etmiyor?
Bu sorunun çözümü için Fırsat eşitliği devlet okullarıyla değil, bizzat etüd merkezleri ve kurslar ile değerlendirilmesi daha adilane bir tutum olurdu diye düşünüyorum. Nitekim özel okullarda, etüt merkezleri ve kurslar da tüzel kişilerce ayakta durmaya çalışan işletmelerden oluşuyor. Özel okulların, devlet okullarıyla fırsat eşitliği kapsamında değerlendirilmesi veli ve öğrenci cephesinden eşitlik gibi görünse de, uygulamada devlet okulundaki şartlarla eş değer olmaması ve tüzel kişilerce fırsat eşitliğini değil, eşitsizliğe sebebiyet vermektedir.
Özel okullar devlette atanamayan öğretmen kadrosuna sağladığı iş imkanıyla devletin iş yükünü kaldırarak, istihdama katkı sunduğu da bilinen bir gerçek. Ayrıca devlet okullarında ki derslik açığına da, milyonlarca öğrenci mezun ederek pansuman olmuş bu kurumlar, devlet eliyle desteklenmez ise, donem sonun da iflasın eşiğine gelmeleri an meselesi!
Buda, atanamayan binlerce öğretmenin devlet kapısına yığılması anlamına gelir ki özel okulların sorunu çözülmediği takdir de, devletin sorunu haline gelir.
Devlet okullarındaki aşamalı eğitimden tüzel kişilerce kurulan özel okulların etüt merkezleri gibi muaf tutulması, pandemi için alınan tedbirler teftiş kurulu tarafından takip edilerek, örgün eğitime geçmesi özel okulları veli ve öğrencisiyle buluşturulması güven tazeleyecektir.
Bu da özel okulların kaybettikleri itibarlarını kazanması anlamına gelir.
Unutulmamalıdır ki özel okullar, kendi aralarında oluşturdukları birlik ve rekabet ortamıyla ilimizin eğitim kalitesini yükseltirken, ülkemizin geleceği olan nesilleri yetiştirmede devletimizin elini güçlendirerek umut vaat etmektedir.
Özel okullara sahip çıkmak, gençlere sahip çıkmak demektir.
Unutmayalım! Gençlik kimdeyse, gelecek ondadır.
Çünkü gençler gelecekteki umudumuz ve ülkemizin tükenmek bilmeyen yarınlarımızın hazinesidir.
Selam ve dua ile…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Dilek Çiftçi
Eğitim de Covid-19 gelen fırsat eşitsizliği...
2019-2020 eğitim yılında eğitimin gündemini pandemi belirledi. Devlet okullarına destek Eba’dan gelirken, özel okullar da zoom vb. üzerinden eğitim sürecini tamamladı.
1. Dönem de eğitim alan öğrencilere destek devletten geldi. YKS ve LGS sınavına giren öğrenciler 2. dönem konularından sorumlu tutulmazken,180 barajı da 170’e düşürülerek bu sürece katkı sağlandı. Yalnız ev ortamı eğitim sürecinde iç disiplini desteklememiş ve pandemi sürecindeki kaygı öğrencideki arzu edilen başarıyı ulaşamama yönün de veli ve öğrenci de hayal kırıklığına uğratmıştır.
Malumunuz Eğitim de anne ve babalar da çocukları gibi zor bir süreçten geçiyor. Okul açılacak mı, açılmayacak mı?, sorularını çevremizden sıkça duyuyoruz.
Devlet okulları bu soruna kademeli olarak çözüm bulmuş olsada , özel okulların, devlet okullarıyla aynı kategori de değerlendirilmesi beraberinde ayrı sorunları getiriyor.
Covid-19 sebebiyle 2.dönem kayıtlarını tahsil edememekten dert yanan özel okulların, personel ve öğretmen kadrosunda daralmaya, kurumsal olarak da küçülmeye gittiklerini hepinizce malumunuz... Devlet kısa ödenekten destek sağlasada, tahsil edilemeyen kayıt ücretleri ile kurum kiraları ve personel maaşlarını işletmecilerin belini bükmüştür.
2020-2021 de de özel okulların durumu pek iç açıcı değil.
12 Ekim itibaren 8 ve 12 sınıflar için yüz yüze eğitimi başlarken, 21 Eylül de Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, Bilim kurulunun yaptığı açıklamasıyla aşamalı bir şekilde eğitime geçilmesi ve uzaktan eğitim süreci veliyi tedbir almaya itmiştir.5 ve 9 sınıflar 2 Kasım da yüz yüze eğitime başlarken, 6.7-10.11 sınıflar da 23 Kasım’ı bekliyor. Yalnız bu açıklamayla Özel Okulların kaderi bir kez daha olumsuz yönde değiştiğini ifade etmek istiyorum. Devlet okullarına uygulanan genelge kapsamında aşamalı eğitimle özel okullar güven kaybetmiş, pandemi ve uzaktan eğitim memnuniyetsizliği velinin özel okullara kayıt yapmasına engel teşkil etmiştir. Kurumların itibarlarını yitirdikleri bu süreçte devletten gelen Kdv desteğinin % 1 düşmesi, kayıt almakta zorlanan özel okulların yüzünü güldürmeye yetmemiştir.
---Özel okulların kayıt ücretlerinin aşağı çekmesi bile artık veliyi ikna etmiyor?
Bu sorunun çözümü için Fırsat eşitliği devlet okullarıyla değil, bizzat etüd merkezleri ve kurslar ile değerlendirilmesi daha adilane bir tutum olurdu diye düşünüyorum. Nitekim özel okullarda, etüt merkezleri ve kurslar da tüzel kişilerce ayakta durmaya çalışan işletmelerden oluşuyor. Özel okulların, devlet okullarıyla fırsat eşitliği kapsamında değerlendirilmesi veli ve öğrenci cephesinden eşitlik gibi görünse de, uygulamada devlet okulundaki şartlarla eş değer olmaması ve tüzel kişilerce fırsat eşitliğini değil, eşitsizliğe sebebiyet vermektedir.
Özel okullar devlette atanamayan öğretmen kadrosuna sağladığı iş imkanıyla devletin iş yükünü kaldırarak, istihdama katkı sunduğu da bilinen bir gerçek. Ayrıca devlet okullarında ki derslik açığına da, milyonlarca öğrenci mezun ederek pansuman olmuş bu kurumlar, devlet eliyle desteklenmez ise, donem sonun da iflasın eşiğine gelmeleri an meselesi!
Buda, atanamayan binlerce öğretmenin devlet kapısına yığılması anlamına gelir ki özel okulların sorunu çözülmediği takdir de, devletin sorunu haline gelir.
Devlet okullarındaki aşamalı eğitimden tüzel kişilerce kurulan özel okulların etüt merkezleri gibi muaf tutulması, pandemi için alınan tedbirler teftiş kurulu tarafından takip edilerek, örgün eğitime geçmesi özel okulları veli ve öğrencisiyle buluşturulması güven tazeleyecektir.
Bu da özel okulların kaybettikleri itibarlarını kazanması anlamına gelir.
Unutulmamalıdır ki özel okullar, kendi aralarında oluşturdukları birlik ve rekabet ortamıyla ilimizin eğitim kalitesini yükseltirken, ülkemizin geleceği olan nesilleri yetiştirmede devletimizin elini güçlendirerek umut vaat etmektedir.
Özel okullara sahip çıkmak, gençlere sahip çıkmak demektir.
Unutmayalım! Gençlik kimdeyse, gelecek ondadır.
Çünkü gençler gelecekteki umudumuz ve ülkemizin tükenmek bilmeyen yarınlarımızın hazinesidir.
Selam ve dua ile…