Bilindiği gibi kendi kafamızdan dini bilgileri yazmak, açıklamak, hadisleri kendi kafamıza göre yorumlamak doğru değildir. Onun için hep sahih kaynaklardan faydalanarak ve kaynak belirterek sizleri önemli konularda bilgilendirmeye çalışıyoruz.
Bilindiği gibi Allah’ın verdiği nimetlerle şükretmek gerekir. Ancak Allah’ın verdiği nimetleri, başkalarına bildirerek övünmek uygun olmaz.
Efendim;
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Allahü Teâlâ’nın verdiği nimetleri bildirmek, bunlara şükretmek olur. ” [Beyheki]
Övünmek haramdır. Kendindeki iyilikleri, nimetleri, kendinden bilirse, Allahü Teâlâ’nın verdiğini düşünmezse, övünmek olur. Yani Tezkiye-i nefs olur. Bu nimetlerini Allahü Teâlâ’dan geldiğini bilir, kendinin kusurlu olduğunu düşünürse, Şükür olur.
Babası ile övünmek
Efendim; kendi yaşayışları uygun olmayan kimselerin babaları ile ve dedeleri ile övünmeleri uygun değildir, ahmaklıktır.
Babaları ile dedeleri ile övünmek ve tekebbür etmek, cahillik ve ahmaklıktır.
Kabil, Âdem aleyhisselamın oğlu idi. Yam da, Nuh aleyhisselamın oğlu idi. Babalarının Peygamber olması, bunları küfürden kurtarmadı. İnsanın övündüğü dedeleri, bir avuç toprak oldu. Onların salih olmaları ile övünmemeli, onlar gibi salih olmaya, onların yolunda bulunmaya çalışmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Atalarınız ile övünmeyi terk edin.” [Ebu Davud]
“Bir kimsenin kendi kötü ise, ahirette nesebinin [soy-sopunun] üstünlüğü ona fayda vermez.” [Taberani]
Bir gün iki kişi birbirine üstünlük taslayarak biri, "Ben falancanın oğlu filanım. Ya sen kimsin?" dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:
“Hazret-i Musa’nın yanında iki kişi birbirine karşı övünmeye başladı. Biri ecdadını 9 göbek geriye doğru saydı. Allahü Teâlâ, Hazret-i Musa’ya, "Ona söyle, iftihar ettiği 9 kişi Cehennemdedir. Kendi de onuncusudur" diye vahyetmiştir.” [İ. Ahmed]
İltifat etmek
İltifat; ilgilenmek, saygı göstermek, birinin hatırını sormak, nazik ve yumuşak davranmak, teveccüh göstermek, gönlünü hoş etmek gibi anlamlara gelir.
Bilhassa dini bilgilerden uzak kimseler arasında iltifat, yalandan takdir etme anlamında kullanılıyor. Takdir etmenin gerçeği de olur, yalanı da olur. Ama Müslüman takdir ederken doğru söyler. Yani Müslüman’ın takdiri gerçektir. Bu bakımdan iltifat değil gerçektir sözü kültürümüze uygun değildir. Yabancılardan geçmiştir.
Efendim;
“5 vakit namazını kılan bir kimsenin, sadece Cuma namazlarına gidenleri ölçü alarak, ben onlara göre daha iyiyim demesi dinen uygun olur mu?” derseniz; Peygamber efendimiz, konu ile alakalı bir hadis-i şeriflerinde buyuruyorlar ki:
“O kimseye bakma ki, dinde senden aşağıdır, zira kendini beğenip, helak olursun. Dinde senden yukarısına bak ki, senden hayırlıdır. Malı çok olana bakma ki, Allah’ın kısmetine gadab edersin. Şu kimseye bak ki, yiyeceğini zahmet çekerek alın teri ile hazırlar, o zaman da, Hak Teâlâ’nın sana verdiği nimete şükredersin.”
Allahü Teâlâ cümlemizi nimetlerle övünmeyen, her halükârda her haline şükreden kullarından eylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Dilek Çiftçi
Nimetlerle övünmek
Değerli Okuyucularımız…
Bilindiği gibi kendi kafamızdan dini bilgileri yazmak, açıklamak, hadisleri kendi kafamıza göre yorumlamak doğru değildir. Onun için hep sahih kaynaklardan faydalanarak ve kaynak belirterek sizleri önemli konularda bilgilendirmeye çalışıyoruz.
Bilindiği gibi Allah’ın verdiği nimetlerle şükretmek gerekir. Ancak Allah’ın verdiği nimetleri, başkalarına bildirerek övünmek uygun olmaz.
Efendim;
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“Allahü Teâlâ’nın verdiği nimetleri bildirmek, bunlara şükretmek olur. ” [Beyheki]
Övünmek haramdır. Kendindeki iyilikleri, nimetleri, kendinden bilirse, Allahü Teâlâ’nın verdiğini düşünmezse, övünmek olur. Yani Tezkiye-i nefs olur. Bu nimetlerini Allahü Teâlâ’dan geldiğini bilir, kendinin kusurlu olduğunu düşünürse, Şükür olur.
Babası ile övünmek
Efendim; kendi yaşayışları uygun olmayan kimselerin babaları ile ve dedeleri ile övünmeleri uygun değildir, ahmaklıktır.
Babaları ile dedeleri ile övünmek ve tekebbür etmek, cahillik ve ahmaklıktır.
Kabil, Âdem aleyhisselamın oğlu idi. Yam da, Nuh aleyhisselamın oğlu idi. Babalarının Peygamber olması, bunları küfürden kurtarmadı. İnsanın övündüğü dedeleri, bir avuç toprak oldu. Onların salih olmaları ile övünmemeli, onlar gibi salih olmaya, onların yolunda bulunmaya çalışmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Atalarınız ile övünmeyi terk edin.” [Ebu Davud]
“Bir kimsenin kendi kötü ise, ahirette nesebinin [soy-sopunun] üstünlüğü ona fayda vermez.” [Taberani]
Bir gün iki kişi birbirine üstünlük taslayarak biri, "Ben falancanın oğlu filanım. Ya sen kimsin?" dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:
“Hazret-i Musa’nın yanında iki kişi birbirine karşı övünmeye başladı. Biri ecdadını 9 göbek geriye doğru saydı. Allahü Teâlâ, Hazret-i Musa’ya, "Ona söyle, iftihar ettiği 9 kişi Cehennemdedir. Kendi de onuncusudur" diye vahyetmiştir.” [İ. Ahmed]
İltifat etmek
İltifat; ilgilenmek, saygı göstermek, birinin hatırını sormak, nazik ve yumuşak davranmak, teveccüh göstermek, gönlünü hoş etmek gibi anlamlara gelir.
Bilhassa dini bilgilerden uzak kimseler arasında iltifat, yalandan takdir etme anlamında kullanılıyor. Takdir etmenin gerçeği de olur, yalanı da olur. Ama Müslüman takdir ederken doğru söyler. Yani Müslüman’ın takdiri gerçektir. Bu bakımdan iltifat değil gerçektir sözü kültürümüze uygun değildir. Yabancılardan geçmiştir.
Efendim;
“5 vakit namazını kılan bir kimsenin, sadece Cuma namazlarına gidenleri ölçü alarak, ben onlara göre daha iyiyim demesi dinen uygun olur mu?” derseniz; Peygamber efendimiz, konu ile alakalı bir hadis-i şeriflerinde buyuruyorlar ki:
“O kimseye bakma ki, dinde senden aşağıdır, zira kendini beğenip, helak olursun. Dinde senden yukarısına bak ki, senden hayırlıdır. Malı çok olana bakma ki, Allah’ın kısmetine gadab edersin. Şu kimseye bak ki, yiyeceğini zahmet çekerek alın teri ile hazırlar, o zaman da, Hak Teâlâ’nın sana verdiği nimete şükredersin.”
Allahü Teâlâ cümlemizi nimetlerle övünmeyen, her halükârda her haline şükreden kullarından eylesin. (Amin)